Kdz. Ereğli'nin içinde bulunduğu durum ile ilgili yapılan değerlendirmelerin çözüm noktasında sürekli olarak öne çıkan tek sözcük neden hep 'barış' oluyor.
Bir kavga var ki toplum 'barış' diyor.
Bu çok açık ve nettir.
Aksini iddia edip gerçekleri sulandırmak bir şey değiştirmez.
Bu somut olgunun ayrıntılarına girip yarayı kaşımak da bir yarar getirmez bundan sonra.
Geçmişi geçmişe gömmek gerekir.
Çünkü; Ereğli 'kavga değil barış' istiyor.
Ereğli konuşabilmek ve sorunlarını tartışarak çözüm noktasında omuz omuza olmak istiyor.
Ereğli yaşanan bu kötü gidişe dur diyerek, yeniden sosyal, kültürel ve ekonomik çıkışını yakalamak istiyor.
Ama özellikle de; hakaretlerin öne çıkıp alaycılığın ve seviyesizliğin bataklığında bulunmak istemiyor.
Önümüzdeki ay TSO seçimleri var. TSO seçimlerini Mustafa Arık'ın Başkanlık yaptığı dönemden bu yana hep yakından izlemişimdir. Son 25 yıl içinde neler yok ki? Kdz. Ereğli'ye kurulması için çaba gösterdiğimiz ro-ro rıhtımı konusunda ilçenin çıkarlarını korumada duyarsız kalanlar da var. TSO yöneticilerinin tokatlanması, kasalarının çilingirle açtırılması, mahkemeler, hakaretler ve arada da benim uğradığım saldırı bile var.
Açıkça ifade ediyorum; Kdz. Ereğli'de Mustafa Arık'tan sonraki tüm dönemler ilçeye hiçbir şey vermedi. Tam aksine; kente sürekli gerginliğin öne çıktığı, konuşabilmenin mümkün olmadığı, TSO makamının kişisel çıkarlara yönelik kullanıldığı dönemleri yaşadı Ereğli.
Yani; Kdz. Ereğli TSO, ilçenin toplumsal barış içinde kalmasına katkıda bulunamayan yılları geride bırakıp, bir arpa boyu yol bile alınmasına katkı vermemiştir/verememiştir.
Geride bıraktığımız kaybolan yılları tartışmanın da artık hiç bir yararı kalmamıştır. Ama alınması gereken dersler de mutlaka tekrar tekrar okunarak asla unutulmamalıdır.
Ereğli'nin önünde şimdi yeni bir fotoğraf var seçimler öncesinde. Fotoğraf yeni ama isimlerin çoğu da eski ve yorgun.
Üç ayrı gruplu bu fotoğraf herkesin penceresinden farklı görülüyor elbette.
Doğalı da budur zaten.
Ama, bu üçlü fotoğraf 'Ereğli'ye ne getirir ne götürür?' diye gelişmeleri değerlendirdiğimizde, hiç de iç açıcı bir durum söz konusu değildir.
Ereğli'nin bütünleşmesi, kavgaların geride bırakılması, koltuk çıkarı değil kurumun geleceğinin tercih edildiği bir fotoğrafı görebileniniz var mı?
Ben merkezli gruplaşmayı sona erdirecek girişim ise ilçenin sanayileşmesinde hep ilklere imza atan İrfan Erdem'den geldi.
Erdem, Ereğli'nin bölünülmemesini isterken, '
..Üç Liste Ereğli'ye barış getirmez çünkü yönetim parçalanacak. Parçalı yönetimde başarı sağlanamaz. Bütün adaylar çekilelim yeni bir oluşum sağlayalım. Ben varım. Herkes Ereğli'yi mi çok sevdiğini kendi menfaatlerini mi çok sevdiğini ortaya koysun' dedi.
Ereğli bir tarih yazarak bu sözün arkasını doldurabilir mi? Yani üç ayrı grup bizim için Ereğli önemli. Yüksek tahsilli ve kimliği ve duruşu ile karanlık herhangi bir ilişkisi de olmayan bir ekip kurulsun diyerek geri adım atar mı?
