Eğitim Sen Zonguldak Şube Sekreteri İsmet Akyol “Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘Okul Öncesi Eğitimin Zorunlu Hale Geleceğini’ Açıklaması Geç de Olsa Olumludur” dedi.

Akyol, Başbakan Yıldırım’ın 2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı'nı açıklarken "2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz, tekli eğitime geçeceğiz. Öğrenciler yarım gün yerine tam gün okuyacaklar. Ayrıca öğrencilere 5. yıldan itibaren yabancı dil eğitimi zorunlu olacak. Okul öncesi eğitim de zorunlu hale gelecek." Sözlerini olumlu bulduklarını ifade ederken, konuyu çok boyutlu bir değerlendirme ile kamuoyuna sundu.

Akyol’un açıklamasının tamamı şöyle:

“ADIMLARI ŞİMDİDEN ATMALI”

Okul öncesi eğitimin zorunlu, parasız ve tam gün olması için yıllardır imza kampanyaları başta olmak üzere bir takım çalışmalar yürüten Eğitim Sen olarak Başbakan Yıldırım’ın okul öncesi eğitimin zorunlu olmasına yönelik açıklamasını geç de olsa olumlu karşılıyoruz. Hükümet, 2009 yılında başlattığı ve 2012 yılında yürürlüğe giren 4+4+4 eğitim düzenlemesiyle vazgeçtiği okul öncesi eğitimin zorunlu olması projesini biran önce uygulamaya geçirmek için okul, derslik, öğretmen ihtiyacı ve altyapı gibi önemli sorunları çözmeye yönelik adımları şimdiden atmalı ve gerekli planlamayı yapmalıdır. Okul öncesi eğitim zorunlu, parasız, tam gün ve iki yıl olmalıdır.

“OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN 57 İL OLMASI PLANLANMIŞTI”

Bilindiği gibi 2009-2010 eğitim-öğretim yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu tarafından okul öncesi eğitimin zorunlu olmasıyla ilgili olarak 32 ilde pilot uygulama başlatılmıştı. 2010-2011 eğitim-öğretim yılında zorunlu okul öncesi pilot uygulamasına 25 il daha eklenip, okul öncesi eğitimin 57 ilde zorunlu olması planlanmıştı. 2014 yılında ise okul öncesi eğitimin zorunlu olması proje ülke genelinde tamamlanacaktı. Ancak 2009’da başlatılan okul öncesi eğitimin zorunlu olma projesi, 2012’de 4+4+4 eğitim sistemine geçişin ardından rafa kaldırılmıştı.

“OECD ÜLKELERİ İÇİNDE SON SIRADA YER ALMAMIZ ÜZÜCÜDÜR”

Eğitim sürecinin en önemli kademelerinden birisi olan okul öncesi eğitimde Türkiye, OECD ülkeleri içinde son sıradadır. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 5 yaş grubunun yüzde 67’si okul öncesi eğitimi alırken 2015-2016 yılı verilerine göre, okul öncesi çağdaki 5 yaş grubu çocukların sadece yüzde 55,48’nin okul öncesi eğitim almıştır. Okul öncesi eğitimde 2012 yılının gerisine düşmek ve okul öncesi alanında Türkiye'nin, OECD ülkeleri içinde son sırada yer alması ülkemiz adına üzücüdür.

“BİR ÇOK ANA SINIFI KAPANDI”

Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması nedeniyle servis ücreti, yemek ücreti, yardımcı personel ücreti vb. giderlerin veliler tarafından karşılanmaktadır. Bu nedenlerle özellikle köylerde veliler çocuklarını okul öncesi eğitim kurumlarına gönderememektedir. Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması ve sıbyan mekteplerinin de hızla yaygınlaşmasıyla ülke genelinde olduğu gibi Zonguldak ve ilçelerinde özellikle de Çaycuma’da birçok ana sınıfı kapandı, kapanma durumuna geldi, okul öncesi kurumlarındaki öğrenci sayısı azaldı ve okul öncesi öğretmenleri norm fazla oldu.

DEVLETTE AZALMA ÖZEL OKULDA ARTMA

Ayrıca diğer eğitim kademelerinde olduğu gibi okul öncesi eğitimde de Hükümet tarafından özel öğretimi teşvik edici, velileri özel okul öncesi öğretim kurumlarına yönlendiren adımlar atılmıştır. 4+4+4 sonrasında devlete ait okul öncesi eğitim kurumlarında okul ve öğrenci sayısı azalırken diğer taraftan da özel okul öncesi eğitim kurumları hem okul, hem de öğrenci sayısı açısından yaklaşık 2 kat artmıştır. Bir kez daha belirtiyoruz. Eğitim sürecinin en önemli kademelerinden birisi olan okul öncesi eğitim zorunlu, parasız, tam gün ve iki yıl olmalıdır.

“YETİŞMİŞ ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VAR”

Evde ailenin çocuğa sağlayamadığı eğitimi vermek ve düzenli bir öğretim programına başarı ile katılmaya hazırlanmak için bu alanda yetişmiş öğretmenlere ihtiyaç vardır. Okul öncesi eğitim kurumları, günümüzde ailelere gerekli eğitim desteğini sağlayan, yol gösteren, ailelerin sorumluluklarını belirli ölçüde azaltabilecek temel kurumlar olarak önemli bir işlevi yerine getirir. İşte bu nedenlerle 3-6 yaş grubundaki çocuklarımızı alanında uzmanlaşmış, okul öncesi eğitimi almış öğretmenlere emanet edelim ve okul öncesi eğitim kurumlarına gönderelim. Unutmayalım ki okul öncesi eğitim; eğitimin temeli ve geleceğimizin garantisidir.