Milletvekili Köktürk, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 71. yılını kutladığı açıklamasında YGS sınavında karşılaşılan kopya şaibesinin, eğitim sisteminin omurgası haline getirilen sınav sistemine karşı güven duygusunu yok ettiğini, bu güvensizliğin giderilmesi için sorumluların istifa etmesi gerektiğini söyledi.

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, 3 Mart 1924 yılında çıkarılan Öğretim Birliği Yasası’nın, 1 Kasım 1928 yılında kabul edilen yeni Türk harfleri, Millet Mektepleri, Halkevleri, Halkodalarının halkın okur yazar yapılması için atılmış en önemli adımlardan biri olduğunu belirterek başladığı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

40 BİN KÖYÜMÜZ VARDI
1935 yılına gelindiğinde, Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i köylerde yaşıyordu. 40 bin köyümüz vardı, bunların 35 bininde okul yoktu. Bu okullarda görev yapacak öğretmen de yoktu. İnsanlarımızın büyük bölümü eğitim hakkından yoksundu.  Mustafa Kemal Atatürk, İlköğretim sorununu çözmesi için Kurmay Albay Saffet Arıkan’ı Milli Eğitim Bakanlığına atadı. Saffet Arıkan bakanlığa gelir gelmez, eğitim alanında araştırmaları ve çalışmalarıyla tanınmış İsmail Hakkı Tonguç’u İlköğretim Genel Müdürlüğüne atadı. Tonguç ve arkadaşları eğitim sorunu kökten çözmek için harekete geçtiler. Eğitmen kurslarından sonra İlk öğretmen Okulları açıldı. Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanı olmasından sonra da; 17 Nisan 1940’da Köy Enstitüleri açıldı.  Köy Enstitüleri; bilimin aydınlığında köy emekçisinin kurtuluş destanıdır. Köylünün çocuklarını üretici iş eğitimi içinde ilke ve yöntemlerine göre eğiterek onları kulluktan yurttaşlık bilincine ulaştırmak, köyü toplumsal, ekonomik ve sosyal alanda içten canlandırmak, kalkındırmak ve köylüyü yönetime ortak etmek, Anadolu’yu aydınlatmak için kurulmuştu.

ARKADAŞLARINI GÖREVDEN ALDI
Aydınlanan Anadolu köylüsünü istedikleri gibi sömüremeyeceklerini anlayanlar harekete geçtiler. Köy Enstitüleri kurulurken oylamaya katılmayarak tepkilerini gösteren bazı milletvekilleri açıktan Köy Enstitülerine karşı tavır almaya başladı. Köy Enstitülerine karşı korkunç bir karalama kampanyası başlatıldı.  1946 seçimleri sonucu yeni açıklanan kabinede Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanı olarak yer almadı. Onun yerine tutucu bir politikacı olan Reşat Şemsettin Sirer Milli Eğitim Bakanı oldu. Sirer İsmail Hakkı Tonguç ve arkadaşlarını görevden aldı. Enstitünün özgür okumaya, üretim ve eleştiri gibi özgün ilkelerine son verildi. 1948'de Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kapatıldı. 1954'te de bu okullardan köy enstitüleri adı kaldırıldı. Köy Enstitüleri kaldırıldıktan sonra eğitim sistemimizin sorunları çözülmedi daha da büyüdü. Köy Enstitüleri kapatılmasaydı 1954 yılına gelindiğinde Türkiye’de okulsuz köy, öğretmensiz okul kalmayacaktı. Ne yazık ki, bugün 7 milyon yurttaşımız okuryazar değildir. Okullarda sınıf sayıları çok fazladır. İkili öğretim devam etmektedir. Bilimsel ve laik eğitimden hayli uzaklaşılmıştır. Eğitimde özelleştirmenin tüm adımları atılmaktadır. Eğitimde özelleştirme yoksul çocuklarının devlet yönetimine gelmesini engellemektedir. Geçen yıl bir öğrencimiz dershane parasını ödeyemediği için hapis cezası alan annesinin durumuna duyduğu üzüntüden canına kıymıştır.

GEREKEN YAPILMALI
KPSS ile başlayarak tüm sınavlara yayılan, en son YGS sınavında karşılaştığımız kopya şaibesi, eğitim sistemimizin omurgası haline getirilen sınav sistemine karşı güven duygumuzu yok etmiştir.  Bu güvensizliğin giderilmesi için sorumlular istifa etmeli, gerekenler derhal yapılmalıdır.
Bu ve bunun benzeri tüm sorunların çözümlenmesi için Köy Enstitülerinde uygulanan çağdaş eğitim araştırılmalı, ilkelerinden yararlanılmalıdır.
Köy Enstitüleri deneyiminin yaşanmasında emeği geçen Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç olmak üzere köy enstitülerini kuranları ve bu okullardan mezun olanları, Köy Enstitülerinde görev yapan yöneticilerimizi ve öğretmenlerimizi saygı ile anıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Köy Enstitülerinin kuruluşunun 71. yılını kutluyor, saygılar sunuyorum.