Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz ülke genelinde sendikal eylem ve etkinlikleri nedeniyle yaşadığımız baskı, soruşturma ve sürgünlere son verilmesi için  “Baskı, Sürgün, Soruşturma ve Cezalar Son Bulsun” yürüyüşünün devam ettiğini, ülkenin dört bir yanından Aydın’ a giden Eğitim Sen üyelerinin, çevik kuvvet ve TOMA ile durdurulması üzerine oturma eylemi gerçekleştirdiğini belirterek şöyle dedi:

 

“Siyasi iktidar evde, sokakta, okulda, iş yerinde, kısacası yaşamın bütün alanlarında etkisini arttıran baskıcı, otoriter ve anti demokratik politikaları, “hukuk” ve “adalet” kavramlarının içini tamamen boşaltan uygulamaları giderek artmaktadır. İktidar, baskıcı uygulamalarına karşı demokratik tepkilerini gösteren, düşüncelerini açıklayarak sesini yükseltenlere karşı büyük bir tahammülsüzlük ve düşmanlık içindedir.

Milli Eğitim Bakanlığı, en temel sendikal hak ve özgürlükler konusunda, sendikal hakların kullanılması ile ilgili olarak çok sayıda hukuk dışı girişimde bulunmuş, hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alan kararlara ve uygulamalara imza atmıştır. MEB’ in yasakçı ve hukuk dışı kararı ve cezaları mahkemelerden, yüksek yargı organlarından birer birer dönmesine karşın, bakanlık Eğitim Sen’ e yönelik baskıcı ve ayrımcı uygulamalarına ısrarla devam etmekte, üyelerimizi korkutmak ve yıldırmak için olmadık yol ve yöntemleri kullanarak açıkça suç işlemektedir. Devlet kurumları bütün kararlarını alırken ve uygularken hukuk ilkelerine bağlı olmak ve herhangi bir konuda soruşturma yürütürken tarafsız davranmak zorundadır.

Ancak Türkiye’ de yaşananlar, idarenin siyasal içerikli kararları ile hukukun nasıl katledildiğini, en temel sendikal faaliyetlerin siyasi talimatlarla “suç” kapsamına alınmaya çalışıldığını göstermektedir. Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yönelik olarak planlı ve organize bir şekilde başlatılan soruşturmalar tüm hızıyla sürmektedir. İktidarın ideolojik çizgisinde olan ve tamamı “siyasal kadro” olarak atanan idari makamların yıldırma girişimleri, üyelerimize yönelik olarak açılan disiplin soruşturmaları, verilen sürgün ve açığa alma kararları tamamen hukuk dışı ve anti demokratiktir. İktidarın politikalarına itiraz eden herkesin hedef haline getirildiği böylesi bir dönemde ülke çapında başlatılan “cadı avı” ile örgütlü mücadelemizin engellenmeye çalışıldığı bellidir. Son dönemde gerçekleştirilen ve sendikal eylemler kapsamında olan iş bırakma eylemleri nedeniyle üye ve yöneticilerimize yürüttükleri kamu göreviyle ilgili hiçbir suçlama yöneltilmediği halde, MEB tarafından soruşturma yürüten müfettişlere baskı yapılarak mutlaka “ceza teklifi yapmaları talimatı” verilmiş, takipsizlikle sonuçlanan dosyalar yeniden açılarak yasa dışı bir şekilde “suç üretilmeye” çalışılmıştır.

Örneğin Aydın’ da ülkenin diğer illerinden farklı bir hukuk uygulanarak, üyelerimizin MEB Yüksek Disiplin Kurulu’ na sevk edilmesi önerilmiştir. Aydın’ da farklı bir hukuk işletilmeye çalışılmakta, en temel hukuk ilkeleri ayaklar altına alınmaktadır. Eğitim Sen üyeleri hakkında, değişik illerde başlatılan soruşturmalar, takipsizlik ile sonuçlanan dosyaların MEB talimatıyla yeniden açılması, hukuk dışı bir şekilde suç yaratma girişimlerinin asıl amacının bizleri korkutmak ve yıldırmak olduğu açıktır. En temel sendikal faaliyetlerin bile suç gibi gösterilmeye çalışılması, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan baskıcı ve otoriter yaklaşım karşısında sessiz ve tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Eğitim Sen üye ve yöneticilerinin hemen her faaliyetinin MEB kaynaklı hak ihlalleri, baskı ve soruşturmalarla sonuçlanması, aynı zamanda, siyasi iktidarın anti demokratik uygulamalarına itiraz eden, baskıcı, otoriter uygulamaları karşısında diz çökmeyenlere yönelik açık bir gözdağı ve yıldırma amaçlıdır. Bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulama, Türkiye’nin nasıl bir yola girdiğini ve iktidar güçlerinin denetimi altındaki devlet organlarını kullanarak karşısında engel olarak gördüğü tüm kişi ve kurumları bertaraf ederek yoluna devam etmek istediğini göstermektedir. Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı da şunu çok iyi bilmelidir ki Eğitim Sen, nereden gelirse gelsin bu tür baskılara ve tehditlere boyun eğmeyecek, savunduğu ilke ve değerler doğrultusunda örgütlü mücadelesini sürdürecektir. Buradan siyasi iktidara, MEB’ e ve kendilerini halka hizmete değil, iktidara yaranmaya adamış olan eğitim yöneticilerine bir kez daha sesleniyoruz:

En temel sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayarak, hukuk dışı girişimler ve antidemokratik uygulamalarınızla bizleri asla yıldıramayacaksınız. Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yönelik her türlü baskıya, soruşturma ve sürgünlere karşı bugüne kadar nasıl mücadele ettiysek, bugünden sonra da aynı kararlılıkla örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdürecek, önünüzde asla diz çökmeyeceğiz!”