Zonguldak’ta 43 yıldır terzilik mesleğini sürdüren Rıfat Şen, meslekte çırak ve kalfa yetişmediğini ve bunu da 8 yıllık eğitimin öldürdüğünü iddia etti. Terzi Şen, eskiden terziliğin daha zevkli olduğunu belirterek şunları söyledi;
“MESLEKTE HİÇ KALFA VE ÇIRAK YETİŞMİYOR”
“1968’den beri bu mesleği yapıyorum. 43 yıldır bu mesleğin içindeyim, 30 yıldır kendi dükkanımı işletiyorum, çıraklıktan yetiştim. Ben işe başladığımda Zonguldak’ta 289 tane terzi vardı. Şimdi ise 20 tane terzi kalmış. Çünkü hiç kalfa ve çırak yetişmiyor. 16 yaşındaki bir çocuk çıraklık yapamaz. Bu 8 yıllık eğitim başlayınca çıraklık öldü. Hiç esnaftan da çırak yetişmedi. Örneğin Çıraklık Kursu var, orada da çırak yetişmiyor. Çünkü başlarında hoca yok. Orada bir hoca olsa, haftada iki kez de benim yanıma gelmesi gerekir. Kağıtla, kesmeyle, kalıpla bu iş öğrenilmez. Ancak onu Kız Meslek Lisesi’nde kızlar yapar, erkekler yapamaz. Benim yanıma gelen çocuğa ben bir senede pantolon dikmesini öğretirim. Ben de bir senede öğrendim. Ben ilkokul üçüncü sınıftan beri bu mesleği yapıyorum. Sabahtan terzide çalışır, öğleden sonra da okula giderdim. Ben bir eğitim görmüş oldum. Mesleği severek yapacaksınız, içinizden gelecek, içinizden gelmiyorsa hiçbir şey olmaz.”
“MAĞAZALAR VE UCUZ FİYATA SATILAN ÇİN KUMAŞLI GİYSİLER BİZİM İŞLERİMİZİ AZALTTI”
“Ben eskiden eğitimimi kendim yapmışım. Hiç mi bir milletvekilinin ve ya Milli Eğitim Bakanlığı’nın benim gibi aklına gelmiyor. Çocuk eğer okuyamıyorsa, okumak istemiyorsa, bir meslek sahibi yapılabilir. 8’den sonra okuyamayınca ne yapacak, hırsızlık mı yapacak? Ailelerin de çocukların meslek edinmeleri yönünde yönlendirici olması gerekiyor. Benim yanıma eleman olarak çalışması için çocuk getirdiklerinde hemen ne kadar para alacağını soruyorlar. Eskiden terzilik o kadar zevkliydi, bundan kat kat iyiydi. Bayrama 1 ay kala iş alamazdık. Şimdi bayramlarda bir takım elbiseyi zor dikiyoruz. Şimdi hazır giyim mağazalarının çoğalması ve ucuz fiyata satılan Çin kumaşlı giysiler bizim işlerimizi azalttı. Çin malı olmasaydı gençlerin hiç biri yeni pantolon giyemezdi. Bir veli çocuğuna 60-70 TL verip de çocuğuna sürekli pantolon diktiremezdi. Yenisini diktireceğine Çin malı pantolonu 25 TL’ye alıyor. Şimdiki çocuklar Çin malına dua etsinler, biz okula yamalı pantolonlarla giderdik. Dizimiz yamalı, arkamız yamalı, önümüz yamalıydı, ama paranın değeri vardı.”
“ZONGULDAK’LI BÜYÜKLERİMİZİN BİR KUMAŞ MAĞAZASI AÇTIRMASI GEREKİYOR”
“Şimdiki müşteriyle pazarlık yapmak adamı öldürüyor. Bir de şöyle bir sıkıntı var, Zonguldak’ta kumaş sıkıntısı var, kumaşçı yok. Ne kadınlar için, ne de erkekler için pantolonluk kumaş yok. Bir-iki kumaş mağazası vardı, onlarla idare ediyorduk. Zonguldaklı büyüklerimizin bir kumaş mağazası açtırması gerekiyor. Kumaşçı olmazsa, burada bir tane terzi dükkanı kalmaz.
Ondan sonra vatandaş hazır giyim almaya gidiyor, biz ne yapacağız? Terzilik öldükçe, kumaşçılık da öldü. Kumaşçılar bitti, terziler de bitti. Meslek hayatımda en çok ceket dikmek hoşuma gidiyor. Ama bizim durumlarımız kötü, seneye bütün terzi dükkanları kapatma kararı almış. Çevrede işsizlik olduğu müddetçe ufak esnaf kapatmak zorunda kalıyor. Ben de kapatmak zorunda kalırsam çok üzülürüm. Çünkü bu işi yıllardır yapıyorum ve başka bir iş de yapamam. Diktiğim bir kıyafeti mankene giydirip baktığımda ‘bunu ben mi diktim?’ diye hoşuma gidiyor.”