Yine yeni bir cinayet.

Cinayetin adresi yine bir kadın!

Her zamanki gibi öldüren de, kıskançlık krizine giren erkek.

Ya da erkek görünümlü bir hasta!

*

Yakalandıktan sonraki ifadeleri diğerlerinden hiç farklı değil.

“Dön dedim dönmedi!”

“Kıskandım!”

“Şoka girdim!”

“Öldürme niyetim yoktu!”

Gibi, gibi!

*

Ve haberi yayımlayanların sayfalarına koydukları öldürülen Pınar’ın fotoğrafları.

Fotoğraf dediğimiz de vesikalık bile değil.

Olabildiğinde şuh pozlar.

Dikkat çekecek fotoğraflarla haberlerini okutmaya çalışanlar, bu tür habercilikle şiddeti beslediklerini bile bile kadın bedenini kullanmayı sürdürüyorlar.

Ve sonra da “etik” gibi laflar etmiyorlar mı?

*

Ölen değil, öldürenin fotoğrafını kullanmama alışkanlığı öylesine yayılıyor ki, kadın bedeni sosyal medyanın da sömürü aracı oluyor.

Ve de sınır yok.

İnanın bundan sonra katilin yargılanması sürecinde de Pınar’ın o dikkat çeken fotoğraflarına yer vererek, reyting gibi bir rezilliğin değirmenine su taşınacak.

Değişmeyecek bu rezillik!

*

Cinayet cinayettir.

Ne sağcısı ne solcusu olur.

Ne kadını, ne erkeği olur.

Şiddete hayır!

Cinayetlere hayır!

Kadın bedenini sömürmeye hayır!

*

Şiddetin ilk adresi doğa.

Sonra hayvanlar.

Ardından çocuklar.

Ve kadınlar.

En son  sırada ise erkekler geliyor.

Yani şiddetin ayrımı olmaz ve her türlü şiddet kınanmalıdır.

Şiddet bir hastalıktır.

Hasta bedenlerde filiz bulup yeşerir!