KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şube yöneticileri ve temsilcileri, bir basın açıklaması yaptılar. Eğitim-Sen binasında yapılan basın açıklamasını Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz okudu. Yılmaz, yalnızca AKP'nin politik hesaplarının ürünü olan dayatmacı anayasaya "hayır" dediklerini belirterek, şunları söyledi;
"AKP Hükümetinin 'demokratikleşme ve sivilleşme' adı altında hazırladığı anayasa değişikliği, ülkenin temel sorunlarına çözüm olmaktan uzak hükümetin iddiasının aksine anti-demokratik yapıdadır. Bu haliyle AKP iktidarının politik hesaplarının bir ürünüdür. Anayasalar, devlet yöneticilerin adil ve eşit olmasını sağlayan, olası devlet gücü karşısında yurttaşların hak ve özgürlüklerinin koruma altına alan toplumsal uzlaşı metinleri olması gerekirken 12 Eylül'de halk oylamasına sunulacak olan anayasa değişikliklerine katılımdan, demokratik tartışma süreçlerinden uzaktır. Bu nedenle toplumsal uzlaşma sıfatı taşımıyor. Eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasa ancak meclis içi ve dışı siyasi partilerin, sendikaların, baro ve meslek odalarının, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının demokratik katılımı ile olur. Bu nedenle bizler demokratik katılımcı ve temel insan haklarından yoksun, yalnızca AKP'nin politik hesaplarının ürünü olan bu dayatmacı anayasaya Hayır diyoruz. AKP Hükümetinin 2007 ve sonrasında anayasa değişikliği girişimlerinde rehber olarak sıklıkla başvurduğu Avrupa Konseyinin danışma organı olan Venedik Komisyonu ilke ve kararlarını, sıra halk oylamasına geldiğinde adeta yok saydığını görüyoruz."
"DARBECİLERE MADALYA TAKANLAR, DARBECİLERDEN HESAP SORAMAZ"
"Venedik Komisyonu, 2006-2010 referandumlarında iyi uygulamalar kılavuzuna göre içerik birliği özgür oy iradesinin daha da bir önemli bir gerekliliğidir. Seçmenler aralarında asli bir bağ olmayan farklı sorulara aynı anda oy vermek zorunda bırakılmamalıdır. Seçmenin sorulardan birinin desteklerken bir başkasına karşı olacağı dikkati ele alınmalıdır. Bir metinde yapılacak değişiklik çok sayıda farklı unsurları kapsıyorsa halka bir dizi soru sorulmalıdır derken "ya hepsine evet, ya hepsine hayır de, yoksa bertaraf olursun" dayatması despotik bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum seçmemin özgür iradesinin ve aklının yok sayılması anlamı taşıdığından 'hayır' diyoruz. 'Hayır' diyoruz, çünkü anayasa paketinin reklamında kullanılan açılım demokrasi, özgürlük, milli irade, yargı reformu, AB, 12 Eylül ile yüzleşme söylemleri bütünüyle AKP takiyyeciliğidir. Gelecek günlerde uluslar arası sermayenin yerli işbirlikçileriyle azgınca sürdüreceğini sömürü düzeninin katmerleştireceği günler olacak. Bunun için anayasa değişikliğine "hayır" diyoruz. Darbecilere madalya takanların 12 Eylül darbecilerinden hesap soracağına inanmıyoruz. Çünkü AKP 12 Eylül darbesinin ürünüdür. Yıllardır verdiğimiz mücadele sonunda elde ettiğimiz uyarı ve kınama cezalarına AİHM nezdindeki dava açma hakkımız bu anayasa değişikliği ile sanki AKP'nin bir lütfu gibi gösterilmeye çalışıyor."
"POZİTİF AYRIMCILIK KONUSUNDA SAMİMİ OLDUKLARINA İNANMIYORUM"
"Grev hakkı, toplu sözleşme hakkının ayrılmaz bir parçası iken bu anayasa değişikliği ile kamu emekçilerine grev yasaklanmakta, kamu emekçilerinin toplu sözleşmedeki talepleri uzlaştırma kurulunun iradesine bırakılıyor. Yurttaşlarımızın geleneklerinde olan, çocukların, yaşlıların, engellilerin korunmasına dair ilkeler anayasal metin olduğunda kazanacak bir şey olmadığı gibi, kadını ikinci sınıf gören zihniyetin kadına pozitif ayrımcılık konusunda samimi olduğuna inanmıyoruz.
Şimdi soruyoruz; halk oylamasında oy verecek yoksulluk sınırının altınsa yaşayan kamu emekçimize tarladaki ürünü, besideki hayvanını gelir getirmeyen icra takipleri ve borçlarıyla boğuşan çiftçimize emeğinin karşılığını alamayan işçimize kira, vergi, SGK toptancı ödemelerini yapamayıp sinek avlayan esnafımıza iş bulamadığı için, bunalıma giren işsizimize, sokağa çıkıp yüzü gülmeyen, aldığı para ile ömrünün son demini huzurlu yaşayamayan emeklimize yavrularının ve ülkelerinin yarınlarından endişe duyan analarımıza ve babalarımıza "sizler bu paketin neresindesiniz?". Bizler eşit, özgür, bağımsız bir Türkiye için 12 Eylül darbe anayasasına da, AKP anayasasına da hayır diyoruz. Özgürlükçü, eşitlikçi, demokrat, sosyal bir yeni anayasa istiyoruz."