Zonguldak Eğitim İş Yönetim Kurulu Metin Kahveci, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmeliğin resmi gazetede yayımlandığını belirterek, 'kıyafet serbestliğinde amaç karma eğitimi ve laikliği yok etmektir' dedi.
Kahveci, Okul forması öğrenciler arasındaki sosyo-ekonomik farkları kapattığı gibi öğrenciler için aidiyet duygusu yaratır ve geliştirir. Bu durum öğrenci olmayanlarda ve çeşitli nedenlerle örgün eğitim dışında kalanlarda öğrenciliğe ve eğitime karşı özendirici bir etki yaratır dedi.
Konu ile ilgili yapılan yazılı açıklama şu şekilde:
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeni yönetmeliğin amaçlar maddesinde, yürürlükten kaldırılan eski yönetmeliğin amaçlar maddesinde yer alan Atatürk İnkılap ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılıklara kaçmayan ve sade bir kılık kıyafet  hedefi yer almamaktadır. Yönetmelik bu haliyle AKP'nin okullardan sistematik olarak Atatürk'ü silme politikalarının devamı niteliğindedir.
Yine,  yönetmelikte belirlenen sınırlamalar dışında okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafet serbest olacak. Kız öğrenciler, ortaokul ve liselerde, seçmeli derslerde başlarını örtebilecek.
4+4+4 düzenlemesiyle eğitimi dinselleştiren siyasal iktidar, bu yönetmelikle gerçek niyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Buradaki asıl amaç, türbanı anaokulu dahil tüm okullara sokmaktır. Türbanın okullara girmesi, başını örten ve örtmeyen öğrenciler arasında kamplaşmalara da yol açacak, sınıflar ikiye bölünecektir. Siyasi iktidarın, türbanın okullara sokulmasından sonraki adımı ise karma eğitime son vermek olacaktır.  Böylece laikliğin ruhuna el Fatiha çekilmiş olacaktır.
Okul forması öğrenciler arasındaki sosyo-ekonomik farkları kapattığı gibi öğrenciler için aidiyet duygusu yaratır ve geliştirir. Bu durum öğrenci olmayanlarda ve çeşitli nedenlerle örgün eğitim dışında kalanlarda öğrenciliğe ve eğitime karşı özendirici bir etki yaratır. Serbest kıyafet uygulaması ise ülkemizde yaşanan sosyo-ekonomik farklılıkları, gelir dağılımındaki adaletsizliği okullarımıza yansıtır. Bu uygulamayı ancak toplumun gelir düzeyini eşitlemiş bir devlet yapabilir. Gelir dağılımındaki uçurumu kapatmadan bu uygulamanın hayata geçirilmesi okullarımızda korkunç yoksulluk manzaraları ortaya çıkaracaktır. Okullarımızda öğrenciler tarafından yapılan söyleşide kıyafet serbestliğinde fakir çocukların giyecekleri giysiler nedeniyle alay edileceği ve dışlanacağı korkusu yatmaktadır. Hatta bu serbestlik sayesinde PKK'yı çağrıştıracak elbiselerin giyilmesi, yöresel kıyafetlerin giyilmesi, çarşaf,peçe,takılması,haç işareti benzer kıyafetler ve simgelerin  kullanılmasının önü açılacak demektir. Bir taraftan sosyal travma, diğer taraftan bölünme projeleri ve dinsel içerikli yönetim tarzı uygulamalara doğru geçilecektir. 
Özellikle ilköğretim çağındaki çocukların gelişim dönemi göz önüne alındığında ekonomik durumu güçsüz olan ailelerin çocukları ciddi travmalar yaşayacaktır. Çocuklar arasında marka rekabeti başlayacak, bugün ne giyeceğim kaygısı taşıyan öğrenci derslerine dikkatini veremeyecek ve okuldan soğuyacaktır. Ayrıca bu durum, okullardaki eşitlik kavramını da zedeleyecektir.Tek tip kıyafeti asker kıyafeti  olarak değerlendirenlerin okulların birlik ,beraberlik,düzenlilikten haberleri olmadığı gibi Türk kültürünün ve gelenek yapısının yok edilmesine çanak tutacaktır.  Hiçbir gelişmiş ülkelerde böyle bir anlayış yoktur, böyle bir uygulama  yoktur.
Yönetmelikte bir başka dikkat çekici ifade ise kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyilmeyecek ifadesidir. Ülkemizin güney bölgelerinde sıcaklıklar mayıs ayından itibaren artmaktadır. Bu bölgelerdeki öğrencilerin 30 derecenin üzerindeki sıcaklıkta uzun kollu gömlek giymelerini istemek mantıksızlıktır. Kolu cinsel bir obje olarak gören siyasi iktidar, öğrencileri kapalı giyinmeye zorlamaktadır. Halk iradesi gereği kıyafet serbestliğini getirenler halkı aldatmaktadır. Çünkü kıyafet serbestliği ile  övünen insanların daha çok kıyafet alacağı, öğrenciler arasında  çeşitli tartışmaların olacağı için velilere bu kez daha çok kıyafet parası vereceklerdir.
Bazı liselerde marka yarışı yüzünden kavgalar bile çıkacaktır. Amaç açıkça belli, sinsilikler içinde ana hedefe varmak. Ülkeyi bölmek diğer taraftan şerhi hükümler içeren yönetim tasarlamak. Bunu da demokratik açılım kapsamında temel hak ve özgürlüklerini veriyoruz diye yutturmak. Bunu anlamak için Yunanlıların İzmir'i   yeniden işgal etmesi mi? gerekir diye soruyoruz. Anlaşılan o ki milletçe bu acıları yaşamadan asla gerçeği göremeyeceğiz olmasıdır diyoruz.
Bu yönetmelik, pedagojik ve bilimsel değerlendirmeler yapılmadan tamamen siyasi kaygılarla hazırlanmış, ayrıştırıcı bir yönetmeliktir.  Toplumun görüşü alınmıştır görüşü yalandır. AKP için bu uygulamada birileri memnun olur birileri memnun olmaz çok  da önemli değildir.  Önemeli olan onların kazanmasıdır. Eğitim-İş olarak, kılık-kıyafet serbestliği adı altında eğitimi dinselleştirme amacının bir başka adımı olan söz konusu düzenlemenin sorunlu bölümlerinin Sendikamız ve veliler eliyle etkisiz kılınabilmesi için ulusal yargı yerleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde gereken girişimleri yapacağız.