Eğitim-Sen, zorunlu eğitimi fiilen 4 yıla indiren yasa teklifine karşı yurt genelinde olduğu gibi toplu sevk eylemi yaptı.

 

Çaycuma Atatürk Anıtı önünde yoğun yağmur altında yapılan eylemde  Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol tarafından açıklama yapıldı. Açıklamanın ardından "Çocuk gelin istemiyoruz, çocuk işçi istemiyoruz, bilimsel eğitim  istiyoruz, laik eğitim istiyoruz" sloganları eşliğinde toplu halde AKP Çaycuma ilçe binasına yürüyüş yapıldı. Yürüyüş sırasında taşınan ve üzerlerinde "4+4+4 çocuk gelin demektir, 4+4+4 çocuk işçi demektir" yazılarının bulunduğu çocuk işçi ve çocuk gelin maketleri AKP Çaycuma ilçe binası önüne bırakıldı.  
 

KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

 

Sivas katliamı davasının zaman aşımı nedeniyle düşmesi nedeniyle  Başbakan Erdoğan'ın söylediği Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun" sözlerini hatırlatarak "Bunu diyen Başbakanımızdan utanıyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Akyol şöyle dedi;  AKP hükümeti, zorunlu eğitimin süresini arttırma bahanesiyle, temel eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendirerek, eğitim sistemini kendi siyasal ve ideolojik amaçlarına uygun bir şekilde biçimlendirmek istemektedir.  12 yıl kademeli zorunlu eğitim tartışmaları, milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm ülke nüfusunu yakından ilgilendirmektedir. Düzenleme tüm toplumu yakından ilgilendirmesine rağmen, düzenlemenin asıl muhatabı olan eğitim sendikaları, eğitim alanında faaliyet yürüten kurum ve dernekler, üniversiteler, bilim çevreleri dışlanmış, çocuklarımızın geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda tamamen ideolojik amaçlarla hareket edilmiştir. Bu nedenle eğitim ve bilim emekçileri olarak bizlerin çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı sessiz kalmak, yaşananları ve gelecekte yaşanacakları kabul etmek mümkün değildir.  Kanun teklifi, Meclis Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşülürken yaşanan kavga ve iktidar partisinin zorbaca tavırları, Hükümetin düzenlemeyi yasalaştırmak için ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir. Ancak meydan boş değildir. Bu düzenlemenin doğrudan muhatabı olan eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı kitlesel duruşumuzu göstermeye kararlıyız.

 

4 YIL SÜRELİ BİRİNCİ KADEME

Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu'na gelmesi gereken düzenlemelere baktığımızda neden bu kadar kaygılı ve öfkeli olduğumuzun kamuoyu tarafından anlaşılmasının kolaylaşacağını düşünüyoruz; Kanun teklifinde yer alan, ilköğretim devlet okullarında parasızdır ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atılmak istenmektedir. 4 yıl süreli birinci kademe ilkokul, ikinci 4 yıl süreli kademe ise ortaokul olarak tanımlanmıştır. Değişiklik yürürlüğe girdiği zaman,  on binlerce sınıf öğretmeni, norm fazlası haline gelecek ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilebilecektir. 12 yıllık kademeli zorunlu eğitimi meşrulaştırmak için 5. sınıftan itibaren çocukları mesleğe yönlendirme gibi gerekçeler ileri sürülmektedir. Bütün dünya ülkelerinde mesleğe yönlendirmenin daha ileri yaşlarda yapıldığı gerçeği ortadayken, Türkiye'de 10 yaşına çekilmesi pedagoji bilimine aykırı olduğu kadar, Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırıdır. Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen açık öğretim sistemi, komisyonda yapılan değişikliklerle 8. sınıf sonrası için öngörülmüştür. Böylece kız çocukları eğitim süreci dışına itilmektedir. Ülkemizde çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile çocuk gelinler uygulamasına resmen onay verilmek istenmektedir. Yıllardır okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmasına rağmen, yasa teklifinde okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin dışında bırakmıştır.  Yıllardır toplumsal bir talep olan zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim talepleri karşılanmamaktadır. Aksine, getirilmek istenen düzenleme ile zorunlu din derslerine ek olarak seçmeli din dersleri gündeme getirilmektedir. Arapça ve Kur'an dersleri ikinci kademede seçmeli hale getirilerek, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir. İlkokul ve ortaokulun, bağımsız binalarda gerçekleşeceği iddia edilse de, okulların bu uygulama için yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği göz ardı edilmektedir. 4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim ile hedeflenen açık öğretim sistemi ile zorunlu eğitimin esnekleştirilmesi arasında bağ kurularak, eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi ve sermayeye ucuz işgücü sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır. Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmesi kesinlikle kabul edilmez bir durumdur.  Eğitim sisteminin ve çocuklarımızın ihtiyaçlarından çok, tamamen siyasal ve ideolojik amaçlarla hazırlanan kanun teklifi ile eğitimde çok başlılığın önü açılmakta, kelimenin tam anlamıyla çocuklarımızın geleceği ile oynanmak istenmektedir. Yasa teklifiyle murat edilen düzenlemenin, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasından çok, AKP'nin kendine taraftar yetiştirmek üzere, arka bahçesi olarak gördüğü İmam Hatip Okullarının önünü açmak olduğu ortadadır. Başbakan Meclis'teki grup toplantısında tüm Türkiye'ye meydan okumuş ve hangi dilden anlıyorlarsa, o dilden konuşacağız diyerek, 4+4+4 düzenlemesine itirazı olanlara resmen meydan okumuştur. Biz de buradan kendisine meydan okuyoruz. Bugün sevk alarak uyarımızı yapıyoruz. Eğer itirazlarımız dikkate alınmaz ve geri adım atılmazsa asıl o zaman, kimin hangi dilden anladığını hep birlikte göreceğiz. Eğitim ve bilim emekçileri olarak, toplumun büyük bir bölümünün kaygıyla takip ettiği 4+4+4 tartışmalarında çocuklarımız, öğrencilerimiz ve velilerimizle aynı taraftayız ve benzer kaygıları taşıyoruz. Yıllardır sorunlarla boğuşan eğitim sisteminin ve çocuklarımızın Başbakanın dindar nesil sevdasına kurban edilmesine izin vermeyeceğiz.

SON KEZ UYARIYORUZ

Hangi siyasal ve ideolojik amaçlarla gündeme getirildiği açıkça belli olan düzenleme geri çekilmelidir. Bu konuda eğer gerçekten bir düzenleme yapılmak isteniyorsa bilimsel veriler ışığında, bilim insanlarının, sendikaların ve eğitim örgütlerinin katılımıyla, eğitim sisteminin gerçek ihtiyaçları doğrultusunda yapılmalıdır. Paralı hale getirilen eğitim hizmetlerinden tüm yurttaşlar eşit ve parasız olarak yararlanmalı, eğitim sistemi her yaştan öğrencinin özgür düşüncesini geliştireceği, nitelikli, laik, bilimsel ve demokratik bir eğitim sürecinden geçmesini sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir. Tüm anneleri, babaları, velileri, sadece eğitim alanında değil toplumsal yaşamın her alanında yaşanan gelişmelerden kaygı duyan herkesi çocuklarımızın geleceğine, ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, asla ve asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Düzenleme geri çekilmediği ve mevcut haliyle meclis gündemine geldiği takdirde, hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanarak tüm Türkiye'yi ve Ankara'yı eylem alanına çevireceğimizin bilinmesini istiyoruz.