Adı Fahrettin Koca.

Görevi Sağlık Bakanı.

Toplumdaki karşılığı (Şu an için) sempatik!

Başarı oranı, (yine şu an için) yüksek gibi.

*

Seversin sevmezsin hiç önemli değil.

Şu zor günlerin içinde duruşu ve çalışmasını bir bütün olarak  gördüğümde, bir çokları gibi Sağlık Bakanı Sayın Koca’yı farklı görenlerden biriyim.

Birinci sebebi de şu:

Siz çok uzun zamandan bu yana basın mensuplarının istediği her soruyu yöneltebildiği ve karşılığını azarlamadan yanıt alabildiğiniz bir yönetici biliyor musunuz?

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’tan söz edebilirsiniz, tamam anladım.

Bir diğeri de Fahrettin Koca.

Sorulara yanıt veriyor vermiyor.

Sözü ustaca kıvırarak, istenileni değil de istediğini söylüyor.

Çaktırmadan kamuoyunu belli çerçevede yönetiyor.

Tamam!

Bunlar normal değil mi?

Sonuçta, görevinin getirdiği sorumluluklar çerçevesinde incitmeden, kırmadan, dökmeden yanıt veriyor.

Oh be!

*

Sayın Bakan’ın basın toplantılarını dikkatle izliyorum.

Her sözünün satır aralarındaki boşlukları ve dolulukları az çok seçebiliyorum.

Ters soruları bile zekice öyle bir savuşturuyor ki, “akıllı siyasetçi işte budur” demekten alıkoyamıyorum kendimi.

Tek ve en önemli sebebi, her şeye rağmen yüzündeki o ince tebessümü kaybetmemeye çabalayarak konuşuyor.

“Net yanıt istiyorum” diye vurgulayan gazeteciye bile net yanıt vermeyerek, söylemek istediklerini tek tek sıralıyor.

İnanmadığın bir görüşe sahip olsa da kutlamak gerek.

Kutlamak ve saygı göstermek büyüklüktür çünkü.

*

Evde kaldığımız ve görünen o ki en az bir ay daha evde kalacağımı tahmin ettiğim bugünlerde, siyasetin gergin ve itici yüzünün dışında yeni bir üslup görmek gerçekten de insanın hoşuna gidiyor.

Koronadan sonra  dünya ve ülkemiz nasıl bir dizayna geçer bilemiyoruz.

Görünen o ki, her şey (inşallah) eskisi gibi olmayacak.

Olmasın zaten!

Her şey “önce insan”  temelinde; daha demokratik, daha çağdaş, daha saygılı, daha eşit, daha özgür, daha açık, daha sevgi dolu, daha mutlu, daha bilgili, daha şiddetsiz ve tüm dünya insanlarının birbirini daha hoşgörüyle görüp sarıldığı bir dünya olsun.

Kim istemez?