TÜRK VE ALMAN BAYRAKLARI İLE KARŞILANDILAR

Türk ve Alman öğrenciler seyahatleri esnasında Winsen Luhe Lisesinde program yapımcısı, spikeri ve montajcısı olarak timlere ayrılıp radyo programlarını oluşturmaya başladılar. Bu ziyaretlerinde 5 Türkçe 5 Almanca Radyo program formatı üzerinde çalışan öğrenciler izlenimlerini şöyle aktardı:

Sena AKIN (Dünyanın Sesleri Program Sunucusu) : Winsen’ da okulun önüne geldiğimizde bütün sınıfların camlarının Türk ve Alman bayrakları ile süslenmiş olduğunu gördük. Alman çalışma arkadaşlarımızın sadece Almanca değil az da olsa Türkçe konuşmaları beni oldukça şaşırttı. Proje ile radyo yanı sıra Türkçe öğrendiklerini biliyordum ama bu kadarını beklememiştim. Hatta Ereğli’yi neredeyse bizden daha iyi bilir gibiydiler. Benim ortak program grubum, mitolojiye meraklı. Bana Herakles’i sordular. Bunun üzerine antik dönem müziklerinden oluşan bir program hazırlamaya başladık. Ereğli’ye geldiklerinde ilk işim onları cehennem ağzı mağaralarına getirmek olacak

 

İrem GÜNAYDIN (Genç Projeler Program Sunucusu) : Almanya’da ilk toplantımızda Radyo Bridge’nin kendisi bir projedir diyerek söze başladık. Genç Projeler Programı da buradan aklımıza geldi. Hem Winsen’da hem de Ereğli’de bulunan okullarda çok farklı projeler yapılmakta. Bunlar her zaman yeterince anlatılamıyor. Projelerin sonuçlanmasına kadar bir sürü ilginç aşamaları yani hikâyeleri var. Bu sorundan yola çıktığımızda ilkokuldan üniversiteye kadar bütün okullarda yapılan ve yapılmak istenen öğrenci projelerinin hikayelerini bir radyo tadında anlatmak istedik. 3 Alman ve 3 Türk olarak bu programı hazırlıyoruz. Projelerini tanıtmak isteyen herkes bize başvuru yapabilir.

 

Ozan ÜNAL (Radyo Bridge Teknik Yönetmen) : Almanya’da 6 kişilik bir ekibin sorumluluğunu aldım. Benim görevim derslerde öğrendiğim ses montajını oradaki Alman ekibe öğretmekti ve ortaya bir sonuç çıkarmaktı. Sabah kendi ekibimle montaja başlıyorduk. Öğle sonra ise gezmeye.

 

Beril CEBECİ (Radyo Bridge Spiker) : İlk kez kendi sesimi katıldığım canlı yayında duydum ve gülmeye başladım. Benim için farklı bir deneyimdi çünkü. Alman partnerlerimiz ile birlikte bir anlatı programı hazırlıyoruz. Almanya’da efsanevi İsviçreli kahraman Wilhelm Tell üzerine çalıştık. Canlandırmalar yaptık. Burada ise ilk programlarımız Dünya edebiyatı olduğu kadar Ereğli’de yaşanmış anlatılar ve hikayeler üzerine olacak. İlk programlardan birini ise Alemdar Gemisi üzerine yapmak istiyoruz.

 

Sude KESKİ (Müzik Programları Yapımcısı): Çok üşüdük ama çok da eğlenceliydi. Benim bir arada olduğum ekipte müziği sevenler bir araya toplanmıştı. Ortak bir dil ile konuştuk yani. Akdeniz müziğinden, İskandinavya müziğine kadar birçok müzik türü ilgimizi çekiyor. Ortak bir havuz oluşturduk. Daha çok ülkeler arasında gidip gelen göçmen müzikleri ilgimizi çekmekte. Almanya’da Türk müziği dinleyicisi oldukça fazla. Ereğli’ye de Dünya müziği örneklerini dinletmek güzel olacak.

 

Mert Varol Ünlü (Sokaktaki Yaşam Program Yapımcısı): Almanya’daki arkadaşlarımızla çalışmalarımızda kentlerimizden çok söz ettik ve sokaktaki yaşamın farklılığı ortaya çıktı. Örneğin Almanya’da hiç sokak kedisi ya da köpeği yok. Bizde ise sokaklarda tavşan ya da sincap göremeyiz. Birbirimize ilginç gelen bu yönlerimiz üzerine bir program oluşturduk. Böylece hem kentimizi hem de sokak yaşamımızı anlatmış oluyoruz. Ben zaten hayvanları severim Alman arkadaşlarımın ev hayvanları var. Kendimiz hariç yaşamları anlatacağız böylece.

 

Azra GÜLDAL (Türkçe öğretmeni) : Projemiz sadece bir radyo projesi değil aynı zamanda iki dilin kullanıldığı bir proje. Bir yönüyle Alman partnerlerimize kolay ve basit bir tarzda Türkçenin öğretilmesi amacını güdüyor. Bu ziyaretimizde Türkçenin doğru bir yapıda ve ses kullanımında gösterilmesi önemliydi. Tabi karşılığında biz de Almancayı önemsemekteyiz. Bazı programların anlatı ve hikaye programı olmasının sebebi de bu. Ben başardığımızı düşünüyorum. Tabi takdiri Ereğli’ye bırakıyoruz.

