TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Zonguldak İl Temsilcisi Şaban Koç, büyük Marmara depreminin 11'nci yılı ve Anayasa değişiklik paketiyle ilgili açıklama yaptı. Büyük Marmara depreminin üzerinden 11 yıl geçtiğini belirten Koç, "Ancak, ülkemiz, yıllardır yaşanan depremlerde yitirilen binlerce, onbinlerce can kaybına rağmen hala bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle yüzleşemedi" dedi.
Koç, yazılı açıklamasında şunları söyledi;
"DEPREM ÜLKESİ OLDUĞUMUZ GERÇEĞİYLE YÜZLEŞEMEDİK"
"Büyük Marmara depreminin üzerinden 11 yıl geçti. Ancak, ülkemiz, yıllardır yaşanan depremlerde yitirilen binlerce, on binlerce can kaybına rağmen hala bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle yüzleşememiştir. 1999 yılında yaşanan her iki depremde 100 binlerle ifade edilen hasarlı binalar nedeniyle milyarlarca liralık maddi kayıplar olmuştur. Depreminin üze-rinden geçen 11 yılın ardından geriye baktığımızda, kent olarak afetlere hazırlık konusundaki çabalarımızın hala çok yetersiz olup, deprem gerçeğini unutmuş gözüküyoruz. Bugün gerek Zonguldak'ta, gerekse Kozlu, Devrek, Çaycuma, Ereğli ve Alaplı ilçelerimizde belediye imar alanları içerisinde kalan tüm yapılarda zemin etüdü yapılıyor. Ancak kaçak yapılaşma ve kaçak kat artırımımın önüne hala tam olarak geçilemedi. Bu nedenle, kaçak yapılan yapılara elektrik ve su te-mininin önüne geçilmesi yönünde başta Zonguldak Belediyesi olmak üzere tüm yerel yönetimler üzerlerine düşen gö-revleri ve yaptırımları yerine getirmelidir. Zonguldak'ta imar yönünden yapılabilecek çok şey vardır. Bu bağlamda yerel yönetimlerde oluşturulan Kent Konseyleri bünyesinde oluşturulan, İmar ve Ulaşım Çalışma gruplarının üreteceği çözüm önerilerinin Zonguldak'ta yaşayanların da desteğiyle hayata geçirilmesi oldukça önemlidir. Zonguldak Belediyesi'nde ve diğer ilçe belediyelerinde (bilhassa Devrek, Çaycuma ve Alaplı) jeoloji mühendisi istihdamı ile afet öncesi, afet sırasında ve afet sonrası yapılabilecekler konusunda halkın bilinçlendirilmesi mümkün olabilecektir. Afet denilence sadece deprem akla gelmemeli. Su baskını, heyelan, toprak kayması, kaya düşmesi vb. gibi doğa olayları insanoğlunun bilinçsizce davranışları sonucu her an afete dönüşebilecek olaylardır. İnsan elinin değdiği bu tür olaylara doğal afet denemez."
"KENTİMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ DE TASMAN"
"Kentimizin en önemli sorunlarından biri de tasman olayıdır. Yani yerin altında maden kömürün üretiminden kaynaklanan boşlukların belirli zaman dilimi içerisinde kaya bloklarıyla doluşması ve dolayısıyla yeryüzünde zeminde oturmalar meydana getirmesi olayıdır. Bu nedenle belediye imar işlerinde istihdam edilecek jeoloji mühendisi, kentin imar sorunlarına çözüm bulma konusunda oldukça faydalı olacaktır. Bilhassa TTK ile işbirliği içerisinde kısa orta ve uzun vadede tasmandan etkilenecek bölgelerin haritalaması yapılmalı ve bu bölgelerin yapılaşmadan arındırılarak yeşil alanlara terk edilmesinin yolları en kısa sürede araştırılmalıdır. Kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi durumunda deprem, heyelan, su ve sel baskınları gibi doğa olayları afete dönüşmeden önlenebilecek ve riskler en aza indirgenmiş olacaktır."
"30 YIL İÇERİSİNDE BÜYÜK BİR DEPREM OLMA OLASILIĞI YÜKSEK"
"Türkiye yüzölçümünün yüzde 93 deprem kuşağında olmasına rağmen bugüne kadar yapılanlar çok yetersizdir. Bilimsel araştırmalara göre dünyanın en riskli kentleri arasında İstanbul 2'nci, İzmir de 7'nci sırada yer almaktadır. Bugün, Kuzey Anadolu fay hattında Marmara Denizi ve Muş Karlıova kesiminin kırılmadığı biliniyor. 30 yıl içerisinde büyük bir deprem olma olasılığı oldukça yüksektir. Uzmanlar tarafından, İstanbul Marmara'da fayın kırılması durumunda en az 7,0 büyüklüğünde bir deprem olabileceği ve 60-100 bin binanın yıkılabileceğine, 30-40 bin kişinin de öleceğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle, deprem sonrası yara sarma politikalarından vazgeçerek, afet yönetim politikalarının belirlenmesi ve uygulamaya geçilmesi gerekmektedir. Gelinen noktada, siyasi arenada yaşananlar, yapılan söylemler iktidar ve muhalefetin kısır çekişmesi, afetler konusunda doğru düzgün bir şeylerin yapılmamış olması bizleri daha da tedirgin etmektedir. Başta biz jeoloji mühendisleri olmak üzere mühendis, mimar ve şehir plancıları için temel amaç; halkın yaşam alanları içerisinde oluşabilecek tehlikelerin riske dönüşmesini engelleyecek tasarımlar geliştirebilmektir."
"REFERANDUMA HAYIR"
Koç, 12 Eylül'de yapılacak Anayasa değişikliği referandumuna da değinerek, "TMMOB Zonguldak İl Koordinasyon Kurulu olarak daha önce de, dile getirdiğimiz gibi, 12 Eylül'de yapılacak olan referandumla ilgili olarak da, 12 Eylül Anayasası'na da iktidar partisi tarafından dayatılan anayasa değişiklik paketine de 'hayır' diyoruz. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası TMMOB'nin diğer bileşenleri ile birlikte, halen yürürlükte olan 12 Eylül darbe anayasası ile ilgili olarak, kendi halkını potansiyel suçlu sayan bu anayasanın de-ğiştirilmesini ve yerine bağımsız, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti için, demokratik katılımla, çoğulcu, halkın çıkarlarını göze-ten, hak ve özgürlükler temelin-de yeni bir anayasa hazırlanmasının zorunluluğunu her ortamda dile getirmiştir, getirmeye de devam edecektir" dedi.