1 Ocak 2012'den geçerli olmak üzere, zam yapılmayan her ay için, memur maaş zammına ilave olarak, artı 1 puan telafi artışı eklenmesini istiyoruz diyen Türkiye Kamu-Sen Zonguldak İl Temsilcisi ve Türk Büro-Sen Şube Başkanı Bacıoğlu, Ancak toplu sözleşme masasının kurulmasının daha fazla gecikmesi halinde de kamu görevlilerinin daha fazla mağdur edilmesinin önüne geçmek için her türlü eylemi de yapmaya hazır ve muktedirdir sözleri ile konuştu.

  

Kamu görevlilerinin 2012 yılı maaş artışlarının hala belirlenemediğini belirterek açıklamasına başlayan Türkiye Kamu-Sen Zonguldak İl Temsilcisi ve Türk Büro-Sen Zonguldak Şube Başkanı Kadir Bacıoğlu, memurların, elektrik, dogalgaz, benzin, tüp ve zorunlu tüketim kalemlerine yapılan zamlar nedeniyle eriyen maaşların yükseltilmesini, yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesini beklediklerine vurgu yaptı. Bacıoğlu konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

 

ÜZERİNDEN 16 AY GEÇTİ

Anayasaya göre memurların maaş artışları toplu sözleşme ile belirlenecektir. Hükümet ise toplu sözleşme masasını kurmamakta ayak diremekte; kamu görevlilerimizi, emeklilerimiz ve 4/C'li çalışanlarımızı kaderiyle baş başa bırakmaktadır. Memurlara toplu sözleşme hakkı getiren anayasa değişikliğinin üzerinden tam 16 ay geçmiştir. Ancak hala toplu sözleşmenin nasıl yapılacağına dair kanun tasarısı ortada yoktur. Üçlü Danışma Kurulu çerçevesinde yapılan müzakereler çöpe atılmış, Bakanlar Kurulu'nda görüşülen taslağın akıbeti bir muamma olarak kalmıştır.

TEK SORUMLUSU VARDIR

Bütün bunların ötesinde 2011 yılı enflasyonu %10,45 olurken, memur ve emekli maaşlarına yapılan artış kümülatif olarak %8,2; ortalamada ise %6,1 olmuştur. Dolayısıyla memur maaşları 2011 yılında aylık ortalama %4,3 erimiştir. 2010 yılı Eylül ayından beri toplu sözleşme masasını oluşturmayan hükümet, 2011 yılı boyunca maaşların erimesini yalnızca izlemiş ve bilindik açıklamalarla günü kurtarma yolunu seçmiştir. Şimdi ise tarihinde ilk defa memurlarımız yeni yıla maaş zammı alamadan başlayacaktır. Bu durumun bir tek sorumlusu vardır; o da toplu sözleşme kanununu çıkarmayan hükümettir. 2012 yılının Ocak ayının ortalarına geldiğimiz şu günlerde bütün kamu görevlileri, emekliler, dul ve yetimler ile 4/C'li çalışanlar toplu sözleşme görüşmelerini dört gözle beklemekte, maaşlarındaki erimenin durdurulmasını istemektedir. 16 ay içinde TBMM gündemine sayısız kanun getiren, hatta şike yasasını meclisten 2 kere geçiren, milletvekili maaşlarını artıran tasarıyı 15 dakikada oylatan hükümet, bu kadar sürede memurların toplu sözleşme kanununu bir türlü hazırlamamıştır. Bu tavır, 2 milyon 600 bin kamu görevlisi, 2 milyon memur emeklisi, yüz binlerce dul ve yetim ile 45 bin 4/C'liyi yok saymak ve kaderiyle baş başa bırakmak anlamı taşımaktadır. Çıkarılan son Bakanlar Kurulu Kararı'nda sosyal devlet ilkesinin unutularak, açlıkla pençeleşen 4/C'li çalışanlarımızın aile yardımı ve çocuk parası hakkından dahi faydalandırılmamasının hiçbir mantıklı izahı yoktur.

 

KAMU-SEN HAZIRDIR

Dilediği anda kanun çıkaran, aylarca ülkemizi KHK'larla yöneten, bakanlık açan, bakanlık kapatan; kadro iptal eden, yeni kadrolar oluşturan hükümetin, aileleri ile birlikte 20 milyon vatandaşımızı yok sayarak ihmal etmesi ve anayasal zorunluluk haline gelmiş olan bir kanunu yıllarca çıkaramaması ise kabul edilemez bir durumdur. Türkiye Kamu-Sen olarak memurlarımızın toplu sözleşme hakkının gasp edilmesine ve maaşlarının daha fazla erimesine müsaade etmeyeceğiz. Memurlarımızın, emekli dul ve yetimlerimizin ve 4/C'li çalışanlarımızın daha fazla hak gaspı yaşamaması için hükümeti bir an önce toplu sözleme kanununu hazırlamaya ve görüşümüze sunmaya çağırıyorum. Türkiye Kamu-Sen, toplu sözleşmelere hazırdır. 1 Ocak 2012'den geçerli olmak üzere, zam yapılmayan her ay için, memur maaş zammına ilave olarak, artı 1 puan telafi artışı eklenmesini istiyoruz. Ancak toplu sözleşme masasının kurulmasının daha fazla gecikmesi halinde de kamu görevlilerinin daha fazla mağdur edilmesinin önüne geçmek için her türlü eylemi de yapmaya hazır ve muktedirdir. Hükümet, vurdumduymazlığına ve sorumsuzluğuna bir son vermek, yüzünü vatandaşına ve kamu görevlisine dönmek zorundadır."