Atalarımızın kuyruklu olup olmadıkları bilim dünyasını epey meşgul etmiş ve tartışılmıştır. Bir kısım bilim adamı, “evet” derken diğerleri bunu reddetmiştir. İlk Atalarımızda var olup zamanla, evrimle yok olduğunu söyleyenleri de Ataistlikle, dinsizlikle suçlamışlardır.

İncil baz alınarak yapılan hesaplamalarda, İlk insanın ortaya çıkışı M.Ö.7000 ile 3000 yıllarında olduğu hesaplanmışsa da…… 

Karbon 14 analiz yöntemleri ile 30-40 bin hatta 2,5 milyar yıllık iskeletlere bir açıklama getirilememektedir. Son araştırmalar, kuyrukları olduğunu ama kuyruğun yer  değiştirdiğini ortaya koymuştur.

Aşağıdaki sınıflandırma ile kuyruğun yer değiştirdiği, yeni bulunduğu yerde evrime ayak uydurduğu açıkça görülmektedir.

Fakat araştırmaların zor yanı, DNA sekansı tam bulunmadığı için bu değişim sürecinin kaç milyon yada milyar yıl önce olduğu tahminlerden öteye gidememektedir.

Düz arazilerde (savanlarda) yaşamaya başlamakla değişim sürecinin de başladığı düşünülmektedir.

Sınıflandırma, aşağıdaki gibi yapılmakta ve Ülkemizde büyük bir sayı ile temsil edildiği düşünülmektedir.

Maalesef tam sayıları bu yönde detaylı sayım yapılmadığından bilinmemekte ise de varlıkları inkar edilememektedir.

1-    Kılkuyruklar

2-   Kuyruklu yalancılar

3-   Kuyruklarıyla kavga edenler

4-   Kuyruk yalayanlar

5-   Kuyruğu dik tutanlar

6-   Kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştıranlar

7-   Kuyruğu kaptıranlar

8-   Kuyruk sallayanlar

9-   Kuyruk acısı çekenler

gibi sınıflara ayrılmış ve sosyal antropologlar hala bu sınıflanmanın geçici olup artacağını hatta alt gruplara da ayrılacağını ifade etmektedirler.

Anadolumuzun bu zengin kültürlülüğünde daha önce bulunan, (önceki yazımızda belirttiğimiz) homoabuksubikkusa  eşlik eden bu türe, “hoşgelmişsiniz” diyor ve dikkatle araştırmaların sonuçlarını gözlemlemenizi öneriyoruz.

Sözünü ettiğimiz  keşif, ikiyüz yıldır süren, “insanların kuyruğu var mı” kavgasına son vermiştir.

Bu buluşun Antropoloji Nobeline aday gösterileceği ifade edilmektedir. Bu buluşu yapan Bilim Adamlarını kutlarız.