Ramazan ayının hoşluğu ve yardımlaşma kültürünü yozlaştırmak için çırpınanların fotoğraf verip reklamın en kralını yapmak için nasıl çırpındıklarını izliyorsunuz değil mi?

Bunlar bu model!

Aynı marka.

Aynı kültür.

Aynı  şekil.

Bu nedenle yok ki birbirlerinden farkları!

Tribünleri o kadar seviyorlar ki, her türlü özel ve önemli günleri işte böyle sulandırıyorlar.

Ve de utanmıyorlar.

Ne de pişkinler!

Tövbe tövbe.

*

Öte yanda bazıları var ki…

Altını çizelim bu “bazı”larının.

Ülkenin herhangi bir yerinde sessizce ortaya çıkıyorlar ve bakkal amcalara gidip, veresiye defterindeki borcunu ödeyemeyen ve ödemekte zorlananların hesaplarını temizliyorlar.

Sonra?

Sessizce çekip gidiyorlar.

Kimse kim olduğunu bilmiyor.

Çünkü…

Ortada ne fotoğraf ne de isim var.

Gelmiş bir Adem’in oğlu, yardıma muhtaç olan bir vatandaşın sıkıntısını ortadan kaldırırken,  yardım yapmanın erdemine göre hareket ediyor.

Görülmüş şey değil!

*

Çok paran olabilir,

Çok böyük böyük makam sahibisindir,

Çok büyük eğitim almış  olabilirsin,

Özel gecelerde şahane dans edersin,

Seçmece insanlarla özel ortamlarda bulunabilirsin,

Bir elin yağda, diğeri baldadır,

Atletik yapıya sahipsindir,

Uçak ehliyetin bile vardır,

Karın dünya güzelidir,

Çocukların birincilikler almıştır,

Yani çok kültürlüsündür!

Kültür (!)

İyi de, bir de şu soruya cevap verebiliyor musun?

İyi insan mısın?

İyi insan olmak, o yukarıda sayılanları kapsamıyor ki!

O kültür  başka bir şey.

Dupdurudur.

Sevgiyle yıkanmıştır.

Gösterişi de hiç sevmez.

Yani anlayamazsın.

Çapın yetmezi!

*

Yetmeyenler çıktı meydana.

Dönüyorlar eteksiz zilleriyle!