“Ben, 1919 yılı Mayıs ayı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde, maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Ulusunun asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte  ben bu ulusal kuvvete, bu Türk Ulusuna güvenerek işe başladım.”   
ATATÜRK   (Mart 1927, Söylev ve Demeçler II)

30 AğustosBüyük Taarruz'un zaferle sonuçlandığı gündür. 1922 yılının 26 Ağustos'unda Mustafa Kemal Paşa'nın emri ile başlayan Büyük Taarruz; bir taarruzu asla beklemeyen düşmanda büyük panik ve korkuya yol açtı. Türk Ordusu'ndan asla taarruz beklemeyen Yunan kuvvetleri; 1699 yılından beri taarruzda bulunmayan ve asla taarruz edemez denilen Türk Ordusu karşısında direnemedi ve başkomutanını da bırakarak geri çekilmeye başladı. 

26 Ağustos'taki bu taarruz, Mustafa Kemal Paşa'nın askeri dehasını da gösteriyordu aslında. Çünkü; Büyük Millet Meclisi tarafından tüm yetkiler kendisine verilmiş de olsa, böyle bir taarruz büyük bir riskti. Başarısızlık durumunda, eğitim yeni verilmiş olsa da ordunun taarruzu bilmediği söylenecek ve sonucunda hesabı Mustafa Kemal Paşa verecekti. Fakat O, bu zaafı artıya çevirdi. Beklenmeyen bir yerden beklenmeyen bir harekette bulunarak, düşmanın tüm dengesini bozdu ve bu ani baskınla sayısal üstünlüğü olan düşmanı bozguna uğrattı.

Bu büyük zafer sonucunda; Yunanlılar büyük bir bozguna uğradı ve başkomutanları esir alındı. Ege'ye doğru kaçan düşman, Başkomutan Mustafa Kemal'in "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz, ileri!" emri ile takip edildi ve 9 Eylül'de İzmir, 18 Eylül'de Bursa düşman işgalinden kurtarıldı.

30 Ağustos Zafer Bayramı Niçin Önemlidir?

30 Ağustos aynı zamanda bir yeniden doğuş öyküsüdür. Mustafa Kemal Paşa başkomutanlığındaki Türk Ordusu'nun, Büyük Taarruz'u Dumlupınar'da zaferle taçlandırdığı gündür. Binlerce yıllık tarihinde, sadece 50 yıl işgal altında yaşayan bir milletin; tüm modern dünyaya yaptığı destansı gövde gösterisidir. Yedi düvel tarafından desteklenen düşmanı sadece dört günde perişan edip, başkomutanını esir almak; dünya üzerinde Türk Milleti dışında hiçbir milletin harcı değildir. İşte 30 Ağustos; elde edildiği bu zor şartlar yüzünden Zafer Bayramı'dır.

 

YÜK TAARRUZ SÜRECİ

Þ Türk Ordusu’nun taarruz hazırlıkları uzun sürünce Meclis’te Başkomutan’a karşı olumsuz tavırlar ve muhalefet başladı.
Þ Taarruzu kasten geciktirme ve Meclisi oyalamayla suçlanan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Meclise gelerek yaptığı konuşmada; “Efendiler bizim de amacımız taarruzdur. Fakat yarı hazırlanmış bir orduyla taarruz etmek, kaybedilmiş bir savaştan daha kötü sonuçlar doğurabilir.” diyerek hazırlıkların sürdüğünü vurgulamış ve muhalefeti etkisizleştirmiştir.
Þ Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlık yetkisi, 6 Mayıs 1922’ye kadar 3 kez uzatıldı.
Þ Meclisin 5 Mayıs 1922’deki toplantısında Mustafa Kemal’e muhalif olanlar Başkomutanlık yetkisinin uzatılmasını engellediler.
Þ Bu olay üzerine ertesi gün (6 Mayıs 1922) hasta yatağından kalkıp Meclise gelen Mustafa Kemal; “Efendiler böylesine kritik bir ortamda ordumuz başsız bırakılamaz. Bu bakımdan Başkomutanlığı bırakmadım, bırakamam ve bırakmayacağım.” demiştir.
Þ Uzun açıklamalar ve sert tartışmalardan sonra “Başkomutanlık Kanunu” yeniden kabul edildi (6 Mayıs 1922).
Þ 20 Temmuz 1922’de “Başkomutanlık Yasası”nın yürürlü süresinin tekrar uzatılması gündeme geldiğinde, bu sefer Mustafa Kemal sürenin uzatılmasını istememiştir. Buna rağmen Meclis, Başkomutanlığın süresiz olarak Mustafa Kemal’de kalmasına karar vermiştir.
NOT: Meclisin bu tutumu Mustafa Kemal’e duyulan güvenin arttığını gösterir.
Þ Mustafa Kemal Paşa, 6 Ağustos 1922’de taarruz kararı aldı ve komutanlarına hazır olmaları emrini verdi.
Þ 20 Ağustos 1922’de Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile birlikte Akşehir’e gelen Mustafa Kemal Paşa, ordu birliklerine saldırı planını açıkladı: “Yunan ordusu ani bir baskınla çevrilecek ve imha edilecektir.”
Þ 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz günü olarak kararlaştırıldı. Kumandanlık Karargâhı olarak da Afyon’un Kocatepe ilçesi seçildi.
§ Savaş:
Þ 26 Ağustos 1922 günü sabah saat 05:30’da yoğun topçu atışıyla başlayan Türk taarruzu karşısında Yunan siperleri altı saatte aşıldı ve Yunan ordusu panik içinde kaçmaya başladı.
Þ Süvari birliklerimiz kaçan Yunan ordusunu Eskişehir civarında çevirme hareketine başladı. Kaçış yolları tıkanan Yunan ordusu Afyon’un Dumlupınar bölgesinde kuşatıldı. 30 Ağustos 1922’de yapılan Başkomutanlık (Dumlupınar) Meydan Muharebesi’nde Yunan ordusunun büyük bir bölümü yok edildi.
NOT: Yunan Başkomutanı da savaşa katıldığı için bu savaşa “Başkomutanlık Meydan Savaşı” adı da verilmiştir.
Þ Kaçan Yunan askerlerinin İzmir ve çevresindeki Yunan kuvvetleriyle birleşmesine engel olmak için Atatürk’ün 3 Eylül tarihli, “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” tarihi emrini alan kahraman Türk ordusu, 9 Eylül günü İzmir’e, 11 Eylül günü Bursa’ya ve 18 Eylül günü Balıkesir – Ayvalık’a (Çanakkale Boğazı’na) ulaşarak tüm Batı Anadolu’yu düşmandan temizledi.
Þ Türk ordusunun Boğazlara (İstanbul’a) taarruz edeceği telaşına kapılan İngilizler, acilen Mudanya Mütarekesi sürecini başlattılar.
§ Sonuçları:
Þ Batı Anadolu Yunan işgalinden kurtarılmıştır.
Þ Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası başarıyla tamamlanmıştır.
Þ Türk ordusu, işgal altındaki Marmara ve Trakya Bölgesi’ne yönelince İngilizlerle ilk kez savaş ihtimali doğmuştur. Þ Türk ordusunun kesin zaferi nedeniyle İtilaf Devletleri TBMM’ye ateşkes teklifinde bulunmuşlar, bunun sonucunda da Mudanya Ateşkesi imzalanmıştır.
Þ Savaştaki üstün hizmetlerinden dolayı Fevzi Çakmak’ın rütbesi “Mareşalliğe” yükseltilmiştir.