Kısa adı GMİS olan Genel Maden İşçileri Sendikası  Genel Başkanı Eyüp Alabaş ile Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi Gelik İşletmesi'nde çalışan madencileri ziyaret ederek gündemdeki konular ve gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Alabaş'ın ziyaretine GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreter Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreter Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun katıldı. GMİS Karadon Şube Başkanı Neşet Cebeci ile yönetim kurulu üyeleri de ziyarette hazır bulundu. Gelik bacaağzında maden işçilerine hitaben konuşan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, kıdem tazminatı, 2009 işe girişli işçilerin emeklilikleriyle ilgili sorun, TTK'ya işçi alımı ve Meclis'te bekleyen Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı ile THY eylemiyle ilgili görüşlerini ve gelişmeleri anlattı. Alabaş yaptığı konuşmada, Çalışma hayatında önemli sorunların yaşandığı bir dönemdeyiz. Özellikle işsizliğin yoğun olduğu, çalışanların iş güvencesi ve ücretleri konusunda endişeler yaşadığı bir dönemi yaşıyoruz. Ülkemizdeki terör olayları ve komşu ülkelerdeki silahlı çatışmalarından kaynaklanan etkilerle bizleri tehdit ederek elimizdeki kazanımları da bir bir almaya çalışıyorlar. Böylesine bir dönemde, böylesine yoğun bir gündem içerisinde biz GMİS olarak TTK ve MTA'daki örgütlü olduğumuz işyerlerinde çalışanların hak ve menfaatleri için mücadele ederken diğer taraftan da örgütlenme çalışmalarımızı da sürdürüyoruz dedi.

AMELEBİRLİĞİ'NE SEÇİLENLERİ
KUTLUYORUZ

Amelebirliği seçimlerine de değinen Alabaş, Geçtiğimiz günlerde Amelebirliği seçimleri yapıldı. Aday olan tüm arkadaşlarımızı ve kazanan arkadaşlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Seçimleri kazanan arkadaşlara da başarılı çalışmalar diliyorum. Amelebirliği ve Sendikamız, her zaman olduğu gibi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde çalışmaya devam edecek.

