Zonguldak’ın bütün veya büyük şehir olması durumunda, Kdz. Ereğli’nin ipinin çekileceğinin nihayet farkına varanlar “il olmak istiyoruz” başlığıyla bir hareket başlattılar.
Ne de güzel ettiler.
Hani, bu hareketi başlatırken “gelmeyenler haindir” demeselerdi iyiydi ama.
Dediler diye uzatmayalım.
Bu ifadeyi “çap” olarak bir kenara atıp, o günden bu güne gelinen noktaya kısa bir göz atalım mı?
Şoförler Odası Başkanı Cevdet Civelek yaktı bu ateşi. İlk toplantıyı yapmışlar da. Ama Ereğli’nin il olması konusunda “basın olmasın!” kararlılığı ile başlatılan toplantıların ikincisine basının davet edilmesine rahatsız olanlar olmuş.
Rahatsızlık diz boyu.
Olsun.
Toplantıda, ısrarla AKP İlçe Başkanı ve belediye başkanının katılmaması eleştirildi duruldu.
Anlamsız eleştiride sınır da tanınmadı.
Ne yapacaktı ki, ilçe başkanı ile belediye başkanı?
Hiçbir şey.
Milletvekilleri gelse ne olur?
Hiç!
Hiçbiri bir şey yapamaz!
Mümkün değil.

Sürekli, ilçe başkanı gelmedi, belediye başkanı söz verdiği halde gelmiyor demek hikaye.
Bahane.
Bu toplantıların hedefini saptırma.
Daha baştan tribün şov.
Veya kasaba politikası.
Gelmez kardeş gelmez. 
Daha açıkçası hiçbiri gelemez.
Partinin emrine kim karşı gelebilir ki.
Hani bir türkü var, “Oylum oylum fidan boylum” diye.
Aynen öyle.
Emir her zaman demiri keser.
Sonrasında yine toplanmışlar bu kez gelmeyenin de gelmesiyle.
Değişen ne?
Bir adım ilerisine gidildi mi?
Hem de basına kapalı.
Vay be!
Toplumun gözü, kulağı ve sesi olan basına kapalı toplantı/toplantılarda ne konuşulur?
Başka bir hedef mi var?
Ya da film mi?
Bir kez daha açıkça söylüyorum ki, bu toplantılar basına açık veya kapalı havanda su dövmekten öteye gidemeyecek.
Çünkü, hedef değil, o gelmedi bu gelmedi vıdı vıdısı ile zaman geçirilip gidiliyor.

Arkadaşlar, kardeşler, dostlar:
Bu ülke nasıl yönetiliyor?
Tek adamlık ile değil mi?
O halde ve ne yapmalı?
Bu işi bitirebilecek noktaya ulaşmayı hedefe koymalı ve o hedefe kilitlenmeli.
Şimdi soruyorum:
Cumhurbaşkanına ulaşacak kim var?
En yakını diye bildiklerimiz arasında Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır.
Yaklaşır mı Özbakır bu işe?
Bana göre, sıfır bile şansımız yok.
Belediye başkanı veya başkanları, diğer iki milletvekili hep biraraya gelse Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına geçebilirler mi?
Hadi geçtiler diyelim, böyle bir isteği seslendirebilirler mi?
Büyük bir mucize oldu ve bu istekte bulundular diyelim.
Cumhurbaşkanı kaale alır mı?
Yanıtını siz verin.

Peki bir soru daha?
Cumhurbaşkanına kim ulaşabilir?
a-
b-
c-
d-
Var mı bir yanıtınız?

Benim var bir yanıtım.
O toplantıda da söylediğim gibi, tek kapı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.
Sayın Bahçeli, Cumhurbaşkanına inanarak ve isteyerek bir telefon etsin ve desin ki “Sizden ricam var; o da sürekli hakkı çiğnenip yenilen Karadeniz Ereğli’nin il yapılmasıdır.”
Soruyorum “Hayır!, olmaz!” der mi Cumhurbaşkanı?
MHP ilçe başkanına “hadi geç önümüze Bahçeli’ye gidelim” çağrısında bulunmuştum.
O da “MHP’ye oy verecek misin?” diye topu taça atmaya kalktığında “Ereğli il olsun açıkça MHP’ye oy vereceğim” sözünü verdim.
O günden bu güne ortada bir şey yok.
Yine toplanmışlar basına kapalı.
Güler misin, ağlar mısın? Basına kapalı toplantılar da sözüm ona Ereğli’nin il olması konuşuluyor?
Geçin beyim bunları.
Hikaye!

21 Kasım günü TSO’da toplanacaklarmış. Yine basına kapalı. Cevdet Civelek’e dedim ki, “Bu konuda onca bilgi sahibi olanlar var. Ben de katılmak isterim.”
“Basına kapalı!”
Biz vatan haini miyiz ya?
Bu kez “Kandillililer Derneği adına katılacağım. Yönetim bana katılma yetkisi verdi. Hem de imzalı” diye atışa devam ettim.
Yutkundu.
Sonra lütfedip toplantıya katılabileceğimi söyledi.
Acı acı gülümsemekten başka ne gelir elden.
Tabi ki gitmeyeceğim.
Basına kapalı toplantılar onların olsun.
Bizi Genel Başkanına götüremeyen MHP ilçe başkanının sözlerini unutmadığımı hatırlatarak, çay kahve muhabbetleri için afiyet olsun diyorum.
Kdz. Ereğli’yi il yapmama toplantılarında buluşanlara.