Zonguldak KOSGEB Müdürü Yaşar Yıldırım, Zonguldak’ın coğrafik olarak yatırımı ve gelişimi engelleyen pek çok olumsuzluğu bulunduğunu, ancak ülkenin ilk sanayi şehirlerinden biri olan ve sosyal sorumluluğu en yüksek illerden biri olan Zonguldak’ı sadece bu ve benzeri olumsuzlukların arkasına sığınarak kaderine terk etmenin doğru olmayacağını söyledi.

DEV UYANDIRILMALI: Zonguldak, zengin Kömür yatakları, geniş orman alanları ve tarım alanları, son yıllarda yapılan tarım yatırımları ile kıpırdanan tarım ve meyvecilik sektörü ile, demir-çelik sektörü ve kömür madenine bağlı oluşturulabilecek yan sanayi potansiyeli ve uygulanmakta olan Filyos Projesinin tamamlanması ile ülke ekonomisine yön veren eski gücüne kavuşacaktır. Bu nedenle şehrin temel dinamiklerinin ivedilikle etkileşime geçirilerek uyuyan devi uyandırmak için başta kamu kurum kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve sanayicilerimize önemli görevler düşmektedir.

ESKİ GÜNLER ÖZLEMİ: Ülke ekonomisinin temel taşlarını oluşturan KOBİ’ler için Zonguldak, mevcut potansiyelini harekete geçirdiğinde özlenen eski günlerine çok kısa sürede kavuşacaktır. Kamuya dayalı ekonomiden uzaklaşılmaya başlanan günümüzde pek çok yatırımcı KOBİ, küresel rekabetten ötürü mevcudiyetini ve geleceğini korumak üzere yeni yatırımlar yapmış ve yapmaya devam etmektedirler.

Zonguldak KOSGEB Müdürü Yaşar Yıldırım, “Daralan Zonguldak ekonomisi ve Kobi’ler” başlığı ile Zonguldak, Ereğli ve Çevresini Kalkındırma Derneği Ocak 2011 yılı araştırma raporunda yaptığı değerlendirmesinde Zonguldak’ın temel dinamiklerinin ivedilikle etkileşime geçirilerek uyuyan devin uyandırılması için başta kamu kurumu ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve sanayicilere önemli görevler düştüğüne dikkati çekti. Farklı bir bakış açısı ile Zonguldak’ı değerlendiren Yıldırım şu ifadelere yer verdi:

“ŞEHRİ TEHDİT EDEN
BİR BOYUT KAZANDI”
Kömüre ve buna bağlı olarak gelişen demir çelik sektörüne dayalı ekonomisi ile öne çıkan Zonguldak, uzun yıllar bir cazibe merkezi olmuştur. Kamu kaynakları ile yapılan ilk yatırımlar sonrasında zaman içerisinde tam bir işçi şehri kimliğine bürünmüştür. Ne var ki global ekonomi anlayışı sürecinde çember giderek daralmış ve Zonguldak’ı göç veren bir şehir görünümüne büründürmekle kalmamış olumsuz ekonomik gelişmeler ile şehri tehdit eden bir boyut kazanmıştır. Elbette ki şehrin coğrafik olarak yatırımı ve gelişimi engelleyen pek çok olumsuzluğu mevcuttur. Ancak ülkenin ilk sanayi şehirlerinden biri olan ve sosyal sorumluluğu en yüksek illerden biri olan Zonguldak’ı sadece bu ve benzeri olumsuzlukların arkasına sığınarak kaderine terk etmek doğru olmayacaktır. Her zaman için olumlu düşünüp olumlu sonuçlar almayı hedefleyen biri olarak bu konuda da bardağın dolu tarafını ve Zonguldak için yapılabilecekleri burada sizlerle paylaşmak istedim. Zonguldak, zengin Kömür yatakları, geniş orman alanları ve tarım alanları, son yıllarda yapılan tarım yatırımları ile kıpırdanan tarım ve meyvecilik sektörü ile, demir-çelik sektörü ve kömür madenine bağlı oluşturulabilecek yan sanayi potansiyeli ve uygulanmakta olan Filyos Projesinin tamamlanması ile ülke ekonomisine yön veren eski gücüne kavuşacaktır. Bu nedenle şehrin temel dinamiklerinin ivedilikle etkileşime geçirilerek uyuyan devi uyandırmak için başta kamu kurum kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve sanayicilerimize önemli görevler düşmektedir.

