Cevdet Civelek bir yazılı açıklama gönderdi  de dedi ki, “minibüs ve otobüslerde emniyet kemeri takma zorunluluğu var.”
Dese ne olur?
Bir şey değişir mi?
Korna çalmak da hem yasak, hem de ayıp!
Bilmiyorlar mı çalınmaması gerektiğini.
Biliyorlar ama cart cart basıyorlar.
Hem de, çarşı merkezinde bip, çarşı merkezinden birazıcık uzaklaştıklarında da havalı kornaya cart cart basıyorlar.
Yani bilerek gürültü kirliliği yaratıyorlar.
Hele, trafik ışığında.
Hele bir sarı yanmasın.
Basıyor kornaya.
Cart.
Cartlaya cartlaya streslerini atarak stres yaratanlara ne deseniz boş.
Kim takar kemeri.
Kemer mi?
O da neymiş?
**

“Sıcaklardan bunaldık” diye atılan çığlıklar hedefine ulaştı mı ne; yağmurlar başladı.
Hem de ne başladı.
Şakır şakır.
Sel götürüyor ortalığı.
Selden zarar görenler de yerel yönetimlere veryansın ederken, Kdz. Ereğli’de zabıta sahildeki seyyar tezgahları kaldırmış.
Aferin.
 
Ama benim anlayamadığım şu:
Zabıta Müdürü Alptekin Bey’e de birkaç kez foto da göndererek “ne olacak bu baba işgali?” sorusunu yönelttiğim olayda bir gelişme yok.
Ereğli’nin yolları da, kaldırımları da, işyerleri önleri de işgal altında.
Her önüne gelen babacı.
Alıyor babayı ve koyuyor yola.
Sanki babasının malı.
Baba malı değil ama kamu malı olmasına rağmen, bu yolların babalarla işgaline neden dur denilmez ?
Ana caddelerde bile özel baba işgalleri herkesin gözüne batıyor da !
 
Bakmak ile görmek faklı şeyler.
 
Yağmurlar bastırdı zabıta seyyar tezgahları kaldırdı.
Gerçekten aferin.
Kar yağınca da babaları da kaldırarak trafiği rahatlatır ve olur biter.
“Oldu da bitti maşallah!” deriz biz de…