HÜKÜMETİN FİNANSMAN PAYI AZALDI, HALKIN YÜKSELDİ: 2002-2003 eğitim öğretim yılında bir öğrenci velisinin yaptığı eğitim harcaması ortalama 720 TL iken, aradan geçen 8 yıllık AKP iktidarı döneminde bu rakam ortalama 3.131 TL'ye yükselmiş, başka bir ifade ile velilerin cebinden yapılan eğitim harcamaları son 8 yıl içinde yaklaşık 4,5 kat artmıştır. Belirtilen rakamın ortaya çıkardığı en somut gerçek, özellikle son sekiz yıl içinde Türkiye'de eğitimin ticarileşmesi ve özelleştirilmesi yolunda büyük yol alındığını göstermektedir. Son sekiz yılda merkezi hükümetin eğitimin finansmanı içindeki payı azalırken, halkın eğitimin finansmanına katkısı sürekli artmıştır.

Kdz. Ereğli Eğitim Sen Baştemsilcisi Kerim Özdemir, yaptığı basın açıklaması ile öğretmen atamalarının KPSS skandalı sonucu ertelenmesi nedeniyle öğretmen açığının iyice arttığını belirtti. Milli Eğitim Bakanlığının bu açığı geçici, iş güvencesiz ve düşük ücretle çalışmayı esas alan ücretli öğretmenlik yöntemiyle çözmeye çalıştığını vurgulayan Özdemir, "İş güvencesiz, düşük ücretli ve her türlü haktan yoksun olarak çalışacak ücretli öğretmen, aynı işi yapmasına rağmen aynı okulda beraber çalıştığı kadrolu öğretmenin aldığı ücretin çok daha altında bir ücretle çalışmaya mecbur bırakılmaktadır. Ayrıca ücretli öğretmen görevlendirmeleri iktidarının siyasi olarak rant elde ettiği en önemli alanlardan birisi haline gelmiştir" dedi.
KONU OLUMSUZ YANSIDI
Özdemir, 8 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitim harcamalarının 4.5 kat arttığını belirterek Türkiye'de eğitimin ticarileşmesi anlamında büyük yol aldığını ifade ederek iktidarı da sert dille eleştirdi.
Konu ile ilgili yapılan yazılı açıklama şu şekilde: "İlçemizde 1600'e yakın öğretmen ve 32.000 öğrenci 2010 - 2011 Eğitim Öğretim yılına başlamıştır.
2010 yılının başından bu yana devam eden yönetici atamaları süreci 1 Eylül tarihi ile geciktirilmiş olarak yapılmış olsa da tam olarak bitirilmemiştir. Gecikmeler okullarda yapılması gereken işlerin ciddi şekilde aksamasına neden olmuştur. Atama yönetmeliği ve takvimin uygulanması ile ilgili açılan dava ve beklentiler okullardaki eğitim öğretime olumsuz olarak yansımıştır."
HER TÜRLÜ HAKTAN YOKSUN
"Öğretmenlik mesleği yıllardır herkesin yapabileceği amatör bir iş olarak görülmüştür. Bizler mesleğin amatör ruhla yapılan profesyonel bir meslek olduğunu savunmaktayız.
Öğretmen atamalarının KPSS skandalı sonucu ertelenmesi nedeniyle öğretmen açığı iyice artmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı bu açığı eğitimin düzenli ve sürekli bir kamu hizmeti olması gerçeğine aykırı bir şekilde hayata geçirilen, geçici, iş güvencesiz ve düşük ücretle çalışmayı esas alan ücretli öğretmenlik yöntemiyle çözmeye çalışmaktadır.
İş güvencesiz, düşük ücretli ve her türlü haktan yoksun olarak çalışacak ücretli öğretmen, aynı işi yapmasına rağmen aynı okulda beraber çalıştığı kadrolu öğretmenin aldığı ücretin çok daha altında bir ücretle çalışmaya mecbur bırakılmaktadır. Ayrıca ücretli öğretmen görevlendirmeleri iktidarının siyasi olarak rant elde ettiği en önemli alanlardan birisi haline gelmiştir."
AKP DÖNEMİNDE
HARCAMALAR ARTTI

"Ücretli olarak öğretmen görevlendirilirken, görevlendirileceği okulun ihtiyacı ve öğrencilerin gelişimi görmezden gelinerek, siyasi ihtiyaca ve talebe göre görevlendirme yapılmaktadır.  İlçemizde 100 civarında öğretmen ücretli olarak çalışmaktadır.Okullarımızda yıllar önce velilere tebeşir almakla başlatılan özelleştirme bakım onarımdan hizmetli giderlerinin karşılanması aşamasına gelmiş; elektrik, su, ısınma giderleri ile öğretmen maaşlarının velilere ödetilmesine giden bir süreç yaşanmaktadır. 2002-2003 eğitim öğretim yılında bir öğrenci velisinin yaptığı eğitim harcaması ortalama 720 TL iken, aradan geçen 8 yıllık AKP iktidarı döneminde bu rakam ortalama 3.131 TL'ye yükselmiş, başka bir ifade ile velilerin cebinden yapılan eğitim harcamaları son 8 yıl içinde yaklaşık 4,5 kat artmıştır. Belirtilen rakamın ortaya çıkardığı en somut gerçek, özellikle son sekiz yıl içinde Türkiye'de eğitimin ticarileşmesi ve özelleştirilmesi yolunda büyük yol alındığını göstermektedir. Son sekiz yılda merkezi hükümetin eğitimin finansmanı içindeki payı azalırken, halkın eğitimin finansmanına katkısı sürekli artmıştır. Eğitim ticarileşmekte, sürekli ve devamlı bir kamu hizmeti olması gereken Eğitim Hizmeti, alınıp satılan, siyasi iktidarın rant sağladığı ve üzerinde sürekli değişiklikler yapılan içi boşaltılmış ticari ve siyasi bir malzemeye dönüştürülmeye çalışılmaktadır.  Eğitim Sen olarak; Eğitimin temel insan hakkı olduğunu savunuyor; parasız eşit,  siyasi ranttan ve kadrolaşmadan uzak bir eğitimin savunucusu olduğumuzu tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz."