"Gerçekleştirdiğimiz bu büyük, bu tarihi buluşma bundan tam 101 yıl önce Encümen-i Muallimin'le başlayan TÖS'den, TÖBDER'den, Eğitim-Sen'e uzanarak süren mücadele tarihini yazanların buluşmasıdır."

24 Kasım Öğretmenler Günü'nden bir gün sonra 25 Kasım'da Türkiye'de öğretmen sendikaları üretimden gelen güçlerini kullanmaya hazırlanıyor. KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şube Sekreteri Barış Güven de bu konuda yaptığı basın açıklamasında  Türkiye'nin şu anki durumunun 1969 yılından farksız olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
"25 Kasım Grevi ile emekçileri, yoksulluğun ve açlığın pençesinde kıvrandıran ekonomik ve sosyal politikaların kararlı takipçisi olan AKP hükümetini uyaracağız. 25 Kasım Grevi ile eğitimin bilimsellik, laiklik, demokratiklik gibi temel ilkelerini giderek ortadan kaldıran, eğitim sürecini tarihin en kapsamlı gerici-muhafazakar kadrolaşması ile adeta kuşatma altına alan AKP hükümetini uyaracağız. 25 Kasım Grevi ile eğitimi parası olanların satın alabileceği bir meta haline getiren, eğitim kurumlarının kapılarını yoksul çocuklarına bir bir kapatan AKP hükümetini uyaracağız. 25 Kasım Grevi ile bu derin haksızlığa, eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı mücadele edenlerin elini kolunu bağlamaya çalışan, uluslararası sözleşmelerde, yargı kararlarında en açık şekilde ifadesini bulan toplu iş sözleşmesi hakkımızın önüne siyasal engeller koyan AKP hükümetini uyaracağız."

"40 YILDIR DEĞİŞEN BİRŞEY YOK"

"Biz eğitim ve bilim emekçileri, 25 Kasım grevini, yüz yılı aşkın bir süredir devam eden uzun soluklu mücadelemizin bize yüklediği tarihi bir görev olarak görüyoruz. Bundan tam 40 yıl önce 10 Aralık 1969'da Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Merkezi 'Bütün Öğretmenler Boykota!..' bildirisinde şöyle diyor; 'Türkiye eğitiminin ve öğretmenlerinin içinde bulunduğu bunalım dayanılmaz dereceye gelmiştir. Yabancı etkiler altında, sırtı halka dönük, eşitlikten uzak, tüketici, kalitesiz eğitim, yıllardır çocuklarımızı, halkımızı ve öğretmenlerimizi bıktırmıştır. Bugüne kadar yapılan her uyarıyı ve düzeltici her uygulamayı, türlü çeşitli iftira ve bühtanlarla boğan iç ve dış çıkarcılar, bu bakımsız ve perişan devlet eğitimini halkın çocuklarına bırakıp, kendi öz çocukları için özel okullar açmışlar ve açtırmışlardır. Yöneticilerimiz, kendi çocuklarını çoğunlukla dış ülkelerde okutmakta, oradan diploma aldırmaktadırlar' Demek ki 40 yıl önce de yöneticiler, halkın değil kendilerinin çıkarlarını düşünüyorlarmış. Eğitimin sorunlarıyla ilgilendiklerini söylerken kendi çocuklarını yurtdışında okutmayı tercih ediyorlarmış. İşte bu yüzden 40 yıl öncesinden bize devredilen bir görevdir bu adaletsizliğe karşı duruş.

DEMOKRATİK BİR HAREKET

Bugün bizim toplu iş sözleşmesi ve grev hakkımızın önünde siya-sal engeller oluşturanlar belli ki 40 yıl öncesi zihniyetin takipçisidirler. 1969 yılında öğretmen boykotunun suç olduğunu söyleyen İçişleri Bakanı'na TÖS ve İLKSEN Boykot Merkez Komitesi'nin cevabı şu olmuştur, 'Bu zihniyet ağa zihniyetidir. Öğretmenler onun çiftliğinde ırgat değildir. Kanun, kanun, kanun? Bunu biz de biliyoruz. Hatta yıllar önce öğrencimizken bunu ona biz öğrettik ve 5 numara verip sınıf geçirdik. Bir daha söylüyoruz: En büyük kanun haktır! İnsanları aç bırakmak, eğitimsiz bırakmak, kıymak, baskı altına almak kanun değildir. Ortada bir de Anayasa vardır. Boykotumuz Anayasa çerçevesi içinde demokratik bir harekettir. Anayasamıza aykırı antidemokratik kanunları ısıtıp ısıtıp ortaya atmak hizmet değildir.' Evet şimdi de Eğitim-Sen olarak biz diyoruz ki; en büyük kanun haktır. Bunu da gerçek hak savunucuları yazmıştır, yazmaya da devam edecektir. Bugün burada TÖS 1969 boykotunu gerçekleştiren değerli mücadele büyüklerimizle bir arada olmanın onurunu taşıyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu büyük, bu tarihi buluşma bundan tam 101 yıl önce Encümeni Muallimin'le başlayan TÖS'den, TÖBDER'den, Eğitim-Sen'e uzanarak süren mücadele tarihini yazanların buluşmasıdır.  Çok önemli bir tarihsel dönemde, TÖS boykotunun 40'ıncı yıl dönümünde gerçekleştireceğimiz 25 Kasım uyarı grevimizi,  bu büyük buluşmanın dünden bugüne taşıdığı mücadele ruhuyla daha da güçlü kılacağımıza yürekten inanıyoruz."