15 Temmuz darbe kalkışması henüz sıcaklığını koruyor… İlan edilen 90 günlük olağanüstü hal uygulaması sürerken kısa adıyla FETÖ yani Fethullahçı Terör Örgütü’nde yönetici ve üye oldukları ileri sürülenlerin gözaltına alınması ve tutuklanmaları da devam ediyor.

Bir yandan da asker ya da sivil kamuda görev yapan 60 binin üzerinde çalışanın görevine son verildi ve halen de görevden almalar sürüyor. Meydanlarda başlatılan “demokrasi nöbeti” de sürerken  katıldığı bir televizyon programında, “Her yerden temizlenecekler” açıklamasını yapıp, silahlı kuvvetlerde asker ve personel sayısının 650-700 bin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu önemli sözleri söylüyor:

“Bunun için örgütlenmenin ağını düşünün. Sadece subay kadrosuna baktığınız zaman 300 bin civarında böyle yapı var. Bir diğeri emniyet teşkilatımız, polisimiz. Burada da çok ciddi manada örgütlenmişler. Burayı da temizlemek lazım. Aynı şey yargıda da. Burada da temizlik harekatı devam ediyor. Bunun dışında devletin tüm kurumlarında bu örgütlenme var. Bütün bunları bizim temizlememiz gerekecek. Çok ciddi görevden alma olayı var. Çünkü bütün bakanlıklar çalışıyor…”

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise”OHAL ilan edilmeseydi 15-20 yılda bunları temizleyemezdik. Onların 40 yılda bu milletten aldıklarını 40 günde temizliyoruz inşallah”diyor…

Darbe girişimiyle birlikte bir an duran doğudaki PKK saldırıları da yeniden başladı ve her gün beş ya da sekiz asker-polis şehit ediliyor. Bugün ise ilginç bir gelişme yaşanıyor ve terör olaylarının yoğun olduğuHakkari ile Şırnak’ın il olmaktan çıkarılacağı, Yüksekova ile Cizre’nin il yapılacağıaçıklanıyor…

Gündem böylesine dolu dizgin iken dikkatinizi çekti mi bilemiyoruz, ama 26 Temmuz günü “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlardan Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi…

taciz (1)Ve bu haber, ertesi günü bazı gazetelerde,“Çocuk tacizcilerine , tecavüzcülere kimyasal hadım”, “Cinsel suça kimyasal hadım resmen başladı” başlıklarıyla küçük de olsa yer buldu…

Cinsel taciz ve tecavüzlerin son zamanlarda ayyuka çıktığı Türkiye’de bu oldukça önemli bir gelişmeydi ki, darbe kalkışmasının gölgesinde de kalsa gazetelerin üçüncü sayfalarında taciz ve tecavüz haberleri eksilmiyor:

. Kütahya’da, Kuran kursuna gönderilen 9 yaşındaki kız çocuğuna cami bahçesinde elle tacizde bulunduğu belirlenen 33 yaşındaki  HA. Çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 30.07.2016

. Bursa Osmangazi’de evlerinin önünde oynayan 7 yaşındaki iki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunun adam tutuklandı. 31.07.2016

. Kahramanmaraş’taki Hamidiye Yurdu Sosyal Tesisi’nde Kuran öğrenimi için giden 10 yaşındaki iki erkek  çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı yani tecavüze uğradığı iddia edildi. Ki gözaltına alınanMA. (19) çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve Milli Eğitim Müdürlüğü’de soruşturma başlattı.  01.08.2016

hadım

Son yıllarda artan ve her gün de süren ülke genelindeki taciz, tecavüz gibi çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarındaki artış “çocuk istismarında nereye gidiyoruz” sorusuna neden olurken Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren  “cinsel suça hadım uygulaması” aslında bu konuda atılmış önemli bir adım… Yasa düzenleyicilerin “caydırıcı” olması amacıyla böyle bir düzenleme yaptıklarını düşünüyoruz…

Avrupa ülkelerinin bazılarında da uygulanıyor “cinsel suça hadım”

Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra çok ilginç, erkeklerden hiç ses çıkmazken bazı kadın yazarlar, bir kadın milletvekili ve bir kadın örgütünden “Hadım Yasası”na tepki yükseldi. Gerek kadın yazarlar, gerekse kadın örgütü ve söz konusu milletvekili, böyle bir şeyin “insan haklarına aykırı” olacağını dile getirdiler…

İnsan hakkı denilen şey nedir ki?

