Zonguldak Demokrasi Platformu adına 12 Eylül ile ilgili basın toplantısı düzenlendi. 
Zonguldak Demokrasi Platformu adına KESK Dönem Sözcüsü Onur Arslan, sendika binasında yapılan basın toplantısında şöyle dedi:
 12 Eylül İhtilalı'nın Yarattığı İzler Bütün Ağırlığıyla Devam Ediyor. 12 Eylül 1980 İhtilalı'nın üzerinden, 32 yıl geçti. Aradan geçen süre zarfında, tarifi zor acılar,  insanların hafızalarında silinemeyecek derin izler bırakmıştır. Türkiye'deki sermaye sınıfı,  IMF ve Dünya Bankası ile birlikte hazırladığı ve aslında yabancı sermayenin ülkeyi resmen talan etme anlamına gelen 24 Ocak 1980 kararlarını, hayata geçirmesi askeri baskı rejimini de beraberinde getirmiştir. 12 Eylül 1980 askeri darbesini izleyen günlerde sendikal haklar büyük ölçüde kısıtlanmış, grevler yasaklanmış, tüm toplu sözleşmeler "askıya" alınmış ve Türk-İş dışındaki konfederasyonlar ve üye sendikalar kapatılmıştır. Geçtiğimiz yıl, 12 Eylül'ün 30. yıldönümünde yapılan Anayasa referandumu ile yapılan değişikliklerin ne kadar göstermelik ve tiyatro olduğu bütün boyutlarıyla görülmüştür. Anayasa'dan çalışma yasalarına kadar birçok alanda, 12 Eylül'ün antidemokratik hükümleri; aksi öndeki bütün iddialara rağmen bugün de varlığını ve etkisini sürdürmektedir.  Topluma karşı suç işlemiş, işkencelerde ve idam sehpalarında insanların ölmesine neden olmuş olan dönemin getirdiği hukuksal mevzuat olumsuz sonuçlarıyla birlikte kalkmadıkça, darbeciler ve destekçileri hesap vermedikçe Türkiye'de demokratikleşmeden bahsetmemiz mümkün değildir. Bu nedenle öncelikle, başta 12 Eylül Anayasası olmak üzere 12 Eylül hukukuna ve onun yarattığı sonuçlara son verilmeli, sadece "sivil" değil, demokratik hak ve özgürlükleri güvence altına alan, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanmalıdır. Yurttaşların demokratik hak ve özgürlüklerinin korunması, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi devletin Anayasal sorumluluğu olmalıdır. 32. yılında Türkiye'nin en karanlık dönemini ifade eden 12 Eylül ve onun yarattıkları ile hesaplaşmak, 12 Eylül düzeni karşısında gerçek anlamda bağımsız, demokratik bir Türkiye'yi savunmak, onun için mücadele etmek anlamına gelmektedir. 12 Eylül ile gerçek anlamda hesaplaşmak, onun karanlık yüzünü bütün boyutlarıyla açığa çıkarmakla mümkündür. Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi açısından Tüm demokrasiden yana siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine mücadelede yer almak, mücadeleyi yüceltmek için önemli görevler düştüğüne inanıyoruz.