Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Öğrenci Kolektifi, üniversitelerde söz hakkı isteyerek, yetki ve karar organlarında aktif rol almaları gerektiğine değindiler.
Rektörlük seçimlerinden önce yerel ve ulusal medyada birçok kişinin görüşlerinin alındığı, ancak öğrencilerin düşüncelerine önem verilmediği belirtilen yazılı basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
"1980 askeri darbesiyle ülke demokrasisine indirilen balyoz her alanda olduğu gibi üniversitelerde de oldukça ağır hasarlara yol açtı. Üniversitelerde ortaya çıkarılan özgür düşünce, özgür üniversite, özgür ülke ve dünya düşünceleri onlar için, onların patronları sermayedarlar için tehlikeli sayılmakta idi. 12 Eylül cuntasından sonra YÖK kuruldu ve özgür düşünce üzerine büyük bir darbe indirildi. YÖK kararlarına uymayan binlerce öğretim üyesi, akademik kariyerlerini noktalamak zorunda kaldı ve bu saltanata karşı gelen binlerce öğrenci okuldan atıldı. Cunta öncesinde üniversite yönetimi öğretim üyeleri, araştırma görevlileri tarafından seçiliyordu ve yapılan seçim sonrası üniversite yönetimi oluşturuluyordu. Ancak YÖK sonrası bu seçimler formaliteden öteye geçemedi. YÖK'e gönderilen seçim sonuçları ülkeyi elinde tutan dönemin siyasi iktidarları tarafından kendilerine yakın olandan taraf değiştirilmiştir. YÖK sonrası yapılan seçimlerde Doğramacı, Gürüz dönemlerinde resmi ideolojiden ve TÜSİAD sermayesinden yana günümüz AKP'li Yusuf Ziya Özcan döneminde de gerici-yobaz ve yeşil sermayeden yana tercihler etkili olmuştur. 80 cuntasının çocuğu olan YÖK kurulduktan sonra üniversitede alınan karalarda öğrencilerin düşünceleri, istekleri yok sayıldı. 80 sonrası sözde öğrenci temsilciliği kurumu oluşturulmuş ancak bu da kampuslarda öğrencilere ayrılan boş bir odadan öteye gidememiştir. Öğrenci Temsilciliği kurumunun nasıl işlemesi gerektiğini görmek için 80 öncesi ODTÜ ÖTK kazanımlarına bakabilirsiniz. ZKÜ rektörlük seçimi yapıldı ve bu konu hakkında yerel ve ulusal medyada olumlu olumsuz birçok kişi görüşlerini aktardı haberler yapıldı. Ama bir tek ZKÜ öğrencilerinin görüşleri yer almadı ya da öğrenciler görüşlerini bildirmedi. Bizler ZKÜ Öğrenci Kolektifi olarak Rektörlük seçimlerine dair sözümüz var diyoruz ve geçmiş dönem değerlendirmesini yaparak, gelecek yönetime olan şartlarımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz."
"İSTEYEN ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK ÜNİVERSİTEMİZE GİRİLEBİLİYOR"
"Bugün halen görevde bulunan yönetim hakkında birçok yazı yazıldı, çizildi. Biz öğrenciler olarak, geçmişten bu güne aklımızda kalanları kısaca sıralıyoruz: 2004-2005 döneminde demokratik haklarını kullanan arkadaşlarımızdan 15'i okuldan atıldı, 20'ye yakını uzaklaştırma aldı. Üniversite kampusları özgürlüğün en fazla yaşanılması gereken yerler olması gerekirken, kampusun her tarafına kameralar yerleştirildi. Özel yaşama saygı göz ardı edildi. Yurtlarda yaşayan birçok arkadaşımız okuduğu kitap yüzünden, saçı-sakalı, küpesi yüzünden dayak yedi! Kimse hakkında soruşturma açılmadı. Suçlular cezalandırılmadı. 'Yaz okulu' diye bir uygulamaya geçildi, ama öğrencilere sorup düşüncelerini alma nezaketi dahi gösterilmedi. Yaz okulu ile birlikte har(a)ç paraları yetmezmiş gibi yaz okulu ücreti ile bizleri zorla okutmaya çalışan ailelerimizin sırtına bir yük daha bindirilmiş oldu. AKP döneminde ayyuka çıkan tabela üniversitelerine özenip Kilimli MYO açıldı, ama ne yazık ki, Kilimli'de hiç yurt yoktu. Öğrencinin en temel hakkı olan barınma hakkı göz ardı edildi. Öğrenci yüksek kiralar altında ezilmeye mahkûm bırakıldı. Öğrenciler merkez yurtlara yerleştirilip okulun otobüsleri ile yurtlar açılıncaya kadar Kilimli'ye taşınmalıydı. Ayrıca Kilimli MYO yolgeçen hanına dönmüştür, okul girişinde hiçbir kimlik kontrolü yapılmamaktadır, isteyen herkes elini kolunu sallaya sallaya okula girip çıkmaktadır. Üniformalı polisler okul içinde rahatça dolaşmaktadırlar. Kampuslarda bulunan sivil polisler öğrencileri tehdit edercesine okul içinde istedikleri gibi dolaşmaktadırlar. Bu durum özgür üniversite kavramının pek de kaile alınmadığının bir göstergesidir. Kısacası geçmiş rektörlük dönemi biz öğrenciler açısından pek de parlak değildi."
"YÖK'ÜN DEĞİL, ÖĞRENCİNİN ÇIKARI KOLLANSIN"
"Gelecek dönem için seçilecek olan Rektör ve yönetime şartlarımız şunlar: Üniversite kampuslarında bulunan sivil polisler derhal okul içinden çıkartılmalıdır. Özel hayata tecavüz sayılan kameralar en kısa zamanda kaldırılmalıdır. Acilen ikinci öğretimde okuyan öğrenci arkadaşlar için akşam fişle yemek verilmelidir. Üniversite içinde lokanta olamaz, üniversiteler ticarethane değildir! Yurt Müdürlüğü ile iletişime geçilip yurtlarda ki gerici-yobaz faşist baskılar ortadan kaldırılmalıdır. Yurtlar öğrencilerin rahat ve güvenli bir şekilde yaşayabileceği duruma dönüştürülmelidir. Maliye yetkilileri ile neredeyse denetimin hiç olmadığı kiralar için önlemler alınması için görüşülmelidir. Üniversitede alınan kararlarda öğrencilerin görüşlerine başvurulmalı, öğrencilere geniş katılımlı panellerde yönetimin fikirleri anlatılmalı öğrencilerin görüşleri alınmalıdır, SKS yönetimine kulüplerden öğrenciler seçilmelidir. Dönem başlarında hukuksuz olarak alınan zorunlu katkı payları tamamen kaldırılmalıdır. Bu dönem başında alınan katkı payları öğrencilere iade edilmelidir. Öğrencilerin, akademisyenlerin, üniversite çalışanlarının, üniversitenin tüm bileşenlerinin söz-yetki-karar mekanizmalarında hak sahibi olduğu demokratik-özerk bir üniversite için; barışı özgürlüğü savunan, kültürel farklılıklara saygı gösteren, eşit ve özgür bir biçimde, bir arada yaşanabilen kardeşliğin üniversitesi için; YÖK'ün, şirketlerin, rektörlerin çıkarlarını değil, öğrencilerin çıkarlarını esas alan onurlu ve bağımsız bir üniversite için ZKÜ Öğrenci Kolektifi olarak bütün üniversite öğrencilerini mücadeleye çağırıyoruz."