CHP İl Başkanı Osman Yayla, PKK'lıların dağdan inmesinin şova dönüştürülmesine tepki gösterdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Osman Yayla,  demokratik açılım süreci kapsamında PKK'lıların dağdan inmesiyle ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Osman Yayla, dağdan inen PKK'lıların gösterdiği tutumu eleştirerek, "Gençlerimiz insin, ama bizi tehdit ederek değil" şeklinde konuştu.

Yayla, yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"ÜLKEMİZ BUNU HAK ETMİYOR"

"Son zamanlarda 'açılım' adı altında ülkede yapılanların hazmı mümkün değildir. Hukuku, adaleti, yargıyı özünden zedelemeye kimsenin hakkı yoktur. 30 yıllık hukukçu olarak yaşanılanları seyretmek beni kahretmiştir. PKK'lıların lüks ciplerle yurda girişleri, yapılan şovlar, atılan sloganlar, yapılan gösteriler, savcı ve hâkimlerin adeta PKK'lıların ayağına gidişleri, yapılan sorgu olayı, hakim ve savcıların tutumu, o arada olanlar PKK'lıların 'Pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemiyoruz' demeleri ve bu arada diğer söylemler tarih sayfalarına silinmez derecede örnek olay olarak yazılmış olmalıdır. Zira böyle bir hukuki skandalın eşi benzeri görülmemiştir. Bundan sonra zaten yaralı olan 'adalet' mevhumunun yara ve berelerinin nasıl sarılabilineceğini tahmin edemiyorum. Çok ama çok üzgünüm. Bu ülkede on binlerce hukuk insanı vardır. Tahminim herkes aynı şeyi gördü ve düşündü. Öyle olmalı zira yasa bir, akıl bir, olaylar ortada. Bu ülke bunu hak etmiyor."

"PKK'LILAR 'PİŞMANIZ' DİYEREK İNSİN"
"Yaşanılanları gördükçe gelecekten umudun hepten kaybolma noktasına geldiğini hissetmemek mümkün değil. Bu nasıl usul? Bu nasıl yasa uygulaması? Bu nasıl eşitlik? Anlamak mümkün değil? TCK'nın 301, 302 ve diğer maddeleri yürürlükten kalktı mı yoksa? Hangi güven ve inançla bundan sonra adalet hizmeti yürüyecek? İnşallah siyasi irade bu yaşananlardan oluşan hasarı giderecek adımlar atar, atmalıdır.
Elbette barış, kardeşlik olmalı. Türkiye, 70 milyonluk büyük bir ülke. 'Kürt, Laz, Çerkez' diye bir ayrım olmaz. Herkes eşittir. Tarih boyunca birlikte yaşadık. Beraber güldük, beraber ağladık, beraber aç kaldık. Beraber aşımızı, işimizi paylaştık. Elbette dağdaki gençlerimiz, insanlarımız insin, gelsin. Bu ülke hepimizin...
Ama bu nedir? Meydan okuyarak inme olur mu? Ancak hem suçlu, hem güçlü tavırlarla değil. 'Biz barışa, kardeşliğe, kucaklaşmaya geldik. Olan oldu, ama pişmanız. Bu olaylarda suçlu da aranmasın. Biz de insanız. Bizi bağrınıza basın, affedin. Bize yapılan varsa biz de şikâyetçi değiliz. Gelin tekrar can olalım' diyerek gelinmeli."

"MANZARA YÜREKLERİ İNCİTTİ"
"Yasalar çalıştırılmalı, objektif ve titizlikle uygulanmalı. Pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen mahcup vatandaşlarımız, hakikaten olaylara karışmamış, suç işlememişler ise onlar ayrı tutulmalı, gereği yapılmalı. Türk Devleti büyük devlettir. Yetmiyor ise 70 milyonluk vatandaşının mutluluğu için herkesi memnun edici, kucaklayıcı yeni yasalar tesis edilebilir de. Görünen bu uygulamaları kabul etmek mümkün değildir.
Bu olanlar ne ile izah edilebilir? Hangi kalıba sığar. Hukuk, yargı iyice siyasallaştı mı yoksa? Buna inanmak asla istemeyiz. Hukuk, yargı bir gün herkese lazım olur. Bu kavramları bu denli eleştiriye açmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu manzaralar yürekleri incitmiştir. Derhal önlemler alınmalı,  yaralar kangrene dönüştürülmemeli. Bu ülke herkesindir. Hepimize yeter."