KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, Eğitim-Sen Bitlis Şube Başkanı Kemal Gültekin'in yerel seçimler öncesi yaptığı bir konuşmada Adalet ve Kalkınma Partisi'ne, "AKP" dediği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılmasına tepki gösterdi.
"AKP, AKP'dir! Eğitim ve bilim emekçileri, AKP'ye 'AKP' demeye devam edecek!" diyen Yılmaz'ın yazılı açıklaması şöyle;

"KADROLAŞMANIN
CİDDİ BİR GÖSTERGESİ"
"Bitlis Şube Başkanımız Kemal Gültekin hakkında, yerel seçimler öncesinde yaptığı bir konuşma nedeniyle,  Bitlis Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce '…yaptığınız konuşmada on yerde Adalet ve Kalkınma Partisi'ni 'AKP' diyerek eleştirdiğiniz' ibaresiyle soruşturma başlatıldı. Vali Yardımcısı İsmail Ayhan Pavlı adına yürütülen bu soruşturmanın içeriği, Anayasa'nın 2'nci maddesinde ifadesini bulan Türkiye'nin hukuk devleti olması ilkesinin, başta AİHS ve ILO olmak üzere insan hakları, ifade özgürlüğü, sendikal hak ve özgürlükler gibi temel konularda net ifadeler içeren uluslararası sözleşmelerin, bu tür soruşturmaları yürüten kurulların tarafsızlık ve objektiflik ilkelerinin, ne kadar pervasızca ayaklar altına alındığının çok açık bir göstergesidir.
Eğitim ve bilim emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek gibi temel bir görevi olan bir sendikanın şube başkanı hakkında, demokratik eleştiri hakkını kullanması gerekçesiyle soruşturma açılmasının izah tarzı olamaz. Bitlis Şube Başkanımız, Türkiye'de yaşadığına, Türkiye'de uzun yıllardan bu yana hükümet görevini yürüten siyasi parti AKP olduğuna göre, eleştirilere tabi tutulacak olan da doğal olarak AKP olacaktır.
Başbakan'ın 'Adalet ve Kalkınma Partisi'ne 'AKP' demek edepsizliktir' diyerek başlattığı bir tartışmanın hemen ardından, bir vali yardımcısının, adeta bir AKP militanı ve müfettişi tavrıyla başlattığı bu soruşturmaya zemin teşkil eden pervasızlık anlaşılır gibi değildir. Bu örnek, AKP'nin yıllardır sürdürdüğü kadrolaşma politikalarının,  kamu adına bağımsız, tarafsız bir şekilde görev yapması gereken tüm kurumlardaki kuşatmasının ne kadar ciddi boyutlara ulaştığının da bir göstergesidir."

"AKP'YE 'AKP'
DEMEMİZİN SEBEPLERİ…"
"AKP'nin derdi ismi üzerinden bir aklanma çabası ise, bu yöntemin sonuç vermeyeceği bilinmelidir. AKP, iktidara geldiği günden bu yana özellikle emek karşıtı politikaları ve eğitime yönelik ırkçı-gerici uygulamaları ile dikkat çekti. AKP, yedi yıllık iktidarı süresince yaptığı tüm icraatlarıyla, fiili ve hukuki müdahalelerle eğitim sistemini kendi ideolojisi çerçevesinde biçimlendirmeye çalıştı. AKP, eğitimde yaygınlaşan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları ile cumhuriyet tarihinin en piyasacı hükümeti oldu.
AKP, eğitime bütçeden yeterli pay,  kamu okullarına ödenek ayırmazken, kamu kaynakları ile özel okulları desteklemek için yasal ve fiili uygulamalar içine girdi. AKP döneminde yaşanan yoğun siyasi kadrolaşma, özellikle üye ve yöneticilerimize yönelik soruşturma ve sürgünler hiç olmadığı kadar arttı. AKP, devletin sorumluluğunda olması gereken eğitimin yükünü, tercihli politikalarıyla birlikte büyük oranda velilerin omuzlarına yıkarak herkese eşit, parasız ve kamusal eğitim hakkını tahribata uğrattı.
AKP, yedi yıllık pratiğiyle eğitimin, bilimin ve insanlığın en temel değerleriyle çatışarak, emekçilerin mücadelesini polis zoruyla engelleyerek iktidar olmaya çalıştı.
AKP'nin yedi yıllık hükümet pratiği kamu emekçileri, işçiler, kadınlar, çocuklar ve tüm toplum kesimleri için karanlıktır. Bu nedenle eğitim ve bilim emekçileri, tüm baskılara rağmen karanlığa karşı aydınlığı savunmayı sürdürecek ve AKP demeye devam edecektir!"