Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende günün anlam ve önemini belirten Zonguldak Barosu İlçe Temsilcisi Avukat Tayyar Kartal, yeni bir adli yılın açılışının, birçok yargısal sorunun devam ettiği, avukatsız bir yargı anlayışının yayılmaya çalışıldığı, çevrenin umarsızca katledildiği, terörün hızla tırmandırıldığı, terör saldırıları ve şehit haberlerinin 1. Gündem haline geldiği, yakın coğrafyada temel insan haklarının hiçe sayıldığı, masum sivillerin katledildiği bir süreçte gerçekleştirildiğini söyledi.

 

“SUSTUKLARINDAN SORUMLULAR”

Adalet ve demokrasinin yerleştiği ve hukukun yaşamın her anında, devletin her kademesinde egemen olduğu bir ülke ve dünya özlemini dile getiren Kartal konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “İnsanlar, konuştukları kadar, sustuklarından da sorumludurlar.  Bir ülkede hukukçular susuyorsa, susturuluyorsa, o ülkede hukuk ve demokrasiden bahsedilemez.  Bu nedenle, biz hukukçular her fırsatta adalet ve demokrasi vurgusu yapmaya devam edeceğiz.

 

DEMOKRASİ OY HAKKI OLARAK ALGILANAMAZ

Demokrasiyi, diğer rejimlerden ayıran temel özellik, iktidarın karşısında etkili bir muhalefetin varlığıdır. İktidar karşıtı muhalif düşünce ve eylemlerin özgürce hayata geçirilebildiği rejimin adıdır demokrasi… Demokrasi, 4-5 yılda bir kullanılacak oy hakkı olarak algılanamaz. Demokratik yaşam, "sandık demokrasi"sine indirgenemeyecek kadar katılımcılığı ve çok sesliliği içermektedir. Demokrasi, hiçbir ayrım gözetmeksizin günün ve yaşamın her anında, haklı taleplerin dile getirilebilmesini gerektirir.  Bu çerçevede, demokratik bir iktidarın, bireylerin tüm hak ve özgürlüklerle birlikte sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının da bulunduğunu benimsemesi, çevrenin geçmişten kalan bir miras değil, geleceğe bırakacağımız bir emanet olduğunu kabul ederek alınacak karar ve yapılacak eylem ve işlemlerde bu hassasiyeti üst düzeyde gözetmesi gerekliliğini dile getirmek istiyorum.

 

MADDİ KÜLFET OLUŞTURMAYAN BİR YARGI SİSTEMİ

Adalet ve demokrasi, toplumların geleceğinin ve toplumsal barışın en önemli güvencesini teşkil eden iki kavramdır. Bu kavramların en üst düzeyde yaşama geçirilmeleri siyasi iktidarların aracı değil, nihai hedefi olmalıdır. Adaleti ve demokrasiyi sağlamakla görevli olan kurumların başında yargı yer almaktadır. Çağdaş demokratik sistemlerde olduğu gibi, özgürlükçü demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi olan, her türlü iç ve dış etkenlerden arınmış, bireylerin kolayca ulaşılabileceği, maddi külfet oluşturmayan bir yargı sisteminin oluşması gerekliliği, hayati bir öneme sahiptir. Tüm devlet kurumları tarafından, adalet ve demokrasinin gereği gibi sağlanabilmesi için, bireylerin yargı yoluna başvurmaları, bir başka deyişle, yetkili makamlar önünde hak arama özgürlüklerini herhangi bir engelleme yada kısıtlamaya tabi olmaksızın kullanabilmelerinin yolu açılmalıdır.

 

 "UNUTMAYALIM Kİ…”

'Hak arama özgürlüğü' günümüzde başta anayasalar olmak üzere, yasalarla, uluslararası sözleşmelerle tanınan, kullanılabilen ve güvence altında olan bir özgürlüktür.  Hak arama özgürlüğünün kullanılmasında ve korunmasında hukuki yardımda bulunan, bu amaçla bireyin yanında yer alan, bilgisini ve zamanını hak arayan kişi veya kişilere özgüleyen, hak arama ve savunma mesleğinin onurlu temsilcileri ise avukatlardır. Özetle avukatlık, tarihsel olarak kamusal ve entelektüel işlevlere sahip özel meslekler için gösterilebilecek en uygun örnektir. Avukatlar, insanlığa; başkalarının hakkına, mülkiyetine, özgürlüğüne saygıyı öğreten, İnsan Hak ve Bildirgesini yazan, Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan, çoğunluğun tiranlığına karşı duran, adaletsizlikle savaşan, kendini hakkaniyete adayan, eşitlik, özgürlük ve barış için mücadele eden, uzlaşmaya inanan insanlardır. Dünya tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur.

 

“YARGISIZ İNFAZ OLUR”

Demokratik hukuk devletlerinde yargılama faaliyetinin merkezini savunma hakkı oluşturur. Yargılama faaliyetinin merkezine savunmayı, yani avukatı koymadığınızda, onun adı yargılama olmaz, yargısız infaz olur. Avukatı ve avukatlık mesleğini bağımsız, özgür, özerk kılmak, yargılama sürecinde etkili ve işlevsel yapmak, yaşamsal değerdedir.  Güçlü ve bağımsız bir yargı için güçlü, etkili, güvenceli ve bağımsız bir savunma gereklidir”

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)