Eğitim Sen Şube Başkanı  Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, demokratik ülkelerde asla göremeyeceğiniz bir takım uygulamaların  “ben böyle yönetilecek ne yaptım” sorusunu gündeme taşıdığını kaydetti.

Akp’ nin 2002 seçimleri sonrasında hükümet olmasıyla  bürokrasi alanında yaptığı değişiklikleri, “devşirdiği  kadrolar ile yerleştirmeye çalışmış, yandaş sendikanın bu alanda hükümete paralel çalışmasıyla Milli Eğitimdeki kadrolaşma Milli Eğitim Müdürleri, yardımcıları, şube müdürleri ile başlamış olan tasfiye, okul müdür ve müdür yardımcıları ile devam ederken meclise sunulan tasarı ile sıra maarif müfettişlerine gelmiştir” sözleriyle ifade eden Orhan Yılmaz açıklamasına şöyle devam etti:

TRAJİ KOMİK

“Bu kadrolaşma öylesine azgınlaşmıştır ki, işbaşına geldiği zamanlarda yönetici koltuklarına yerleştirilenler bugünlerde görevden alınmakta, hiçbir liyakat ve deneyimi olmayanların ise sadece iktidara biat edecek diye görevlendirmesinde sakınca görülmemektedir. Yaptığımız bunca uyarı ve eleştiri ise adeta badem bıyık altından gülünerek karşılanmakta Milli Eğitimin içler acısı durumu tam bir açmaza sürüklenmektedir. Yapılanlar o derece traji komik bir hal almıştır ki görevden alınan okul müdürlerinin açmış oldukları davaların uygulanmamasına gerekçe gösterilen bakanlık görüşleri değiştiğinde yeni görüşler yandaşlığın ve biat etmenin sınırlarını zorlarcasına görmezden gelinmektedir. Ancak okul müdürlerinin görevden alınmalarıyla ilgili olarak başlayan süreçte “yargı yolu açık” diyerek adeta “ben yaptım oldu” mantığını yaşayanlara Berlin’ deki hakimlere gerek kalmadan yargı yolu açılacaktır. Yargının bir gün zulmedenlerin aleyhine vereceği karar  tokat gibi yüzlerinde patladığında yandaşlığınız beş para etmeyecektir.

FİYASKO

Yönetici koltuklarını işgal eden yeni yöneticilerimizin acemilikleri mi yoksa yeteneksizliği midir varın siz karar verin ama bazı ilçelerde mesai saatleri dışında merkez ilçede de okulların 2 gün tatil edilerek öğretmenlerin iş güvenliği kursuna alınması tam bir fiyaskodur.

Fiyaskodur, çünkü 17 Haziran 2016 tarihinden sonra tatile girecek öğrencilerin sınavları ve değerlendirilmesi için kullanılacak değerli 2 günün kursa harcanması yerine öğretmenlerin seminer çalışmalarında iş güvenliği kursunun yapılması bu acemilerin hiçbirisinin aklına gelmemiştir ve bulundukları yere ne kadar yakıştıklarını göstermesi açısından da oldukça manidardır.

Ayrıca  “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” 01.07.2016 tarihinden itibaren bütün kamu kurum ve kuruluşlarında uygulamaya başlanacaktır. İşyerlerinde çalışanlara yönelik olarak, bütün sorumluluğu emekçilere yükleyen nitelikteki  “İş sağlığı ve güvenliği taahhütnamesini”  İmzalamayacağımızın bilinmesini istiyoruz.”