İşte tarih yine tekerrür etti ve atamalar zinciri kervanıyla bir kaymakamı daha yolcu ettik.

Son giden Sayın İsmail Çorumluoğlu’na not ver derler ise notum artı olmaz.

Çünkü…

Sayın İsmailoğlu göreve geldiğinden bu yana basın dünyası arasında ayrımcılık yaptı.

Şöyle ki:

Kdz. Ereğli’de 6 tane günlük gazete var ve bu yayın organlarından 5’i resmi ilan yayımlama hakkına sahip istihdama katkı veren gazeteler.

Kaymakam Bey, bazı toplantılara bu gazeteleri davet etmedi.

Gazetelerin dışında devletin ajansı başta olmak üzere ajansları da çağırmadı.

Niye?

Gizli toplantı mıydı?

Hayır!

Elbette o toplantılara davet edilen gazetecileri eleştirmiyorum. İş bilenin kılıç kuşananın.

Ancak, devleti temsil eden bir kaymakamın her gün her türlü haberin içinde olan günlük gazeteler ve ajansları davet etmemesi doğru değildi. Tuhaftı. Yanlıştı.

Bir adım ötesinde ise gazeteci ismiyle örgütlenmiş dernekler var.

Şunu açıkça bir kez daha ifade edeyim ki, dernekler yayın kurumlarının temsilcileri değildir, olamaz. Dernekler üyelerini temsil eder. Gazeteci derneklerinin kuruluş amacının birinci maddesi, gazetecilerin işveren karşısındaki hak ve çıkarlarını korumak ve sansür ile otosansür ile mücadele etmektir.

Aslolan yayın organlarıdır.

Dernek üyelikleri kişilere özeldir. Gazeteciler veya gazeteci olduklarını söyleyenler üye olur veya olmaz, kendilerini ilgilendirir. Derneklerde kurumsal üyelik yoktur. Hiçbir gazete veya yayın organının tüzel kimliği adına herhangi bir dernek konuşamaz, temsil edemez.

Durum böyle iken, ilçede öncelikle günlük olarak yayımlanan yayın organları ve ajansları hiçe saymak, pas geçmek haksızlıktır, ayrımcılıktır, basın özgürlüğüne karşı bir saldırıdır.

İsmail Bey işte bunu yaptı.

Haksızlıktı.

Bu nedenle, öncelikle devlet-basın ilişkilerinde sınıfta kaldı.

*

Sayın Çorumluoğlu da sanırım Ereğli’deki alışkanlıklardan etkilenerek katalog vaatlerini görüp yaşadım.

Örneğin, Kandilli’deki varagel. Varagel aynı atıl durumda işlevsiz kaldı. Onca yıl görev yapıp da varageli işler hale getirmeden gitti.

İkincisi de DDY tamirhanesi. O tarihi bina da yakında yıkılır gider. Sözde orası müze olacak ve eğitim vadisindeki öğrencilerin de sosyal yaşamına renk katacaktı.

Üçüncüsü de, Kandilli’de Eğitim Köyü. Bir anda ortaya çıktı ve yarattığı heyecan anında söndü. Meğer düşünceden öteye gitmeyecek bilinen boş sözlerden biriymiş.

Yazık!

*

Yani, biz hancı olarak Çorumluoğlu’nu da uğurladık.

Onca kaymakam biliyorum. İnanın üzülerek ifade ediyorum ki, İsmail Çorumluoğlu (bana göre) hatırlamak isteyeceğim bir kaymakam olarak iz bırakmadı.

Hep söyler ve yazarım ki, Mehmet Ulvi Ezgü’yü. 30 yıl önce görevde iken vefat eden Merhum kaymakam Ezgü çok farklıydı. Sözünün eri ve ayrımcılığa karşıydı. O’nu ‘devletçi kaymakam’ diye sevgiyle hatırlarım.

Umarım yeni Ereğli Kaymakamı da Mehmet Ulvi Ezgü gibi iz bırakmaya gelir.

O’nu da uğurladıktan sonra “iyi kaymakamdı” deme şansını buluruz.

Hayırlısı.