Günlerimiz adliyede ya da cezaevlerinde geçmeye devam ediyor. Koşuşturmamızı, yorgunluğumuzu dert ettiğimiz yok. Ama özgürlüklerinden yoksun gazetecilere, avukatlara, akademisyenlere yeterince sahip çıkamamanın verdiği üzüntüyü, iç sıkıntısını bir türlü atamıyoruz üstümüzden. Üstelik gözaltına alma ve tutuklama olaylarını maniple eden, daha yargı önüne çıkarılmamış insanları ‘terörist’ diye yaftalayan, savcı ve yargıç rolü üstlenen bir takım gazeteci esnafına ne demeli. Sizleri bilmem ama ben mesleğim adına utanıyorum. Yüzüm kızarıyor bu denli arsızlık ve yüzsüzlük karşısında. Vicdanlarını karartmış ne kadar da çok insan varmış çevremizde… 

Düşünüyorum da güzel ülkemizin yalnız insanları giderek daha da yalnızlaştırılıyor. İktidar bir yön çizmiş kendine. Toplumun biat etmeyen tüm kesimlerini düşman bellemiş. Halkın haber alma, bilgilenme, gerçekleri öğrenme hakkı için çaba harcayan gazetecileri, bireylerin yargı önünde savunma verme hakları için, adaletin hakça dağıtılması için uğraş veren avukatları, üniversite hocalarını ve öğrencilerini, sanatlarını özgürce sergilemek isteyen tiyatrocuları… 

Düşünmenin, hak savunmanın, eleştiri yapmanın, hatta yazmanın, çizmenin, konuşmanın bile suç olduğu suskun bir toplumdur amaçladıkları.Ve ne yazık ki yaratılan korku iklimi meyvelerini vermeye başlamıştır. Toplum her gün biraz daha yalnızlaşıyor, gerçeklerden yalıtılıyor. Sihirli televizyon kutusunun uyutucu etkisi altında görmüyor, işitmek istemiyor, sadece ve sadece tüketiyor. Yalnız çarşı pazarda gördüklerini değil usulca insanlığını da.

Yazıma nokta koyar koymaz arkadaşlarımla Çağlayan’a doğru yola çıkacağız, Cumhuriyet gazetesinin basın emekçilerinin yargılandığı duruşmayı izleyeceğiz. Sizler bu yazıyı okurken sonucu öğrenmiş olacaksınız. Umarım bu davanın tutukluları olan meslektaşlarımız da serbest kalır. Cezaevlerinde bir tek gazeteci kalmayana dek sürecek mücadelemiz. Zor biliyorum ama bir gün bu ülkede insanların yalnızlığının, yalıtılmışlığının biteceğine inancımı hiç yitirmedim. Bütün kurum ve kuralları ile işleyen bir demokrasiye kavuşma umudumu da…