İŞÇİ AÇIKLARI, İŞ GÜVENLİĞİNİ
TEHDİT EDİYOR

Alabaş daha sonra çeşitli konularda yaptığı açıklamasında, TTK'ya işçi alımı için yaklaşık 8 aydır yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. TTK'nın işçi açıklarına dikkat çekmek amacıyla Zonguldak, Bartın, Karabük olarak bölge milletvekillerine ve Zonguldak'taki sivil toplum ve meslek örgütlerinden başlamak üzere ziyaretlerde bulunduk ve hazırladığımız raporları sunduk. TTK Genel Müdürlüğü'nün 2009 ve 2010 yıllarında hazırlayarak Hazine'ye müracaat ettiği işçi açıklarının giderilmesiyle ilgili talep doğrultusunda çalışmalarımız ve çabalarımız vardı.
Bunu zaman zaman genel merkez yöneticilerimizle işyerlerimizde, şube yöneticilerimizle, temsilcilerimizle ve gazetemizle sizlere duyurduk. Bölgelerinizde, evinizde, köyünüzde, gittiğiniz yerlerde TTK'nın işçi açıklarını sizler de dile getirdiniz. Biz biliyoruz ki TTK, çalışanların fedakarlığıyla yaşıyor. Sizlerin özverisiyle yaşıyor. İşçi açıkları iş güvenliği zafiyetleri oluşturabilecek noktaya geldi. 3 kişinin tertip edilmesi gerekirken, işçi açıkları nedeniyle iki kişinin, tek kişinin tertip edildiği yerler var. İşçi açıklarının giderilmesi konusundaki girişimlerimizi Ankara'da ve Zonguldak'ta bir süredir devam ettiriyoruz. Son 3 hafta içinde bu girişimlerimizi yoğunlaştırdık. İlk toplantımızı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile Türk-İş Genel Merkezi'nde yaptık. Göreve geldiğimiz günden bu güne, çalışanların hayatlarını planlayabilecekleri bir ücret belli olmadan kömürle ifade edilen bir ücret dayatmak istediler. Bizler ilk günden bugüne, bize neye mal olursa olsun, iş barışını bozacak böyle bir ücret sistemini kabul etmeyeceğimizi ifade ettik. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız, Siz ücret konusunda anlaşın biz Hazine'yi, Maliye Bürokratlarını ikna edeceğiz dedi. Onlar Hazine'yi, Maliye'yi ve TTK'nın zararını bahane ederek bu sistemi ortaya attılar. Biz ise madencinin hayatını planlayabileceği sabit bir ücret olmadan böyle bir sistemin madenciye, işçi sınıfına yakışmayacağını kararlılıkla ifade ettik.
Sonuçta bizim dediğimiz noktaya gelindi. Toplu sözleşme şablonunu bozdurmadan ücretlerle ilgili gelebileceğimiz en son noktayı söyledik ve sosyal hakları hiçbir suretle geri çekemeyeceğimizi belirttik. Bundan sonra Hazine'yi ikna etmek konusunda verdikleri sözü tutacaklar ve TTK'nın işçi açıklarını acilen giderecekler. Bu konunun da yakından takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Özellikle 2009 yılında işe giren arkadaşlarımızı ilgilendiren 5510 sayılı Yasa'da emeklilikle ilgili mağduriyetin giderilmesi için Ankara'da görüşmelerde bulunduk. Kardeş sendikamız Türkiye Maden-İş ile birlikte yaptığımız girişimler sonuç verdi. Türk-İş'i de devreye soktuk.
Sosyal Güvenlik Kurumunda Danışma Kurulu konuyu görüştü. Yönetmelik ve yasa değişikliği yapılmasına karar verdiler. Yönetmelik hazırlanacak ve hiçbir yanlış yoruma meydan verilmeyecek hale getirecekler. Bu sorunun kısa zamanda çözülmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Kıdem Tazminatı konusunda basına sızdırılan ve kamuoyuna pompalanan bir sözde taslak var. Kıdem tazminatının fona devredildiği yönünde yanıltıcı haberler var. Sizin moral ve motivasyonunuzu, çalışma barışını bozan bu sözde tasarının, kıdem tazminatını yok etmeye dönük ve tamamıyla işverenlerin görüşünü yansıttığı açıkça görülüyor. Biz sendikalar ve çalışanlar olarak gelişmeleri büyük bir hassasiyetle takip ediyoruz. Ortada, Hükümet ya da ilgili bakanlık adına hazırlanmış ve konunun sosyal tarafları olan işveren ve sendikalara sunulmuş resmi bir kanun tasarısı yok. Bu yönde bir tasarının sosyal taraflar yok sayılarak hazırlanması kabul edilemez. Böyle bir tasarının, sosyal taraflar olan konfederasyonlarla, sendikalarla da görüşülmesi geriyor. Biz, çalışanların aleyhine olacak böyle bir tasarıyı kabul ve müsaade etmeyeceğimizi net bir biçimde söyledik. Türk-İş'in 2003, 2007 ve 2011 Genel Kurullarında kıdem tazminatına dokunulmasının genel grev sebebi olacağı yönündeki genel kurul kararlarını da hatırlatıyoruz. Biz maden işçileri, Genel Maden İşçileri Sendikası olarak; geçmişte büyüklerimizin, sendikacılarımızın uzun yıllardır bir kale gibi savundukları kıdem tazminatına sahip çıktıkları gibi kıdem tazminatına dokundurtmayacağız. Kazanılmış haklarımıza dokunulmasın, ne olursa olsun demeyeceğimizi ve kıdem tazminatı konusunda asla taviz vermeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz. Bu konuda gözler maden işçisinin üzerinde. Sizin birlik ve beraberliğiniz, özellikle böylesine bir dönemde her şeyden daha önemli. Biz cesaretimizi maden işçisinin birlik, beraberliğinden, mücadele azminden, mücadele kültüründen alıyoruz. Biz kazanılmış hakkımız var deyip ya da nasıl olsa kıdem tazminatı yasası çıkacak diyerek emekli olup mücadeleden kaçınmayacağız. Böyle bir yasanın gündeme gelmesi durumunda çocuklarımız, torunlarımız adına bu mücadeleyi vereceğiz. Grev yasağına karşı çıktıkları için kardeş sendika Hava-İş sendikamıza üye 305 hava yolu çalışanının işine son verildi. Buradan hepimize gözdağı verilmeye çalışılıyor. Hiçbir çaba, hiçbir gözdağı bizi korkutamaz ve yıldıramaz. Bizler hükümeti çalışma barışını bozmamaları konusunda uyarıyoruz ve bu 305 arkadaşımızın de işe geri iadelerini bekliyoruz. Bunca yoğun bir gündem içinde bir başka sorun ise Toplu İş İlişkileri Yasa tasarısı. Çalışma Yasa tasarısı komisyondan geçti ama henüz Meclis'te görüşmeye açılmadı. Şuan Meclis, tatile girmiş durumda. Bugün 900 iş yeri toplu sözleşme yapmak için yetki bekliyor. Ancak yasa çıkmadığı ve çalışma istatistikleri yayınlanmadığı için toplu iş sözleşmeleri yapılamıyor. Biz de örgütlendiğimiz özel sektörde toplu sözleşme yapmak için yetki bekliyoruz. Çoğunluğu Türk-İş'e bağlı 250 bin çalışan için sözleşme yapılmasına izin verilmiyor. Yasa gecikirse yılbaşında başlayacak tüm toplu sözleşme görüşmeleri de etkilenebilir. Meclis'in açıldığı 1 Ekim'de bu yasa acilen Meclis gündemine alınmalıdır. Biz buradan Gelik bacaağzından Hükümete sesleniyoruz, Toplu İş İlişkileri Yasası acilen çıkarılmalıdır dedi. GMİS Genel Başkanı Alabaş, konuşmasının ardından maden işçilerinin çeşitli sorularını da yanıtladı. Alabaş, bir soru üzerine TTK'ya yeni alınacak işçiler için imzalanacak protokolün çalışmakta olan maden işçilerini etkilemeyeceğini, ayrıca değerlendirileceğini söyledi.