“Rahşan Annem” vurgusuyla paylaştım acı haberi.

Evet, bir insan kolay kolay herkese “annem” demez/diyemez!

Ama o anneydi.

Milyonlarca insanın yüreğine sevgi çiçekleriyle girip büyümüş ve oraya yerleşmişti.

Kök salmıştı mütevaziliğiyle.

Sadeliğiyle.

Özverisiyle.

O Karaoğlan Bülent Ecevit’in eşi  Rahşan Ecevit’ti.

*

Ecevitleri Ecevit yapan öncelikle yaşam tarzlarıydı. “Bizim İki Gücümüz Var Halk Ve Hak”  sloganına yakışır duruşlarından hiç sapmadılar.

Lise sıralarından bu yana birbirlerinden hiç ayrılmayan Ecevitler’in siyasi yaşamlarını bir kenara atıp da o birlikte çekilen fotoğraflarınızı gözünüzün önüne getirir misiniz?

Ya bu nasıl sevgi?

Nasıl  bir aşk_

Onca yıl çıt çıkmadı.

Bir tek gün Ecevitler ile ilgili herhangi bir şu bu konuşulmadı.

Onlar hep birlikteydiler.

Dağ tepede de, seçim meydanlarında da, bir kır bahçesinde de.

El ele.

Ve göz göze.

Ecevitleri birbirlerine olan sevdalarıyla anlayabildiğimizde, öğreneceğimiz ne kadar çok şey var.

*

Bilenler bilir, 12 Eylül öncesi ve sonrasında hep “Ecevitçi” olarak bilinenlerdenim.

Öyleydim çünkü.

Beni ve benim gibi düşünenleri onları sevmeye iten ise elbette, kirlenmenin içine düşmemeleriydi.

Gerçek anlamda sözde değil, özde halkçı oluşlarıydı. Bülent Bey sürekli seçkincilerden neden dert yanardı sanıyorsunuz?

Şımarıklığın Ş’sinin bile yakınından hiç geçmeyen, sade bir Türk Ailesi olarak öne çıkan yaşamlarından görüp bildiklerimiz hep "halkçılık" örnekleri oldu. .

Siz hiç Rahşan veya Bülent Bey’in kılık kıyafetlerinde marka hastalığına yakalandıklarını duydunuz mu?

Duyamazsınız ki! Duyulmadı ki!

*

18 Ocak sabahı eski gazetecilerden Necmettin Yaşar aradı telefonla. 1977 yılında Ecevit’in Ereğli’ye gelişiyle ilgili bir anısını anlattı. O yıllarda CHP ve AP eski belediye hizmet binasının 1. Katında ayrnı koridorda  kirada duruyorlardı. Ecevit binaya çıktığında yanlışlıkla AP binasına girince  “Arkadaşlar” demiş. “Biz Demirel ile futbol maçının içinde liderlik yapıyoruz. O sağ açık ben ise sol açık oynuyorum. Hangimiz iyi ise maçı o kazanacak. Yani biz hepimiz bir futbol takımının oyuncularıyız. Bu nedenle ayrı gayrı yok” demiş.

O yıllardaki kültür bu !

*

Ecevitler öncelikle ve özellikle  mütevazi yaşamları ila hatırlanacaklar.

Ve unutulmayacaklar.

DİP NOT: Rahşan Ecevit’in cenaze törenine katıldık arkadaşlarımla. Yola çıkmadan önce Kemer’deki (Kırmacı) Mahallesi’ndeki evimin bahçesinden (Ecevit’in ünlü mavi gömleğinin rengi) turkuaz renkli bir saksıya toprak doldurdum. Ankara’da Devlet Mezarlığı’nda  (Hayatta ilk kez gördüm) 2006 yılında vefat eden Bülent Ecevit’in mezarının açıldığını gördüğümüzde görevlilere sorduğumuzda, aynı mezarın içine gömüleceğini öğrendik. Biz sanıyorduk ki, Bülent Bey’in mezarının yanına yeni bir mezar açılacak ve Rahşan Hanım da oraya gömülecek. Öyle değilmiş. Rahşan Hanım’ın vasiyeti ile Bülent Bey’in mezarı açılmış ve O’nun yattığı yerin hemen yanını açılarak, Rahşan Hanım oraya gömülecekmiş. Öyle de oldu. Rahşan Hanımın cenazesi Bülent Bey’in yanına konulunca, elimizdeki saksı ile Ereğli toprağını uzatıp “Zonguldak’tan geldi” dedik. Bizim toprak alındı ve gözlerimizin önünde Rahşan ve Bülent Ecevit’in bedeninin üzerine saçıldı. Bu tarihi anı paylaşmak istedim.

Bilinsin ki, Ecevitlerin üzeri,  Kemer -Ereğli - Zonguldak toprağı ile de örtüldü.