17 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi’ne bağlı maden ocağında,-540 kodunda hazırlık ve ana kat işlerini yapan taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen grizu patlamasında hayatlarını kaybeden 30 madenci, facianın 3. Yıldönümünde Karadon Yenikuyu başında düzenlenen törenle anıldı. 
Törene TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TTK Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Şimşek ve İsmail Güner, TTK Karadon Müessese Müdürü Mustafa Özçelik, GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, GMİS Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, GMİS Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, TTK Karadon Müessesesi Kilimli İşletme Müdürü Hüseyin Çınar, GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, TTK yöneticileri ve maden işçileri katıldı.
Törende bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş şunları söyledi:
“Bundan tam 3 yıl önce TTK Karadon Müessesesi’nde -540 kodunda meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybeden 30 arkadaşımıza ve bugüne kadar iş kazalarında hayatlarını kaybeden madencilere Allah’tan rahmet, ailelerine ve madenci camiasına başsağlığı diliyorum. Madencilik, özellikle yeraltı madenciliği çok zor bir meslek. Biz madenciler yeraltında birbirimize can emanet ederek çalışıyoruz. Bizim için iş güvenliği tedbirleri çok önemli. Son yıllardaki iş güvenliği teknolojilerinin gelişmesiyle bu tür iş kazalarının yaşanmayacağını düşünürken maalesef 2010 yılında Karadon’da ve Ocak 2013’te Kozlu’da acı kazalar yaşadık. Tüm uyarılarımıza rağmen taşeron sisteminin TTK’da uygulanmasıyla bu tür acı kazaları tekrar yaşamaya başladık. Biz çeşitli vesilelerle uyardık, söyledik, yine söylüyoruz; Yeraltında taşeron uygulaması olmaz. Taşeron uygulamasının bir an önce kaldırılmasını ve artık karşılaşmak istemediğimiz bu tür kazalara neden olunmasına son verilmesini istiyoruz. Yeraltında en küçük bir olumsuzluğu fark ettiğinizde başta iş amirleriniz olmak üzere, bizlere bildiriniz. Sizlerin can güvenliğini tehlikeye atacak en küçük riske bile girilemez. Bu nedenle gerekli tedbirlerin alınmasını mutlaka sağlayınız. Sizin can güvenliğinizi etkilemiyorsa bile sizden sonra o alanda çalışacak arkadaşlarımızı riske atacak bir olumsuzluk gördüğünüzde bildiriniz ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlayınız. Bildiğiniz gibi TTK’da toplu iş sözleşmesi dönemindeyiz. 83 maddeden 65’i üzerinde anlaşma sağlandı. 18 madde üzerinde görüşmeler sürüyor. Yasal süre 29 Mayıs’ta sona erecek. Ardından arabulucu sürecinde de görüşmeler devam edecek. Bu süreç içinde gerek genel merkez, gerek şube yöneticilerimiz gerekse temsilci arkadaşlarımızla birlikte sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz. Gerek Hükümetle yapılan görüşmeler, gerekse toplu sözleşmenin imzalanması aşamasında gelinen noktayı yine sizlerle birlikte değerlendireceğiz ve toplu sözleşmeyi sizlerle birlikte imzalayacağız.”

 

“DÜNYANIN EN ZOR İŞLERİNDEN BİRİNİ YAPIYORUZ”
Törende konuşan TTK Genel Müdürü Burhan İnan da şunları söyledi; “Bizim işimiz zor bir iş. Sayın Genel Başkanın ifade ettiği gibi dünyanın en zor işlerinden birini yapıyoruz. Havzamızda yapılan madencilik, diğer ülkelerde yapılan madencilikten çok zor şartlarda yapılıyor. Biz 165 yıldır kömür üretiyoruz ve 165 yıldır emek yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Biz bu emek yoğun çalışma biçimini bilgi eksikliğinden dolayı değil jeolojik şartların izin vermemesi nedeniyle yapıyoruz. Bu çerçevede Amasra Müessesemizde ilk kez bir mekanize kazı ve tahkimat sistemini deniyoruz. Bu başarılırsa havzanın diğer müesseselerinde de bu işi yaygınlaştırıp bu sayede iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini önemli ölçüde tesis etmiş olacağımıza inanıyorum. Her zaman tekrarladığım gibi iş sağlığı ve iş güvenliği tüm çalışanların el ele vermesiyle, birlikte hareket etmesiyle sağlanabilecek bir olgudur. Bir örnek vermek istiyorum. Bundan 2 yıl kadar önce Armutçuk’ta bir işçi kardeşimizin anayolda yangını fark etmesiyle, onun dikkati sayesinde biz Armutçuk’u kurtardık. Bize haber verdi ve yangına hemen müdahale edildi ve yangın söndürüldü. Böylece bir kardeşimizin dikkati sayesinde Armutçuk’u kurtarmış olduk. Dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliği hafife alınacak bir olgu değil. Bu duyarlılığı sizlerden bekliyoruz. Biz yöneticiler olarak bu duyarlılıktayız. Bu kazaları ancak bu şekilde önleyebiliriz. Çünkü çalıştığımız şartlar, mücadele ettiğimiz şartlar son derece ağır ve ciddiye alınması gereken şartlar. Bu vesileyle 3 yıl önce kaybettiğimiz madencileri ve tüm maden şehitlerimizi rahmetle anıyorum, ailelerine başsağlığı diliyorum.”
Konuşmaların ardından Kuran-ı Kerim okundu ve şehit madenciler için dualar edildi.