Eğitim-İş Tekel emekçilerinin eylemine destek veren öğrencilerin okuldan atılmasını haksızlık olarak değerlendirip, seslerini yükselteceklerini açıkladı.

DAYATMA SİSTEMİ:

Gelinen nokta gösteriyor ki AKP ve dayattığı sistem, doğruyu yanlışı ayırt edecek yetkinliğe erişmiş gençleri baskılayarak kendi ideolojisinin bayrağını taşıyan tek tip bir nesil yaratmak istemekte. Bugün kendinden olanı ödüllendirip, tekel işçisine devlet terörünü, ülkenin gelecek kuşaklarına okuldan sürgünü layık gören iktidar, antidemokratik ve temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığı bir gelecek imar ediyor.

Eğitim-İş Kdz. Ereğli Şube Başkanı Cengiz Başaran, İstanbul Çekmeköy Mehmetçik Lisesi'nde okuyan 24 öğren cinin, okulda TEKEL işçilerine destek etkinliği düzenledikleri için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kararıyla tasdikname verilerek okullarıyla ilişikleri kesilmesini eleştirdi. Başaran, öğrencilerin ve emekçilerin yanında olduklarını belirterek görüşlerini şöyle dile getirdi:

GENÇLER SUÇLU İLAN EDİLDİ

Haklı bir emek mücadelesinin peşinde günlerce direniş gösteren TEKEL işçilerine destek vermek için okul bahçesinde etkinlik yapan 24 öğrenci, toplumsal bir konuda gösterdikleri duyarlılık nedeniyle cezalandırıldılar. Başından sonuna hukuka aykırı biçimde işletilen bu cezalandırma sürecine ilişkin öne sürülen 'ders boykot slogan atmak ve öğretmene karşı gelmek' gerekçeleri gerçekten uzaklaştırılarak, konu siyasi ve ideolojik bir boyuta taşınmaya çalışılmaktadır.  İddia edildiği gibi yapılan eylem der si boykot etmek üzere yapılmamış, herhangi bir siyasi içeriği bulunmaksızın tamamen tekel işçilerinin mücadelesine destek olmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Tekel direnişi için gösterdikleri duyarlı lığı mücadeleye dönüştüren gençler, suçlu ilan edilip sistem için tehlike gibi gösterilmiş, okul yönetimince öne sürülen iddialar basına ve kamuoyuna suç unsuru yansıtılmıştır.

AKP'nin DAYATMA SİSTEMİ
Herhangi bir uyarı cezası bile verilmeden okuldan atılan ve bu durum gündeme getirildiğinde eğitimlerine başka okulda devam edebilecekleri yönünde bir açıklama getirilen 24 gencimizin düşürül dükleri durum, demokratik, insancıl ve nitelikli eğitim modelinin ortadan kalktığının göstergesidir. İnsanın diğer haklarını da kullanabilmesinin ön koşulu olan eğitim hakkını baltalayan ve devletin öğrencisine karşı kamusal sorumluluğunu kötüye kullandığı bu cezalandırma biçimi, okullardaki eğitim-öğretimin niteliğini düşürmekte, öğrencilerin kişiliklerinin ve kendilerini ifade etme biçimlerinin gelişmesinin önüne geçmekte, toplumsal işleyişe katılma haklarını ellerinden almaktadır. Gelinen nokta gösteriyor ki AKP ve dayattığı sistem, doğruyu yanlışı ayırt edecek yetkinliğe erişmiş gençleri baskılayarak kendi ideolojisinin bayrağını taşıyan tek tip bir nesil yaratmak istemekte. Bugün kendinden olanı ödüllendirip, tekel işçisine devlet terörünü, ülkenin gelecek kuşaklarına okuldan sürgünü layık gören iktidar, antidemokratik ve temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığı bir gelecek imar ediyor. İnsan onuruyla bağdaşmayan bu uygulamaya ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığı nasıl bir tasarrufa gidecektir, alınan kararı gözden geçirip bu mağduriyeti giderecek midir; yoksa iktidarın ideolojisinin pekiştiricisi olmak vasfıyla bu kararın altına imzasını mı atacaktır? 
Eğitim-İş olarak nasıl tekel işçilerinin eylemine destek verdiysek, sonu okuldan atılmalarıyla sonuçlanacak şekilde tekel işçilerinin mücadelesine destek olan liseli öğrencilerimizin uğradığı bu haksızlığa karşı da sesimizi yükselteceğiz. Bir emek mücadelesini sahipleniyor olmanın cezalandırılması değil, desteklenmesi gerekir. Bu anlayışa karşı duyarsız olanları, emeğin ve mücadelenin çığlığına kulak vermeye çağırıyoruz? görüşlerine yer verdi.