Sadece çocuğa değil kadına da taciz ve tecavüz bize göre suç…

Her şeyi  ne çabuk unutuyoruz… Bu ülkede biz artık çocuklarımızı oynamak için sokaklara salamıyoruz farkında değil misiniz…

Özgecan olayını ne çabuk unuttunuz… Ki o bir simge oldu… Oysa ne çok Özgecan’ların canı yanıyor bu ülkede…

Tabii İstanbul’un göbeğinde, güya en gelişmiş, en yaşanabilir semtlerinden  Kadıköy Bağdat Caddesi’nde bir üniversite öğrencisine, iki çocuk babasının bıçakla tehdit ederek tecavüz etmesini ne çabuk unuttunuz…

Gördüğünüz gibi anne-babalar sadece küçük çocuklarını değil, yetişkin çocuklarını da sokağa salarken akılları onlarda kalıyor…

Anımsattıklarımız okyanusta sadece bir damla…

“Cezaya çarptırılanların cinsel isteğini ilaçla yok etmeyi ya da azaltmayı öngören” Hadım Yasası’nın “insan haklarına aykırı”  olduğunu söyleyenlere sormak lazım:

Çocuğunuz, torununuz var mı? Başına böyle bir şey gelse ne hissederdiniz?

“Olsun, çocuğuma tecavüz etti. Ama o da bir insan, böyle bir ceza verilmesin” mi derdiniz?

Ne yani?

“Tecavüz” bir “insan hakkı” mı?

Hadi… Böyle, tek kelimeyle çirkin bir olayı yaşamış insanı ya da ailesini düşünün, onların yerine kendinizi koyun, zorlayın kendinizi ve empati yapın…

Yaptığınız empati sonrası başkasına, bir çocuğa, bir genç kıza bu kötülüğü yapmış biri ya da birileri (toplu tecavüzler de bu ülkede mahkemelerde yargılamalara konu oluyor) için “insan hakkı”ndan bahsede bilir misiniz?

İnsan hakkı diyorsanız hala o zaman çözümlerinizi de ortaya koyun, kamuoyuyla paylaşın  ki, ülkemizde taciz ve tecavüzler artmasın, azalsın… Ki bu suçu işleyenler en ağır hapis cezasıyla cezalandırılmalı ve çıkabilecek genel aflardan kesinlikle yararlandırılmamalı…

Geçenlerde TBMM Cinsel Suçları Araştırma ve Önleme Komisyonu’nda Yargıtay 14. Dairesi Başkanı bilgi verdi. 5 yaşından 18 yaşına kadar her yaştan çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını bildiren Daire Başkanı, cinsel taciz sonrası mağdurların tacizcileriyle evlendirildiği 3 bin civarında örnek bulunduğunu da belirtti… Hatta üç kişi de tecavüz etmişse bir kişi evlenince tüm sanıkların kurtulduğunu anlattı…

2016-03-30-hani-guzel-gunler-gorecekti-cocuklar

Neyse konu her yönüyle iğrenç…

Umut Vakfı olarak diyoruz ki; bu konuda önleyici, caydırıcı tedbirlere her zaman ihtiyaç var. Demokrasi ve hukuk diyorsak, bu konuyu da büyük bir ciddiyetle masaya yatırmalı ve ülkemizdeki taciz, tecavüzleri azaltıcı hukuki çalışmaları yapmalıyız…

İyi haftalar

Umut Vakfı