Eğitim İş’ten, Milli Eğitim Bakanlığına ‘aklını başına al’ daveti;

 

Eğitim iş Kdz. Ereğli Temsilcisi Cengiz Başaran, Milli Eğitim Bakanlığının eğitimin geleceğini dershanelere endekslediğini belirtti.
Başaran, “Eğitimde özelleştirmenin aracı olan dershane ve özel okullara verilen tavizlerin haddi hesabı yoktur. Eğitim sistemimiz, dershane ve özel okulların talepleri doğrultusunda şekillendirilmektedir.   Vergi, arsa gibi teşviklerin yanına yüzbinlerce öğretmen atamayı beklerken dershane öğretmenlerini mülakatla kadroya almaya varan tavizler ve akla ziyan uygulamalar gündemdedir” dedi.
AKP iktidarını eleştiren Eğitim İş Kdz. Ereğli Temsilcisi Cengiz Başaran, “devlet okullarını maddi olarak destekleyin, (yardımcı personel, araç gereç ve diğer ihtiyaçlar…) ikili eğitime son verin, sınıf mevcutlarını uygar ülkeler seviyesine indirin, yeterli kadrolu öğretmenin atamasını yapın böylece istenen başarı yakalanacaktır diyerek Bakanlığa çağrıda bulundu.
Konu ile ilgili yapılan açıklama şu şekilde:
“Yolsuzluk olaylarıyla iyice köşeye sıkışan ve ne yapacağını şaşıran AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin her kademesiyle ilgili sorunları dershanelere sorma durumuna gelmiştir.
Eğitimde özelleştirmenin aracı olan dershane ve özel okullara verilen tavizlerin haddi hesabı yoktur. Eğitim sistemimiz, dershane ve özel okulların talepleri doğrultusunda şekillendirilmektedir.   Vergi, arsa gibi teşviklerin yanına yüzbinlerce öğretmen atamayı beklerken dershane öğretmenlerini mülakatla kadroya almaya varan tavizler ve akla ziyan uygulamalar gündemdedir.


‘ÇÖZÜM BULMAK MEB’İN GÖREVİ’
Şimdi de mevcut okulların dershanelere devredilmesi gündeme gelmiştir. Carter School şeklinde dershanelerden gelen önerilere Bakanlığın olumlu yaklaştığı artık yüksek sesle dillendirilmektedir. ABD’de uygulanan bu sistem uygulanarak başarısız okulların dershanelere devredilmesi ve dershanelere bu okullar için yapılan harcamaların (öğretmen maaşları, elektrik, su, doğalgaz… giderleri) Bakanlık tarafından karşılanması planlanmaktadır. Yani bina devletten, öğretmen maaşı devletten her şey devletten olacak. Tam da AKP hükümetinin asıl amacına uygun bir uygulama hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. 11 yıllık iktidarları boyunca birçok sektörde yaşanan özelleştirmenin formülü MEB’de işlemeyince, dershaneler bahanesiyle bu amaç gerçekleştirilecektir. AKP iktidara geldiği günden bu yana halen %3’lerde %4’lerde olan özel öğretim oranını bu şekilde %10’lara çıkarmak istemektedir.
Başarısız okulları devretmek ne demek? Devlet başarısız okul tanımını neye göre yapar? SBS’de ya da üniversiteye girişte az öğrenci kazanması başarısızlık göstergesi olabilir mi?
Bu okullar başarısız ise sebeplerini araştırmak ve çözüm bulmak devletin, MEB’in görevi değil midir?

 

‘BAŞARISIZ OKUL YOKTUR’
Başarısız okul yoktur. Başarı yakalanamamasının gerekçeleri vardır. Başarısız olan özelleştirmeci, bilimdışı eğitim politikaları izleyen AKP iktidarıdır. Başarısız olan MEB’in beceriksiz merkez kadrolarıdır. Başarısız olan MEB’in kendisidir.
Bugün başarısız diye tanımlanan okullar ikili eğitim yapan, velinin eğitim seviyesi ve duyarlılığı yönünden zayıf, ailelerin sosyo ekonomik düzeyleri düşük bölgelerde, kalabalık sınıflarda, ücretli öğretmenlerle eğitim yapılan okullardır.
Bu okullardaki öğrencilere sahip çıkması gereken devlet bir de okulu mu ellerinden alacaktır? Bu anlayış kabul edilebilir bir anlayış değildir. Düne kadar “dershaneleri açık lise yapalım ve adına Akademik lise diyelim” şeklinde bilimsellikten uzak hatta ve hatta bilimselliğe hakaret eder düzeyde yaklaşım sergileyenlerin bu tür yaklaşım sergilemelerine şaşırmıyoruz. Ne kadar acıdır ki bu işe imza atanlar da akademisyenlerdir.


BAKANLIĞA ÇAĞRI!
Eğitim-İş olarak Bakanlığa çağrıda bulunuyoruz; devlet okullarını maddi olarak destekleyin, (yardımcı personel, araç gereç ve diğer ihtiyaçlar…) ikili eğitime son verin, sınıf mevcutlarını uygar ülkeler seviyesine indirin, yeterli kadrolu öğretmenin atamasını yapın böylece istenen başarı yakalanacaktır.
Carter School için yapacağınız masrafın da altında bir maliyetle devlet eliyle yapılabilecek bir çalışmaya var mısınız? Carter School uygulamasıyla yukarıda saydığımız okulların zorunlu ihtiyacı devlet eliyle özel sektöre verileceğine göre neden bu yolu seçiyorsunuz?
Çünkü amacınız devletin eğitimden elini çekmesini sağlamaktır. Buna yeltenmeyin. Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devleti ise sosyal devletin gereği olarak vatandaşın eğitiminden sorumludur. Piyasacı ve özelleştirmeci eğitim anlayışı terk edilmeli, eğitimin her aşaması parasız olmalıdır. Bilimsel, laik, demokratik, kamusal ve parasız eğitim her yurttaşımızın ayağına eşit bir şekilde götürülmeli, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Eğitim-İş bunun mücadelesini meşru zeminlerde ve her platformda verecektir.
Bakanlığı tekrar aklını başına almaya davet ediyoruz."