CHP Zonguldak  Milletvekili Şerafettin Turpcu, yaşanan terör olaylarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

 

Milletvekili Turpcu yaptığı açıklamada şunları kaydetti : 

 

“Ülkemizde sıradan bir gün artık gelen ölüm haberleriyle, patlayan bombalarla anılmaya başlandı. Ankara`da 13 Mart Pazar günü gerçekleştirilen hain saldırının ardından bugün, İstanbul- İstiklal Caddesi`nde canlı bomba saldırısı nedeniyle 4 vatandaşımızı kaybettik, çok sayıda vatandaşımız ise yaralandı. Yaşanan terör saldırısını lanetliyor, saldırıda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza bir kez daha Allah`tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum.

Bu sürece nasıl geldiğimizin bilinmesi gerekmektedir.

 

AKP iktidarında, terörle mücadele etmiş askerler, vatanseverler, aydınlar `terörist` damgası vurularak hapse atıldılar. Ülkemizin 26'ıncı Genelkurmay Başkanı bile `terör örgütü yöneticisi` olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Bunların bir kısmının PKK'lıların gizli tanık olarak verdikleri ifadelerle tutuklandığını da biliyoruz. Sahte delillere ve uydurma belgelere dayandığı bilimsel olarak ispat edildiği halde Balyoz, Ergenekon kumpaslarıyla bu ülkenin nitelikli askerleri, vatansever insanları tasfiye edildi. Ülkenin istihbarat gücü zayıflatıldı ve terörle mücadelede nitelikli kadroları dağıtıldı.

 

 Bunu bir dönem ortak oldukları ‘ne istediler de vermedik’ dedikleri paralellerle birlikte yaptılar.

 

`Çözüm süreci` adı verilen `teröre taviz süreci` boyunca örgütün yığınak yapmasını seyreden ve bunun emrini Valilere bizzat verdiklerini kabul eden siyasi irade, `terörün` tanımını yeniden yapmaya hazırlandığı bugünlerde sadece `kandırıldık` diyerek bu işin içinden sıyrılamaz. Bunun için terörü yeniden tanımlamaya da gerek yok, neyin ne olduğu ortada ve bunu halkımız çok iyi görüyor.



7 Haziran seçimlerinde halkımız AKP’ye tek başına iktidar olacak oyu vermedi, AKP sözcüleri bunun arkasından `Milletin kaosu seçtiğine` ilişkin açıklamalada bulunarak adeta halkı tehdit ettiler. Terörü seçime alet ettiler. 20 Haziran Suruç patlaması ve hemen ardından iki polisimizin enselerine sıkılan kurşunla öldürülmesindeki karanlık noktaları​ unutmadık. O günden bu yana yaşadıklarımız ortada. Her gün gelen şehit haberleri memleketin dört bir yanına ateş düşürmeye devam ediyor. Şehirlerimizde patlayan bombalar vatandaşlarımızın canını almaya devam ediyor. Terör sadece öldürmüyor, şehirlerimizi psikolojik ve fiziki olarak yaşanmaz hale getiriyor, aramızda gezen canlı bombalar insanlarımızda paranoya oluşturdu.



Bu şiddet ortamında HDP`liler terörle ve şiddetle aralarına kesin bir çizgi koymak zorundadır. Ülkemizin kaosa sürüklenmesine neden olacak hareket ve söylemleri asla kabul edemeyeceğimizin altını bir kez daha çizmek istiyorum. HDP`den siyasi parti olarak bugune kadar bu anlayışı göremedik. Kendileri siyasi parti olarak görev ve sorumluluk alacaklarsa bu çizgide hareket etmek zorundadır, PKK`ya ve teröre karşı net bir duruş sergilemek zorundalar.



Şu an, toplum bölünmüş ve ciddi şekilde kutuplaşmış durumdadır. Toplumsal barışımızı kaybetme noktasına geldiğimiz, iç ve dış politikadaki hatalar nedeniyle ülkemizin yönetilemez hale geldiği zor bir dönem yaşıyoruz. Ekonomimiz alarm vermektedir.  3 Milyon mülteciye ilave olarak AB ile `Kayseri pazarlığı`yaptık diye övünerek AB ülkelerindeki mültecilerin ülkemize geri gönderilmesini başarı gibi gösteren hükümet yaşanan sıkıntıların ciddiyetinin farkında değil.



Ülkemizde terörün cirit atmasına sebep olan bu ortamın doğmasının nedeni ‘çözüm süreci’ adı altında halktan gizli pazarlıklarla terör örgütüne verilen tavizler ve hükümetin Suriye politikasıdır. AKP, çözüm süreci diyerek bölgeyi PKK terör örgütüne terk ederek, bütün istihbarat raporlarına rağmen bu süreçte şehirlerin cephaneliğe çevrilmesine sessiz kalmış, bunun yanı sıra izlenen hatalı dış politika nedeniyle birçok farklı terörist unsurun ülkemize yuvalanmasının neden olmuştur.



Son olarak, ülkemizin içinde bulunduğu bu ortamda Cumhuriyet Halk Partisi`nin her kademesindeki bireye çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu hem tarihi bir sorumluluk hem de ülkenin sigortası olan CHP`nin görevidir. Gerçekleri tek tek halkımıza anlatmanın yoğun gayreti içerisinde olacağız. Ülkemizi getirdikleri son durumundan AKP'li yöneticilerin, Bakanların ve ilgili görevleri işgal edenlerin hiç birinin sorumluluk almadığını görüyoruz ancak tarih bir gün bu gerç​ekleri hatırlatacaktır.

 

Terör ulusal güvenliğimizi ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bunun yanı sıra siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlara rağmen, bu gündemi başkanlık sisteminin meşrulaştırılması için bir araç olarak gören AKP`nin bu anlayışını asla kabul etmiyoruz. Devlet tek akılla yönetilemeyecek kadar karmaşık bir sistemdir, şu an ihtiyacımız olan ‘başkanlık rejimi` değil, sorunların çözümünde ortak akıl, güçlendirilmiş bir parlamenter sistem ve bu yönde yapılacak çalışmalardır.”