Zonguldak Eğitim İş Şube Sekreteri Ebru Özel yazılı açıklamasında Balıkesir Ayvalık’ta bir ortaokulda Türkçe öğretmeninin çarşafla derslere girmesini münferit bir olay olarak görmediklerini belirtirken  “AKP hükümetinin planlı bir şekilde sürdürdüğü cumhuriyetin değerlerine yönelik saldırının eğitim ayağıdır ve örnekleri ülkemizin her yerinde yaşanmaktadır” dedi.

Ebru Özel yazılı açıklamasına şöyle devam etti:

“Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen aracılığıyla okullar ve diğer kamu kurumlarına türbanı ve çember sakalı sokmak için düğmeye basmış, Türk Eğitim-Sen’in de desteği ile anayasanın temeli olan laiklik ilkesine karşı saldırı başlatmıştı.

 Sözde sivil itaatsizlik adı altında başlatılan ancak siyasi iktidardan, valiliklerden, il milli eğitim müdürlüklerinden ve okul idarecilerinden alınan destekle cumhuriyete karşı resmi itaatsizliğe dönüşen eylemin bu aşamaya geleceği konusunda ilgilileri defalarca uyarmıştık. Sonuçta siyasal iktidarın ve valilerin sorumsuz davranışları yandaş sendikayı cüretlendirmiş, demokratik mücadele kılıfı altındaki eylemle, çarşaf okullarımıza kadar girmiştir. Okul idarecileri baskıdan, çözüme ilişkin adım atmadıkları gibi “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair yönetmeliğin amir hükümlerini ihlal etmektedirler.

Oysa, laik devlet modelinde devlet aygıtını cisimleştiren kamu görevlisi, görevi başında aidiyet hissettiği bir inanç grubuna vurgu yapamaz. İnancını görünümüyle dışa vuran kişinin eliyle sunulan kamu hizmetini, farklı bir inanca sahip yurttaş, taraflı bulabilir.

Kamu görevlisinin “sadece kamu hizmeti sunduğu zaman dilimi ile sınırlı olmak üzere” uymakla yükümlü olduğu kılık-kıyafet yükümlülüğü, özel yaşamında özgürce inancını yaşamasına engel teşkil etmez. Çünkü laik devlet, yurttaşının belirli bir inanca sahip olması ya da hiçbir inanca aidiyet hissetmemesi nedeniyle baskı altına alınmasını somut hukuk kurallarıyla yasaklar. 

 Eğitim-İş olarak kişilere sadece hoşlarına giden hukuk kurallarına uyma hakkı tanınması halinde kamu otoritesinin varlık sebebinin ortadan kalkacağını hatırlatarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma hedefinin en paha biçilmez basamağını oluşturan laik devlet modelinin tahrip edilmesine izin vermeyeceğimizi belirtiyoruz.”