 

HARBURG BÖLGE KONSEYİ TEMSİLCİSİ DAVETİNE KATILDILAR

İki dilli bir öğrenci web radyo oluşumu Alman eyalet yetkilileri tarafından ilgiyle karşılandı. Sosyal ve Aileler daire yetkilileri tarafından düzenlenen tanışma etkinliğine katılan TED’li öğrenciler okullarını ve Ereğli’yi tanıttılar.

Harburg Bölge Dairesi Sosyal, Kültür ve Aileler Sorumlusu Reiner kaminski; ülkelerin kuzeyinde bulunan Ereğli ve Winsen Luhe’nin bir öğrenci web radyosu olan Radyo Bridge aracılığı ile yakınlaşmasının önemine dikkat çeken bir konuşma gerçekleştirdi. Kuzey Almanya çapında yayın yapan Lüneburg Radyosu canlı yayınına katılan Winsen Luhe lisesi Yöneticisi Birgit Burmester ve TED Kdz Ereğli Temel Eğitim Müdürü Devrim Köktuğ ve program yapımcısı öğrenciler 1 saat kadar yayında kaldılar.

Lüneburg Radyosu Zusa’nın canlı yayın akışı içerisinde Birgit Burmester, Haziran ayında Ereğli’yi üç öğretmen ve 20 öğrenci ile ziyaret edeceklerini ve çalışmalarının ikinci diliminde artık Radyo Bridge’nin iyice gelişeceğini dile getirdi. Daha önce Ereğli’ye gidişlerinde karşılaştıkları sıcak ortamı öğrencilerinin de yaşayacak olmasının kendilerini ve aileleri şimdiden sevindirdiğini anlattı.

 

ALMANYADA CANLI YAYIN

TED Kdz Ereğli Temel Eğitim Müdürü Devrim Köktuğ ise katıldığı canlı radyo yayınında aşağıdaki konuşmayı yaparak Almanya’da binlerce dinleyicisi olan Lüneburg Radyosu’nun müdavimlerine sesini ulaştırdı:

 

Devrim KÖKTUĞ(Canlı radyo yayın konuşması): Alman kardeş okul yönetici ve öğretmenleri ile Kdz Ereğli’de bir araya geldiğimizde edilgen ve işlevsiz sadece cümlede kalan bir iletişim modelini aşmamız gerektiği üzerine konuşmuştuk. Bunun üzerine okulumuz TED Kdz Ereğli Koleji Kültür Ofisi bir dizi çalışma başlattı ve işte hepimiz bir aradayız. Projemizin adının Bridge olması oldukça anlamlı.

Birbirinden yaklaşık 2.000 km uzaklıkta, farklı dillere, farklı davranış alışkanlıklarına hatta farklı iklimlere sahip iki okulun öğrencileri suni olarak yaratılan bütün engelleyici bariyerleri aşmanın ifadesi olarak bridge yani Türkçesi “Köprü” adını vermeleri oldukça önemli.

Gençlerin yaşamında birbirleri ile iletişimlerini engelleyici hiçbir durum yok aslında. Farklı bir dil ile konuşmaları dahi sorun değil. Kısa sürede anlaşabiliyorlar ve birlikte yaşayabilecekleri bir dünyayı istediklerini her fırsatta dile getiriyorlar.

Biz Türkiye’nin kuzeyinde İstanbul’a üç saat mesafede bir kıyı kentinde yaşamaktayız. Kdz Ereğli hem kıyı güzellikleri hem de mitolojik özelliği ile binlerce yıldan beri varlığını sürdüren bir kent. Tabi aynı zamanda bir sanayi bölgesi.

Bütün bu özellikleri ile çok kültürlülüğü öteden beri bünyesinde barındıran neşeli, kentini ve dünyayı seven insanları ile dolu bir kent.

Biz dünyayı seviyoruz, insanı seviyoruz ve tüm küçük farklılıklarımızın büyük bir zenginlik olduğuna inanıyoruz.

Öğrencilerimizi dünyaya hazırlamak bizim için oldukça önemli. Çabalarımız öğrencilerimizin üç dilli olarak yaşama atılmalarını sağlamak. Bu, birlikte yaşanılası bir dünyayı anlamak içinde oldukça önemli.

Bu nedenle radyomuzu çift dilli yapmamız ilk anda şaşkınlık yaratsa da henüz yayına geçtiğimiz bu ilk anlarda ne kadar isabetli adımlar attığımızı bir kez daha görmekteyiz.

Sorunları tüm dillerin üzerinde birleştirici olan bir dil ile ‘’Gençliğin Dili”yle’ çözmek oldukça sevindirici.

Konuşmalarımda sayısal değerler vermek pek uygun bulmadığım bir tarz ama burada sayılara girmek durumunda hissettim kendimi.

Düşündüğümde; 12 program, Almanya’dan 20, Türkiye’den 20 olmak üzere 40 kişilik radyo Bridge grubu, 10 Program yapımcısı, 10 spiker, 12 montajcı, 4 kişilik ses kayıtçı, 4 program yayıncısı.

Ve tüm bu rakamların karşısında: İşte bu bir öğrenci web radyosu.

Şu an dinleyicilerimizin ‘’İşiniz oldukça zor, ne kadar devam edebilir ki öğrencilerle.’’ dediğini duyar gibiyim.

İşimizin zor olduğunu biliyorum ve işte bu konuda tek bir şey söylüyorum. ‘’Alman ve Türk öğrencilerimize güveniyorum.’’ Radyo Bridge sürebildiği kadar sürecek, süremediği yerde ise “bir başarı öyküsü” olarak daha alttan gelen öğrencilerimize model bir proje olacak.

Meine letzten worte; ich finde das projekt toll. (Son sözüm ise; bu projeyi oldukça güzel ve ilginç buluyorum.)