Kdz. Ereğli Belediyesi’nin Ocak 2022 toplantısının 6 Ocak günü yapılan ikinci toplantısındaki sahile cami konulu tartışmalar sırasında bir öneri vardı.

Bu görüşü AK Partili Meclis üyesi Zafer Hüseyin Durmaz kurdu ve dedi ki:

“Referanduma gidelim ve halkımıza soralım. Halk ne diyor sahile cami yapılmasına. O’na göre karar verelim.”

Uzun sözün kısası ve tüm tartışmaları geride bırakacak en somut öreni.

AK Parti’nin bu önerinin arkasında durması ve Ereğli halkını görüşüne başvurulması konusunda ısrarcı olması gerekiyor.

KÖRLER-SAĞIRLAR

Bugün 10 Ocak ve sözüm ona çalışan gazetecilerin bayramı.

Neymiş?

Çalışan gazeteciler.

Yani emekçiler.

Yaşamın her noktasında kamuoyuna haber sunabilmek için tüm sosyal hayatını bile askıya alan yiğitler.

Ve bu adı bayram olan, gün de ne çok parlak sözler duyulacak.

Sevgi rüzgarları estirilecek.

Hediyeler bile dağıtılacak.

Denilecek ki, “biz sizi seviyoruz.”

Peki bu söz doğru mu?

İçi dolu ve samimi?

Karşılığı var mı?

“Evet!” diyenler parmak kaldırsın.

*

Gazeteci bayramında öncelik nedir ve ne olmalıdır?
Gazetecilerin ekonomik ve kültürel hakları ve şartlarının yerine getirilip getirilmediğidir.

Var diyebilmek mümkün müdür?

Daha yakın zaman önce ülkemizin en önde meslek örgütümüz olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından yayımlanan araştırmada, gazetecilerin haklarının yendiği, çoğunluğunun düz işçi gibi çalıştırıldığı, maaş ve diğer haklar konusunda büyük gasplar altında çalıştırıldığı, işsizliğin ise tavan yaptığı ayrıntıları ile açıklandı.

Eeee bugün günlerde ne?

Çalışan gazeteciler!

Hayda!

*

İkinci olay ne?

Sansür?

Gazetecilerin sansür baskısı (Kişi hak ve özgürlüklerine saldırıda bulunmadan) altında inlemediğini kim söyleyebilir.

Görüyor ve biliyoruz, gazeteciler dövülür, gözaltına alınır, hapislere atılır.

Sonra; yaşasın basın özgürlüğü.

Ha, sansür sadece tek taraflı değil.

Oto-sansür de var. Patron veya yöneticileri aşıp da kamu yararı olan haberler yayımlanabiliyor mu?

Ne mümkün efendim ne mümkün.

Şudur efendim şudur; görünen köy kılavuz istemez. Ortada bir tiyatro var ve bugünde ortaya konulacak her şey bir hikayedir.

*

Sonuç?

Bu ülkede ne zaman ki, siyasi partiler kanunu değişir ve belediye başkanından meclisine, il genel meclisinden milletvekillerine kadar her aday ön seçim ile belirlenir ve DE halk istemediklerine oy verme dayatmasından kurtulur, işte o zaman malum kirlenmeden kurtulunarak her kademeye liyakat da gelir, basın da özgürleşir.

Körler ve sağırlar birbirini ağırlar gününüz kutlu olsun.