Yiğidi hem öldürüp hem de hakkını yemek delikanlılığa sığar mı?
Elbette sığmaz!
İnkar hoş bir şey değildir.
Hele ki nankörlük!
Olmamalı da, insanoğlu çiğ süt emmişse diyecek bir şey yok.
Oluyor bu ucuzluklar.
Hem de her yerde.
Kardeş kardeşe kazık atıyor, yetmemiş gibi yok etmek için de tüm güçlerini seferber bile edebiliyor.
Kardeş ile karındaş arasındaki farkı bilen bilir.
Kardeş olmak aynı karından çıkmak değil.
Arasında dağlar var dağlar.
 
Şimdi, konuyu Karadeniz Ereğli’ye getirirsek, son yılllarda cüzzamlı gibi dışlanan bu kentin başına gelen talihsizlikleri sıralayıp da, fincancı katırlarını ürkütmeyelim değil mi.
Ama.
Doğruları da söylemek gerek.
Sağolsun AKP’nin eski Milletvekillerinden Prof. Dr. Ercan Candan arada bir de olsa uğrar ve sohbet ederiz.
Benim siyasal görüşüm ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir milletvekili ile öncelikle dost kalabilmenin güzelliğini paylaşırız hep.
Ercan Bey’i gerçekten sever ve sayarım.
Bilgisine ve vizyonuna da hayranlık duyarım, görüşlerimizi katılımcılık harmanında savururken.
Güzel şeyler çıkar hep bu beyin anaforunda.
Örneğin, ilk adaylığı sırasında, İstanbul’daki kanal projenin Avrupa yakası yerine, Anadolu’da Kefken ile Körfez arasında gerçekleştirilmesinin daha gerçekçi olduğunu söylediğimde, “ortak akıldan” söz etmişti.
Ne de güzel sözdür; ortak akıl.
 
Milletvekilliği döneminde, yazılmamak koşuluyla söylediklerinden bazılarını şimdi sizlere anlatabilirim.
O dönemde, herşeyin zamanı var bu konuları doğru zamanda gündeme getiremediğimde başarı şansım azalır diyordu.
Devlet Hastanesi taşındığı, hastanenin uzaklığı nedeniyle oluşan tepkilere “Önce eskisini üniversiteye devir etmeliyiz” derdi. “Neden?” sorusunu da şu yanıtı vermişti: “Bu devri sağlamadan, merkeze 7/24 hizmet verecek küçük bir hastane talebinde bulunursak, Sağlık Bakanlığı bu araziyi bize vermez.”
Binaların devir işlemi tamamlandıktan sonra, eski binaları yıkmadan hemen eğitim ve öğretime başlanacağını söylediğinde;  tuhaf karşıladığımı görünce, “Üniversiteye her yıl 3500 civarında hazırlık öğrencisi geliyor. Bunlar 1 yıl hazırlık okuduktan sonra bölümlerine gidiyorlar. Her yıl yeni 3500 öğrenci demek, ilçe ekonomisine destektir. Benim düşüncem, binaları eski olanlardan  yıkıp yenisini yapa yapa projenin tamamını gerçekleştirmek” açıklamasında bulunmuştu.
Ayrıca, Erdemir ile anlaşmanın sağlandığını ve bekar lojmanları ile eğitim müdürlüğünde bir fakültenin hizmete gireceğini de fısıldardı.
Ha, eski devlet hastanesinin orada açılacak bir fakültenin kesinlikle bilgisayar üzerine olacağına da işaret ederdi.
Turizm Meslek Lisesi’nin yapımını da TOBB’ne yaptırılacağının sözünü aldığını, İbrahim İzmirli’nin yaptırmayı kabul ettiği spor lisesi için de temaslarının devam ettiğini bilgi olarak paylaşırdı.
 
Şimdi gelinen nokta ile ilgili bir şey söylemeye gerek var mı?
Eski devlet hastanesinin  tüm binaları yıkıldı. Ve öylece duruyor.
Keşke yıkılmadan önce eski-yeni veya ilgili ilgisiz bir takım yetkililer konuşabilseydi de, ortak akılda buluşabilseydi.
Ah ah!
 
Ercan Candan veya bir başkası gelir gider.
Önemli olan geride bıraktıklarıdır.
Veya kaybedilenlerdir.