Yüzde binbeşyüz tahminim odur ki, İrfan Erdem'in dışında kimse çekilmez. Hatta aklından bile geçirmez.
Sebebi mi?
Düşüncelerin temelinde; 'Ereğli değil, bireysel çıkarlar var ise' bu tarihi çağrı kabul görmez.
Olacağı da budur.
O nedenle bu iyi dilekli anlamlı çağrı için 'keşke'ye bile yer yoktur
Seçimlere kadar elbette çok şeyler değişir-değişmelidir.
'Ben' merkezinden çıkıp, 'Ereğli merkezli' görüş ve düşünceler gruplaşmanın ötesinde bir araya gelebilmelidir de.
Orada elbette 'ortak' akıl söz konusudur.
Ortak akılın adresi de, TSO yönetiminin profesyonelleşmesi ve bu kurumun Ereğli de barışın merkezi olmasıdır.
Ereğli'deki iç kavgalara karışmayan ama kavganın bitirilmesi noktasında müdahale eden, gerektiğinde yerel yönetimi de ardına takabilecek otoriteyi kurabilecek vizyona sahip, içecek-yemek-gösteriş basitliğinde kalmayıp ilçenin bütününü kucaklayabilen, üyelerin aidatlarını doğru kullanan ve saydamlığı ana ilke edinen, katılımcı bir anlayışı hayata geçirecek olan, etik kural ve davranışlardan ödün vermeyen, festival bağışı adı altında üyelerinden haraç alınmasına dur diyebilen, saygıya dayalı bir üslupla kurum ve kuruluşlar arasında eşgüdümü sağlayan bir yönetim talebini tüm gruplar iyi okumalıdırlar.
Hatta bu algı, gruplaşmalar üstü yeni bir ekibin önünü de açabilmelidir.
Ereğli'nin yıllardır birikmiş haklı taleplerini her şeyin önünde tutmayanlar, ilçenin krizden çıkışına fırsat tanımayarak kentin geleceğini karanlığa iteceklerini asla unutmamalıdırlar.
Gün 'ben' değil, Ereğli'dir.
Öyle de olmalıdır
----Eyüp Bektaş---
KDZ. EREĞLİ TSO’ YA XXX KAFALI ADAMLAR ARANMAKTADIR…!!! Ünal SAVAŞ
BU BİR İLANDIR: KDZ. EREĞLİ TSO DA GÖREV ALACAK XXX KAFALI ADAMLAR ARANMAKTADIR…!!! ADAYLIK MÜRACAATLARI BAŞLAMIŞTIR. XXX KAFALI OLMAYAN ADAYLARIN ADAYLIK MÜRACAATLARI KESİNLİKLE KABUL EDİLMEYECEKTİR. LÜTFEN MÜRACAATTA BULUNMAYINIZ.
ADAYLAR; TSO YÖNETİMİNE ADAY OLURKEN, ŞUNU HİÇ AKLINIZDAN ÇIKARMAYINIZ. BİZ ADAMLARA KOLTUKLAR ARAMIYORUZ. O KOLTUKLARI DOLDURABİLECEK (Fiziksel olarak değil) ADAMLAR ARIYORUZ. YANİ O KOLTUĞUN HAKKINI VEREBİLECEK ADAMLAR ARIYORUZ.
ADAYLAR; EĞER TSO YÖNETİMİNDE GÖREV ALMAYI CİDDİ OLARAK DÜŞÜNÜYORSANIZ; LÜTFEN BİR ZAHMET KENDİNİZİ VE EREĞLİ İÇİN YAPMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ FİKİRLERİNİZİ, PROJELERİNİZİ VE EKİP ARKADAŞLARINIZI BURADA ANLATMAYA BAŞLAYINIZ. TAKIM ARKADAŞLARINIZ YOK İSE LÜTFEN ADAY OLMAYINIZ. BU TEK KİŞİLİK BİR OYUN DEĞİL, TAKIM OYUNUDUR.
SAYGILARIMLA
“FESTİVALE HAYIR. ÜRETMEDEN TÜKETMEK, EREĞLİ'Yİ TÜKETMEKTİR.”
Ünal SAVAŞ – Erdemir emeklisi, 2005, Kalite gönüllüsü