Parlamenter sisteme dönüş sözü veren Millet İttifakı seçim istiyor.

Haksız mı?

Demokrasilerde bir sıkıntı var ise sandığa gidilir ve vatandaş değişimden yana veya değişmemekten yana oyunu kullanır biter.

Bu kadar basit.

Biz de ise pek seçim sandığına gidilmez.

İktidar en güçlüğü olduğu ya da olabileceği zamana göre seçim tarihini tespit ederek “hayden bakayum uşağum, hayden sandığa” der!

Hep öyle olmuştur çünkü.

Cumhur İttifakı ve Millet ittifakı arasında “seçime gidelim” veya “seçimler zamanında yapılacak” tartışması gündeme ara sıra gelir ve herşeyi bilen ekran papağanları da ahkam keser durur.

Vatandaş iyice sıkıldı bu yapay ve saçma gündem kadar ekran güllerinden de (!) bu gerçeği bile bile kısır döngü devam eder durur.

Seçime evet tabi ki.

İyi de hangi seçime?

Neyin seçimine?

Seçim halk için mi yapılır?

Hayır!

Seçim genel başkanların veya genel merkezin adamlarının istedikleri kişileri, yani müritleri belirlemek için sıradan bir şekilde gerçekleştirilir.

Bizlere de gideriz sandığa.

Sandıkta da, genel başkanların listesine oy veririz.

Yani seçme hakkımız sadece partilerin kimliğidir.

Affedersiniz, parti yani genel başkan odunu listeye koysa, “en iyi odun benim odunum” der çakarız evet mührünü.

Ve bunun adı da demokrasi.

Yani, “yiyiyim böyle demokrasiyi”dir.

**

Cumhur İttifakının yapısını biliyoruz.

O keşimde asla önseçim falan olmaz.

Gaz ve saz havasıyla temayül yoklamaları çekerler ama asla ve asla o yoklamaların sonucu aday listelerine yansımaz.

Yukarısı ne derse o olur.

Öyle de olacaktır.

**

Benim aklımın ermediği ise millet ittifakı.

Parlamenter demokrasiyi savunan (ki öyle olmalı) Millet İttifakının Cumhur cenahından hiç farkı yoktur.

O kesim de, adaylarını genel başkan ve genel merkezin istediği doğrultuda hazırlar ve vatandaşla “kırk katır mı kırk satır mı?” der.

Yani, Türkiye’mizde milletvekili adayları genel merkezlere veya genel başkanlara yağ çekenler arasından “en iyi yağ çeken veya en iyi yalayan” kişilerden belirlenir.

Böylelikle, yüce meclis atamalı vekillerden oluşur ki, bunların hiçbir tanesi milli iradeyi falan yansıtmaz.

Bu millet ittifakının Cumhur’dan farkı ne?

Hiç biri çıkıp da, “demokrasinin olmaz ise olmazı adayları partililer belirler ve biz kesinlikle seçim kurullarının gözetiminde seçim yaparak adaylarımızı böyle belirleyeceğiz” diyor mu?

O halde demokrasi bunun neresinde?

**

Farklı olmalı adına “millet” denilen ittifak.

Özellikle CHP ve İyi Parti’den beklenti büyük. Bu büyük beklentinin gereği adayları sandık koyarak belirlemeleridir.

Bakalım o “Ankara kek, keklik” diye örgütü insan yerine koymayan burunlarının büyüklüğünden önlerini göremeyen genel başkan yağcıları bir daha listeye girebiliyor mu?

Keşke şöyle olsa.

Tüm aday adayları listede yer alıp da vatandaş sandıkta (bir kez oldu) istediğine oy verse.

Ve sapır sapır dökülenleri de görsek.

Yani, boy ölçülerini halk olsa!

Ah ah!

**

Millet İttifakının ittifakının yükselen grafiği, adayların tüm üyelerin katıldığı önseçimlerin gerçekleştirileceği söz ile güçlenir.

İşte o zaman gerçek anlamda parlamenter demokrasiye dönüş hızlanır hem de demokrasinin tüm ayakları yere basar.

Bunu da yapamıyorlar veya yapmıyorlar ise bu işin içinde bir iş var.

Ha Ali, ha Kel Ali!