Zonguldak Türk Ocağı Başkanı Erol Şeref, yazılı bir açıklama yaparak, son günlerde anayasa değişikliği referandumunu bahane eden terör örgütünün sözcülerinin ve yandaşlarının, "demokratik özerklik" deyimini daha sık kullanmaya başladıklarını ifade etti.
Başkan Şeref açıklamasında şunları söyledi;
"BAZILARI SIRT SIVAZLAMAYA DEVAM EDİYOR"
"BDP'li milletvekilleri, ültimatom verir gibi demeçler verip, açıklamalar yapıyorlar. Türkiye Devleti'nden taleplerini arka arkaya sıralıyor ve eğer yerine getirilmezse 'özerklik' ilan edeceklerini ifade ediyorlar. Terör örgütü Kandil'de yerli ve yabancı gazetecilerin iştirak ettiği toplantıda İmralı'dan gelen talimatla 'demokratik özerklik' ilanını şimdilik tehir ettiklerini bildiriyor. Güney sınırımızda bir dağda ülkemizi ve milletimizi bölmeye çalışan teröristler toplanıyor ve hapishanede kontrolümüz altındaki terörist başından talimatla karar alınıyor. Bu nasıl bir iştir? Anlaşılır gibi değil. Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ise Kürtçülüğün siyasi yol haritasını açıklayarak ay yıldızlı Türk bayrağı ile sarı-kırmızı-yeşil Kürdistan bayrağının yan yana dalgalanmasını istiyorlar. BDP Grup Başkan Vekili Bengi Yıldız da, Osman Baydemir'in yanlış bir şey söylemediğini ve aynı görüşleri paylaştıklarını açıklıyor. Kendilerini liberal ve demokrat olarak adlandıran bazı yazar, akademisyen ve iş çevreleri de sırt sıvazlamaya devam ediyorlar."
"TBMM'DE ORTAK AKIL OLUŞTURULARAK UYGULANMALI"
"Türkiye Devleti'ni devamlı suçlayan ordusuna ve güvenlik güçlerine faşist diyen liberal çevreler büyük bir pişkinlikle 'özerk bölgeler'in oluşması isteklerinin birlik ve beraberlik projesinin gereği olduğunu, demokratik, müreffeh Türkiye için bunların yerine getirilmesinin şart olduğunu söyleyebilmelidir. Acaba bunlar bu cesareti nereden almaktadırlar? Milletimiz bunun cevabını mutlaka bulmalıdır. Anlaşılan o dur ki; bölücü etnik fitne, 'özerklik projesi'ni adım adım uygulamakta kararlıdır. Milletimizin dikkatinin referandum üzerine yoğunlaşmasından istifade ederek toplumsal bir çatışma ortamı hazırlamaya çalışmaktadır. Buradan hareketle yoğun bir propaganda ile bölücü teröristler, eylemlerini bir hak arama projesi olarak dünyaya aksettirip, Türkiye Devleti'ni 'özerklik projesi'nde sıkıştırmayı amaçladıkları artık ayan beyan açıktır. Ülkemizin yönetimini elinde bulunduran siyasi irade, bu Türk düşmanı bölücü terörü ve bu etnik Kürt ırkçılığını iyi algılayamadığından, yeterli derecede önemsemediğinden çözüm adına sürekli hatalar yapılmakta ve zamanımız, emeğimiz, enerjimiz boşa harcanıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 'üniter devlet yapısı'nın varlığı için siyasi merkezlerde ve TBMM'de mutlaka 'ortak akıl' oluşturularak, uygulanmalıdır. Aksi halde bu karmaşa ve kaos ne yazık ki devam edecektir."