Türkiye Kamu-Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kadir Bacıoğlu, eşantiyon dağıtarak ve vaat vererek üye yapmaya çalışan sendikalara ayet ve hadislerle tepki gösterdi. Bacıoğlu, “Beyler sendikacılığı bırakmış; eşantiyonculuğa başlamış. Bizim memurlarımızın bir kısmı üç otuz paralık çantaya sahip olmak için sendikasını değiştiriyor. Bir kısmi ise vaat edenlerin rızkını çoğaltacağına inanarak, peşlerine düşüyor. Bu noktada başta rızık olmak üzere hak ve haksızlık üzerine yüce dinimizde yer alan ayet ve hadisleri hatırlatmak istedik” dedi.
Bacıoğlu, yazılı açıklamasında şunları söyledi;
“ÖN TEKER NEREYE,
ARKA TEKER ORAYA"
“Son zamanlarda ülkemizde her şeyin suyunu çıkardılar. İlkesizlik, çıkarcılık ve yandaşlık prim yapar hale geldi. Hemen hemen her alanda bunları yaşıyoruz. Siyasette ve sivil toplumda ise, bu durum ayyuka çıkmış durumda… Eskiden gazeteler promosyon yarışı yaparlardı. Nerdeyse ev eşyalarının tamamını bir rekabet anlayışı içinde pazarlarlardı. Televizyondan, buzdolabına, çamaşır makinesine, halıya kadar... Çok şükür artık bu yöntemi bıraktılar. Onun yerine kitap, film CD'si veya değişik konularda hayvanlar alemi belgesellerinden, İngilizce öğrenmeye kadar VCD'ler veriyorlar. Siyasette ise seçim öncesi vaatler havada uçuşuyor. Siyasetin iktidar kanadı ise odun, kömür, fasulye, nohut, makarna, patates dağıtmaya devam ediyor. Bununla da yetinmiyor. İçerde ve dışarıda her olaydan kendine pay çıkartarak, oy tırtıklamaya, göz boyamaya, milleti uyutmaya devam ediyor. Siyasi iktidarın bu ilkesiz yaklaşımı, oluşturdukları yandaş sendikalarına da sirayet etti. ‘Ön teker nereye, arka teker oraya’ misali… Beyler sendikacılığı bırakmış; eşantiyonculuğa başlamış. Memurlara çanta dağıtmaktan tutunda, aslı astarı olmayan yalan yanlış vaatlerle onları etkilemeye çalışıyorlar. Kimilerine kadro dağıtıyorlar, kimilerinin çocuklarına iş vaat ediyorlar. Kimilerine daha yüksek maaş alacakları taahhüdünde bulunuyorlar. Tabir-i caizse, ayı, yıldızı vaat ediyorlar. Bizim memurlarımızın bir kısmı üç otuz paralık çantaya sahip olmak için sendikasını değiştiriyor. Bir kısmi ise vaat edenlerin rızkını çoğaltacağına inanarak, peşlerine düşüyor.”
“UTANÇ VERİCİ
BİR İLKELLİK”
“Bu anlayışla mücadele edebilmek için onlar gibi ya yalan dolan konuşarak kandıracaksın ya da ilkeli duruşunu ne pahasına olursa olsun sürdüreceksin. Onlar gibi davranmak, ilkesizliğe prim vermek ve yanlışa aynı yanlışla karşılık vermektir ki; bu durum omurgasız, çıkarcı ve asalak bir anlayışa katkı sağlamak olur. Bu da utanç verici bir ilkelliktir. Diğer yol ise; ilkeli durabilmek, çalışanların haklarını her platformda eğilmeden bükülmeden adam gibi savunmak ve bunun mücadelesini ne pahasına olursa olsun vermek. Belki bu anlayış kısa zamanda sonuç vermez. Ancak uzun vadede ilkeli duruşun mutlaka bir karşılığı olacaktır. Biz sendika olarak, bu anlayışla mücadelenin bir yolunun da çalışanları aydınlatmak ve onları bilgilendirmek olması gerektiğini düşündük. Bu noktada başta rızık olmak üzere hak ve haksızlık üzerine yüce dinimizde yer alan ayet ve hadisleri hatırlatmak istedik. Belki bunu okuyan bir kısım çalışanımız yanlıştan döner. Rızkı sadece Allah'tan diler. Onun kullarından dilemez. Yine Hakkın çok önemli ve olmazsa olmaz bir olgu olduğunu anlattığımızda ‘kul hakkı’nın tamiri mümkün olmayan bedellerini öğrenirler. Hakkı olmayanı talep etmezler ve hakkı olmayanı vaat edenlere yüz çevirirler. Yine haksızlıkları görerek ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ anlayışının ne kadar ilkel bir durum olduğunu kavrayıp; haksızlık karşısında susmazlar. Kendisine yapılmasını istemediklerini, başkalarına yapılmasını da istemezler.”