“Dut zamanını” bileniniz vardır.

O zaman deli zaman.

Deliliğin tavan yaptığı zaman.

Kontrolün kaçtığı,

Her türlü hata ve yanlışın arttığı,

Suç oranlarının da arttığı dönemdir o zaman!

Dut zamanı Haziran’da.

Biz ise Eylül’e geldik.

Ancak, Ağustos ayında öyle olaylar oldu ki, haziran nire, ağustos nire demek geliyor içimden.

Ne oldu?

Ne oldu da, Ereğli gibi çağdaş bir kentte bu kadar toplumu endişeye sevk eden olaylar yaşandı?

Sebep?

Dut zamanı da geçti ya!

*

Biliyorsunuz dutlar olgunlaşmaya başladığında bülbüller susar.

Derler ki, “dut yemiş bülbül gibi sustun” diye.

Dut zamanı bülbüllerin sesi değişir!

Kart kart eder!

*

Güzel sese ve güzel olaylara özlem duya duya büyüyen bir nesil olarak, yaşadığım kentte asla olmaması gereken olayların haberlerini okur veya yazarken içim bir tuhaf olur!

Ereğli ve olaylar hiç birbirleri ile örtüşmüyor ki!

Olmaz!

Olmamalı bu şehirde vurma, kırma, dövme, öldürme, tehdit ve şantaj yollarına başvurma.

Ama oluyor?

Neden ki?

*

Umut Vakfı’nın son araştırmasının başlığı “Ortalık maganda kaynıyor”.

Asker uğurlamalarında yaşanana olaylara vurgu yapan araştırmada, Kaynaşlı Kaymakamına teşekkür ediliyor.

Kaymakam; belediye başkanı ve muhtarlarla toplantı yaparak düzenlenecek her türlü etkinlikle ateşli silah kullanılmaması kararını almışlar.

Tabi ki bu karar ölen kadını geri getirmez.

Ama…

Bundan sonra kimse maganda kurşunu ile ölmesin.

Biliyoruz ve yaşıyoruz ki, bölgemizde de çeşitli eğlenceler silah gölgesinde geçiyor.

Tak tak tak atıp duruyorlar.

Toplumda korku salarak gürültüden zevk alan hastalıkla mücadelede daha çok geç kalınmamalı.

Herkes ve her kesim magandalığa dur demeli.

Denilmesi için taşın altına eline sokmalı.