Sizin de takıntınız var mı?
Vardır vardır.
Kimin yok ki?
O takıntılar sürekli rahatsız ediyor bizi.
Boğuyor.
Düşündükçe çıkamıyor insan içinden.
Çaycuma’dan sonra Düzce’den gelen bir fotoğraf takıntımı harekete geçirdi.
Gıcık ediyor beni.
O gıcık can yakıyor.
Üzüyor.
Aslında isyan da ettiriyor.

Konu mu ne?
Alıntı haberi aynen paylaşayım önce de:
“Düzce Belediyesi tarafından araç trafiğine kapatılarak yayalaştırılan İstanbul Caddesi Projesinin ikinci etabı kapsamında cadde üzerinde alt yapısı tamamlanan ‘Nostaljik Tramvay’ hattında test sürüşleri başladı. Test sürüşünü yapan Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay, tamamen yerli sermaye ile üretilen ve çevre dostu akü sistemi ile çalışan tramvayın çok kısa bir süre içinde vatandaşın hizmetine gireceğini belirterek “nostaljik tasarımlı bu kompartıman ile şehir merkezinde çok farklı bir görüntü ortaya çıkacağına inanıyorum. 21 yolcu kapasiteli ve aynı zamanda enerjisinin belli bir kısmını üzerindeki güneş panellerinden elde eden tramvay sayesinde hava kirliliği yaşanmadan ulaşımda farklı bir boyuta geçiyoruz. Tamamen çevre dostu olan bu sistemle vatandaşlarımızın talebine göre bu hattı tabii ki alternatif güzergahlara uzatabiliriz. Düzcemiz’in öncelikleri, ihtiyaçları ve talepleri bizim için büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.”
Eşhedu en la ilahe illallah!
Allahım sen günah yazma…
Gel de ölme!

Ya biz Ereğli’den tarihi demiryolunu söktük, buharlı lokomotifini kestik.
Geri zekalı biri yapmaz bunu.
Böyle bir kararı alan haindir.
Bölgesine ihanet etmiştir.
Daha ötesini söylemeyeyim.
Ama boğuluyor insan.

Ereğli Kandilli arasındaki demiryolu ne zaman söküldü?
Sökülürken kimler görevdeydi.
Ve niye bu bölgenin canına okuyan karara karşı durmadılar?
Yerel yönetimler “nostalji” adı altında demiryolu döşüyor.
Toplu taşımayı özendiriyor.
Biz ise söküyor ve var olan yolunu bile koruyamıyoruz.
Bir adım ötesinde ise, yarın bir gün toplu taşıma yapma zorunluluğu karşısında var olan yol güzergahını bile koruyamıyoruz.
Çünkü aklımızda toplu taşıma yok.
Ne var?
Tekelleşme.
Kafa o kafa.

Komşumuzda yaşanan bu olaylardan bile ders alamayacak kadar kafamızı kuma gömdük ise bu geri gidişe anlam veremiyor insan.

Gel de bu gelişmeleri görüp izledikçe takıntılarını öldür.
Öldüremezsin.
O takıntılar hiç bırakmaz iki yakanı.
Aynen bugün olduğu gibi !