KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi, eğitim hizmetinin özel sektöre devredilme düşüncesine karşı olduklarını açıkladı. Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, yazılı açıklamasında, meslek liselerinde gerçekleştirilmek istenen dönüşümün, AKP'nin eğitim politikalarının piyasacı yanını gösterdiğini belirterek şöyle konuştu;

"MESLEK LİSELERİNDEN GİDERMEK"

"Eğitimin ticarileştirilmesi yönünde atılan bu adımların arkasından, okulların satışının geleceğini görememek mümkün değildir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yapan Birol Aydemir'in meslek liselerinde sanayi sektöründe ihtiyaç duyulan işçi açığını gidermek ve kendi ifadeleriyle 'meslek liselerinin işverene, özel sektöre devri için' pilot proje başlattıklarını ifade etmesi ve 'Devletin artık meslek liselerinden çıkması lazım' ifadesi, açıkça eğitim hizmetinin özel sektöre devridir. Genel liselerin Anadolu Liselerine dönüştürülmesi yönündeki MEB genelgesinin defalarca ifade ettiğimiz gibi asıl derdi,  sermaye çevrelerinin ihtiyaç duydukları ucuz ve nitelikli işgücünü karşılayabilmek ve bu çevreleri eğitim politikalarının temel belirleyeni haline getirmektir. Aydemir açıklamasında, 'Çalışma Bakanlığı ve o ildeki sanayi ve ticaret odası, okul idaresiyle birlikte kursun yönetiminde olacak. Doğrudan sanayicinin ihtiyaç duyduğu ara eleman bu kurslarda yetiştirilecek ve işe yerleştirilecek' diyor. Oysa ki yakın bir zamanda Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 'Sanayicilerin ara eleman demesinden rahatsızım. Ben sanayici için çalışmıyorum. Zaten görevim de sanayiye ara eleman yetiştirmek değil' şeklinde açıklama yapmıştı. Görülüyor ki, AKP'nin yönetim modelinde eğitim hizmetinin asıl bileşenlerini değil, sermaye çevrelerinin istekleri belirleyici oluyor."

"KABUL EDİLEMEZ"

"Ancak Nimet Çubukçu'nun sürecin önüne geçememesi ya da geçmek istememesi gösteriyor ki, Milli Eğitim Bakanı, görev ve sorumluluklarının gereğini yapamıyor. Projede pilot uygulama alanı olarak seçilen 111 endüstri meslek ve teknik lisesindeki alt yapının modernizasyonu ve öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri de Aydemir'in ilgi alanına girdi. Süreç bu şekilde işlerse, bu okullarda görev yapan öğretmenler de özel sektörün elemanı olacak tır. Öğretmenlerin oluşturulacak atölyelerde birer 'ustaba şı' olarak kurgulanması karşısında Bakan Çubukçu'nun sessizliği ise manidardır. AB standartlarında iş gücü iste yenler, uluslararası sözleşmelerde düzenlenen çalışma yaşamı ve sendikal hakların kullanımı söz konusu oldu-ğunda sessizce köşelerine çekiliyorlar. Meslek liseleri üzerinden yürütülmek istenen projenin finansmanının iş-sizlik fonundan karşılanacağı ifade edilmektedir. İşsizlik fonunun, eğitim hizmetinin sermayenin hizmetine sunulması için kullanılması kabul edilemez bir durumdur. 20-11 yılı için hazırlanan bütçede eğitime ayrılan payla şov yapmaya kalkan hükümetin, emekçilerin ücretlerinden kesilen payları sermaye çevrelerinin emrine sunacak dü zenlemelere gitmesi, popülist maskeleri bir bir düşürmektedir. Aydemir' in 'Torba Yasa' tasarısının mimarların dan olması ise hiç şaşırtıcı değildir. Söz konusu yasa tasarısında 18-29 yaş arası erkekler ile 18 yaş üstü kadınları istihdam edenlere sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarının, işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanması gidilmektedir."

"YAPAMIYORSA İSTİFA ETSİN!"

"Böylece bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da işsizlere ödenmesi gereken fon gelirleri patronlara istihdam teşviki olarak aktarılıyor. Finansmanın fondan sağlanması sonrasında söz konusu okulların sermaye çevrelerine devredileceği gerçeği, kamu kaynaklarının kimler için seferber edildiğinin altını çizdi. AKP'nin, eğitim politikalarıyla yaratmak istediği düzen piyasa değerlerini yücelten, bu değerleri sorgulamayan, sadece kendisine faydalı olanlarla ilgilenen bireylerin yaratılmak istendiği bir düzendir. Bu düzende herkes birer tüketici, herkes birer müşteridir. Kapitalizmin küresel ölçekte yarattığı rekabet gerçeği ve geleceğin potansiyel emekçileri olacak öğren cilerin rekabet için gerekli beceri, bilgi, bireyci düşünce gibi donanımlara ihtiyaç duyması ve bu kapsamda yapılması planlanan bir eğitim süreci ile sermaye çevrelerinin ihtiyaçlarına cevap verilmek istendiği açıktır. Meslek liseli öğrencilerini daha öğrenciyken işçileştiren, bu okullardaki öğ-rencilerin, içerisinde yaşadıkları toplumu, siyasal yaşamı ve dünyadaki gelişmeleri analiz edebilme gücünü pekiştirmeyen, sadece bilgiyi modern iş gücü oluşumu çerçevesinde araçsallaştıran her türlü projeye karşı Eğitim-Sen olarak kararlılıkla mücadele edeceğiz. AKP'nin bir kamu hizmeti olarak örgütlenmesi gereken eğitim hizmetini piyasa ilişkilerine terk etmesine asla izin vermeyeceğiz. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu' ya 'görevim sanayicilere ara eleman yetiştirmek değil' sözlerini hatırlatarak görevinin gereğini yapmaya, yapamıyorsa istifaya davet ediyoruz."