Olçum’un, “Kemalist ruhu, Kemalist ideolojiyi müfredatımızdan ciddi bir şekilde arındırıp medeniyet değerlerini içselleştirmiş bir müfredatı bu ülkenin en büyük sivil toplum teşkilatı olarak ortaya koymamız gerekiyor.” sözlerinin  basına yansıdığına vurgu yapan Eğitim-İş Sendikası Kdz.. Ereğli Temsilcisi Hülya Çaylaksevdi  “Olçum bu açıklamasıyla, Atatürk ve Atatürkçülük (Kemalizm ile kastedilen) ile ilgili uygulanan eğitim-öğretim müfredat programından rahatsızlık duyulduğunu ve bu programın kaldırılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na siyasi baskı uygulayacaklarını açıkça beyan etmiştir.” dedi.

Çaylaksevdi açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:

ATATÜRK DEVRİMLERİNE SALDIRARAK İÇLERİNİ BOŞALTIYORLAR

Öncelikle vurgulamamız gerekir ki öğretim birliği yasasıyla hedeflenen çağdaş eğitim anlayışını ve ulus bilincini ortadan kaldırmaya yönelik hiçbir talebi, demokratik ve laik bir ülkenin, yurtsever eğitimcileri olarak kabul etmemiz mümkün değildir. 

Emperyalist güçlerden bağımsız bir ulus yaratmak yoluyla, Atatürk’ün öncülüğünde gelişen egemenlik anlayışını özümseyemeyenler bugün, cumhuriyetin kazanımlarına, Atatürk ilke ve devrimlerine saldırarak içlerini boşaltmaya çalışmaktadırlar. 

KUBİLAY OLMAYA HAZIRIZ

24 Aralık  1930’da Öğretmen Kubilay nasıl ki bir dakika duraksamadan Cumhuriyet’i, Cumhuriyet’in temel değerlerini ve devrimi ölümüne savunmuş ise, on binlerce üyesi olan Eğitim İş’in de her bir üyesi Kubilay olmaya hazırdır.

CUMHURİYET DİN TACİRLERİNİN OYUNUNU BOZDU

Cumhuriyet’in kazanımlarını yok sayanlar, üzerlerinde yaşadıkları toprağı onlara armağan edebilmek için tüm varlığını ortaya koymuş ulu önderimiz Atatürk’ü bugün hala saygıyla anıyor olmamızı içlerine sindirememektedirler. Eğitim-İş olarak, bu anlayış sahiplerini ve retçi söylemlerini şiddetle kınıyoruz. Kemalist Devrim’e bu denli saldırmalarının nedeni bellidir; Cumhuriyet halkın sırtından geçinen din tacirlerinin oyununu bozmuş ve gerçek yüzlerini ortaya sermiştir. Öç alma ve kindarlık çağrılarının yapıldığı günümüz Türkiye’si, Mustafa Kemal’in ışığının karanlık zihinlerde açtığı oyukların acısının göstergesinden başka bir şey değildir. Atatürk ile bu ülkenin bağını koparma hayali gören bu zihniyet yeni değildir. Bu zihniyet, Milli mücadeleye ve Atatürk’e karşı düşmanca tutumlarıyla bilinen Ali Kemal ve Sait Molla zihniyetinin devamıdır.

KENDİLERİNE YENİ ÖNDER ARIYORLAR

Ancak bilinmelidir ki emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesi vermiş, Güney Amerika’dan Hindistan’a kadar diğer uluslara da bağımsızlık ateşi yakmış, Ulusumuzun “kurtarıcısı” da “Ulu Önderi” de Türk Ulusu var olduğu sürece Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu gerçeği kabullenemeyip kendilerine yeni önderler arayan bu anlayışın kat edebileceği yol ise ulusun benliğinde değil olsa olsa kötü anılarında kalmaya mahkumdur.

YANDAŞ SENDİKA EĞİTİM-BİR SEN

Eğitim-İş olarak; ülke gündemine ilişkin sorunları, emekçilerin sorunlarını bir kenara bırakarak sürekli toplumu provoke etmeye yönelik tartışmalar yaratan yandaş sendika Eğitim-Bir-Sen ve benzer yapılar ile temsil ettikleri görüşlerin karşısında duyarsız kalmamız mümkün değildir. 

HADSİZLİKLERİNİ BİLDİRMEK KONUSUNDA HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ

Temel amacı, hukuka, demokrasiye, özgürlüklere, bilime ve eğitime önem veren, Büyük Önder Atatürk’ün devrimlerinin izini süren bir nesil yetiştirmek olan ulusal eğitim sistemini yıkmaya çalışanların; özellikle de Türk toplumunun siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamında bir dönüm noktası olan Atatürk’e saldıranlara bu hadsizliklerini bildirmek konusunda gereken her türlü hukuki yola başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz.

Bu bağlamda, yaptığı açıklamanın hem Anayasa hükümlerine hem de Türk Ceza Kanunu hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum hakkında Burdur Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.