T.C. Devleti ki; söylenen, iki ayyaşın kurduğudur.

Temeline baktığımızda, adalet ve hukuk kavramları üzerine kurulduğunu, tekrar OTOKRATİKLEŞMEYE karşı önlemler alındığını ve bu konuda geleceğe yönelik uyarılar yapıldığını da görürüz.
Günümüzde ise otokratikleşme (tek adamlık) eğilimi ağır basmaktadır. Bunun altında insanlarımızın düşünmekten kaçınması devlet kavramını, tarihi iyi bilmemesi ve bunun gibi nedenler yer almaktadır.
Devlet; Demokrasi, Adalet, İnsan haklarını temel alan hukuk kuralları üzerine kurulur. “Devletin dini, adalettir” Hz. Ali..
“Ülkeler kılıçla fethedilir, Adaletle yönetilir” Timur..

Yukarıda Hz. Ali ve Timur’un asırlar önce görüp söylediği de iki ayyaşın kurduğu TC Devletinin temelini teşkil etmiştir. Böyle bir devlette vatandaşlar katılımcı, söz söyleyebilen, eleştiren yapıdadırlar.
Halbuki otokrasilerde bütün sözü bir kişi söyler. Ağzından çıkan her şey doğrudur ve yapılmalıdır. Silahlı güçler ve kendi kurdukları yedek güçler onun amaçları için emrindedirler. Körü körüne de itaat ederler. Tarihte Hitler, Mussolini, Franko yedek güçleri de SS, SA, Karagömlekliler gibi örnekler çoktur.

Demokratik Devlette ise bir vatandaşa yapılan haksızlık, adaletsizlik hepsine yapılmış sayılır. Tek Adamlıkta otokrat ekonomiden sanata, tarımdan mühendisliğe, seks yaşamına, konuşmanıza, söylenecek sözlere kadar herşeyi bilir ve dayatır. Kendine ters düşerse adaleti tanımaz, kendi kanunlarını ve kendini tasdik edecek adalet mekanizmasını kurar.
Toplumun gelişmesine yardımcı olacak kitle iletişim araçlarını kendi  amaçlarına hizmet edecek hale getirir. Dolayısıyla toplumu kendi düşüncesi yönünde şekillendirmeye çalışır. Bütünleşmiş toplum artık çözülmeye başlar. Bireysel çıkarlar herşeyin önüne geçer. Başkalarına yapılan haksızlık, adaletsizlik, hırsızlık kanıksanır ve görülmez hatta savunulur hale gelir. 45 çocuğa tecavüz gibi yada evlere polisin yerleştirdiği, kendine ait olmadığını iddia ettiği paraları faiziyle alıp yemeleri gibi..  yada yapılanların dine uygun, bunun araştırılmasının günah olduğu, yaptıysa otokrata dinen suç işlemeye izin verildiği gibi savunmaların arkasına saklanılır.
“Yolsuzluk var ama ortaya çıkarmak günah” gibi.. Bunların bir nedeni de tüketim ekonomisi, her şeyin hızla değer kaybetmesi ve tüketilmesidir.
Din, Adalet, Hukuk hatta DİN bile uydurma yorumlarla menfaate göre tüketilmektedir. Verilen eğitim de insanımızı üretmeye, araştırmaya, düşünmeye sevk etmemekte, hazır plan ve çözümler bekleyen, başkalarına bağımlı bir yapı yaratacak şekilde olmaktadır.

Eğitim, insanımızı kendi doğal yapısından uzaklaştırıp hiç tanımadığı bir kültür (Arap) yapısına geçmeye zorlamaktadır.
İki ayyaşın bize bıraktığı ise, insanın özgür, bağımsız, adalet içinde, sağlık, eğitim ve diğer haklarını eşitçe aldığı, kölelikten uzak bir ülke ve devlettir.
Ben gidersem devlet çöker yerine, benim fani vücudum bir gün toprak olacaktır diyerek medeniyeti ve bilimi işaret etmişlerdir.

TC Devletinin, iki ayyaşın kıymetini iş işten geçmeden anlamamız gerekir..