Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Dönem Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Tutuklu Gazeteciler konusundaki değerlendirmesiyle ilgili bir açıklama yaptı.
Orhan Erinç'in açıklaması şöyle:
Sayın Başbakan'ı anlayışla karşılamamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kendilerinin devlete karşı sorumlulukları ve yükümlülükleri bulunuyor.
Bu nedenle olasıdır ki iddianamelerde yer alan iddiaları kesin yargı gibi algılayarak değerlendiriyor.
Biz meslek örgütleri ise iddianamelerdeki değerlendirmelerin şimdilik iddia düzeyinde kaldığını, mahkemeler tarafından sonuca bağlanacağını düşünüyoruz.
Meslektaşlarımızın sorguları sırasında kendilerine yöneltilen soruların ağırlıklı olarak yaptıkları haberleri, yazıları, arşivleri, haber kaynakları ile olan ilişkileri ve basılmamış kitapları kapsamında olması bizleri bu değerlendirmeye götürüyor.
Bu kanımızı Terör örgütünün medya ayağı vurgusuyla düzenlenen iddianame de güçlendiriyor. Ayrıca 97 gazetecinin, 2005 yılından bu yana Türk Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası ve Ceza Muhakemeleri Yasası gibi temel ceza yasalarında yapılan düzenlemelerin yorumlarıyla suçlanmakta ve tutuklu olarak yargılanmakta olduğunu da düşünüyoruz.
Önceki yıllarda gazetecilerin terör örgütü propagandası yapmak iddiasıyla yargılanmasına karşın,bir süredir terör örgütü üyesi sıfatıyla suçlanmakta oluşunu yadırgadığımızı da vurgulamak istiyoruz.
Sayın Başbakan'ın aralarında yüz kızartıcı olanların da bulunduğu bazı tekil suçları anımsatarak, genelleme yapmasını anlamakta zorlanıyoruz. Bu yaklaşımın kimi çevrelerce "gazetecileri itibarsızlaştırma girişimi olarak yorumlanmasına inanmak istemediğimizi de belirtiyoruz.
Tutuklu olarak ve terör örgütü üyesi konumunda yargılanan meslektaşlarımızın listesi GÖP'ün özel sitesinde çalıştıkları yayın organları da belirtilmiş olarak bulunmaktadır. Bu durum GÖP'ün adlarını ve yayın organlarını gizlemeden açıklamalar yapmakta olduğunun da somut bir göstergesidir.
Meslek örgütlerinin, Türk Ceza Yasası daha taslak halindeyken ifade özgürlüğünü sınırlayan suç tanımları içerdiği ve hapisteki gazeteci sayısının artacağı yolundaki uyarılarının doğruluğu, söz konusu yasanın basın-yayın fiilleri ile ilgili kimi maddelerinin değiştirilmesi için yapılan çalışmalar ile de ortaya çıkmıştır.
Türkiye'nin son bir yıl içinde ifade özgürlüğü ve gazetecilerin çalışma koşulları dikkate alınarak 179 ülke arasında 148'inci sıraya indirilmesi de üzerinde durulması gereken başka bir durumu gözler önüne sermektedir.
Adalet Bakanlığı tutuklu gazeteci yok iddiasından 8 gazeteci var görüşüne geçmiştir.
Yeniden tutuklu gazeteci yok iddiasına dönülmesi, hükümetin bir iç sorunudur.
GÖP'ün bugüne kadar yaptığı açıklamalar, tutuklu gazetecilerin yargılanmaması yönünde değil, mesleklerini yapmaktan men edilmeleri sonucunun doğmasına yöneliktir.