Gazetecilerin Karadon’da madenciler tarafından tartaklanmasına bir tepki de Eğiüim-Sen’den geldi.


KESK Dönem Sözcüsü /Eğitim Sen Şube Başkanı Orhan Yılmaz açıklamasında öncelikle Karadon ‘da haber alma görevlerini yaparken saldırıya uğrayan gazetecilere geçmiş olsun dileğinde bulunup “saldırıyı ve azmettirenleri nefretle kınıyoruz. Bu saldırının gerekçesi ne olursa olsun, görünürde işçiler tarafından yapıldığı açıktır. Ancak saldırının arka planını anlayamazsak , gelecekte olacakları da bugünden göremeyiz.” Dedi.

Açıklamanın devamı şöyle:
“Geçtiğimiz aylarda ifade veren arkadaşlarını beklerken emniyet müdürlüğü önünde saldırıya uğrayan Demokrasi Platformu üyeleri, 1 Mayıs’ ta kortejdeki yerini beğenmeyenlerin yaptıkları ve 1 Mayıs kürsüsüne Zonguldak spor bahanesi ile yapılan saldırı ile Kilimli’ de eylem yapan işçilere destek için yürüyüşe gidenlerin; işçilere provakatör olarak tanıtılması ve saldırıya uğramaları ile basın emekçilerine yapılan saldırı asla birbirinden bağımsız değildir. Nedense son zamanlarda bu kentte muhalif olan herkes birileri tarafından hedef gösterildiğinde saldırıya uğramakta ve bu vur kaç taktiği ile sokaklar güvensiz, toplum huzursuz ve etkisiz kılınmak istemektedir.

Sinmiş ve demokratik taleplerini dile getirmekten çekinen bir toplum ile yaratılmaya çalışılan ise özelleştirilen bir Zonguldak’ tır. Karadon’ da basın emekçilerine yapılan saldırı ile gözden kaçırılmaya çalışılan budur. Burada yerleştirilmeye çalışılan algı sokakların güvencesiz , işçilerin mücadelelerinde yanlarında olunamayacak kadar kötü oldukları yargısıdır.

TTK Karadon kurumu yalnızca orada çalışan işçilerin değil, halkındır. Bu türden karalama ve saldırılar ile belki birileri ortak değerimiz olan TTK’ nın özelleştirilmesi konusunda mücadele etmekten kaçınabilir. Belki bu tür saldırılar birileri üzerinde yılgınlık yaratabilir. Ancak bizler, bu halkın birikimleriyle yaratılmış bir değerin daha peşkeş çekilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bunun için birlikte olmalı ve saldırının yalnızca basın emekçilerine değil özelleştirme saldırısının geleceğimize olduğunu görmeliyiz. Bu kentin geleceğine dair planları ancak bu kentte yaşayanlar yapmalıdır.

Bacalarından kanser tüten termik santraller ile yaptıklarınız yetmediği gibi şimdi de koca bir kentin, yalnızca zenginlerin biraz daha zenginleşmesine aracılık edecek bir yerleşim merkezi olması için özelleştirme saldırısı ile karşı karşıyayız. İşçisi, işsizi, memuru, esnafı, öğrencisi, emeklisinin yaşadığı bu kentte dair elbette söyleyecekleri vardır ve olmalıdır.”