“YOĞUN NÜFUS
GÖÇÜNE SEBEP OLDU”
Zonguldak olarak çözmemiz gereken sorunlardan biri de, bölgedeki girişimcilik ruhunun yeniden tetiklenmesidir. Ülke için büyük öneme sahip iki adet demir-çelik tesisinin bölgede kurulması ve kamu kaynaklı olması, dönemin özelliği gereği hem kamu sektörü hakimiyetini kalıcı kılmış, hem de ekonomik faaliyetlerin büyük oranda bu tesislerin etrafında toplanmasına neden olmuştur. Uzun süre Türkiye’nin de önemli istihdam alanlarından biri haline gelmiş ve birçok ilden yoğun bir nüfus göçüne sebep olmuştur. 1913 ve 1927 yıllarında çıkarılan “Teşvik-i Sanayi Kanunu” ile özel girişim ve sanayi yatırımları özendirilmiştir. 15 yıl yürürlükte kalan bu kanun, sermaye çevrelerinde ilgi görmüş, girişimcilere büyük kolaylıklar sağlamıştır. Ancak maden ocakları ve demir- çelik fabrikaları ile istihdam sıkıntısı yaşanmadığından, aksine dışarıdan göç alan bölgede bu ve benzeri kanun ve uygulamalar yeterli ilgiyi görmemiştir. Ekonomik risk almadan çalışanlara sağlanan yüksek yaşam standardı, özel girişime yönelmesi muhtemel pek çok kişinin kamu kurum ve kuruluşlarına yönelmesine neden olmuştur. Diğer bir yandan kamu istihdamının (işçiliğin) bölgedeki cazibesi meslek liselerine olan ilgiyi arttırmış, yüksek eğitimin önünü bir nebzede olsa kesmiştir.

ARAZİ FİYATLARI YÜKSEK
İlin coğrafyası gelişme ve yatırım için gerekli fiziki mekânı yeterince sağlayamadığından yatırımcının karşısına bir başka engel olarak çıkmaktadır. Bu durum mevcut arsa, arazi fiyatlarının yüksek olmasına da neden olmaktadır. Kuruluş yeri konusunda problemler dolayısıyla ciddi maliyetler ile karşılaşan küçük girişimciler, planladıkları yatırımdan kolayca vazgeçebilmişlerdir. Karadeniz insanın temel özelliklerinden biri olan girişimci ruhunun yeniden canlanmasını teminen çeşitli kurum ve kuruluşlar çalışmalarını sürdürmekte bunun neticesinde bölgede girişimciliğin ivme kazandığı gözlenmektedir.


“ÖZLENEN GÜNLERİNE
KISA SÜREDE KAVUŞACAK”
Ülke ekonomisinin temel taşlarını oluşturan KOBİ’ler için Zonguldak, mevcut potansiyelini harekete geçirdiğinde özlenen eski günlerine çok kısa sürede kavuşacaktır. Kamuya dayalı ekonomiden uzaklaşılmaya başlanan günümüzde pek çok yatırımcı KOBİ, küresel rekabetten ötürü mevcudiyetini ve geleceğini korumak üzere yeni yatırımlar yapmış ve yapmaya devam etmektedirler. KOBİ’lerin temel problemlerin başında nitelikli istihdam, AR-GE, inovasyon ve endüstriyel tasarım çalışmalarının yetersizliği, yönetim organizasyon eksiklikleri ve finansman kaynaklarına ulaşmada yaşanan güçlükler gelmektedir. Bu çerçevede kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin ortak hareket ederek hazırlayacakları projeler ile nitelikli istihdam sorununun önüne geçileceği gibi dışarıya olan göç de önlenecektir.

YENİ FIRSATLAR
Nitelikli iş gücü ile KOBİ’ler global anlamda sektörlerini yakından takip edebilecek araştırma geliştirme faaliyetlerine yönelebileceklerdir. Araştıran, geliştiren KOBİ’lerimiz çevresi ile etkin bir iletişim kurarak gelişmeleri takip edebilecek ve kendilerine yeni fırsatlar yaratabileceklerdir. Özellikle hükumet politikaları ile girişimcilik ülke genelinde özendirilmiş ve düzenlenen teşvik programları ile girişimciler ve KOBİ’ler desteklenmiş ve desteklenmeye devam edilmektedir. Bu durum KOSGEB’in geçmişte sunduğu hizmet ve desteklerle sağlanmış olup, Yeni Destek Programları ile de devam etmektedir. KOBİ’lere ve girişimcilere yönelik etkin bir destekleme programı başlatan KOSGEB, yeni dönemde altı ana başlıkta vermeye devam ettiği desteklerle, sorunlarını doğru tespit edip çözümlerini projelendirebilen KOBİ’lere sektörlerinde farkındalık yaratarak, küresel rekabette bizde varız dedirtecek, ‘‘iş fikri’’ olan ve işini yeni kurmuş girişimcilere, finansman problemlerinden ötürü hayata geçiremedikleri iş fikirlerini bu yeni dönemde birer birer hayata geçirerek başarı hikâyesine dönüştürecek imkânlar sunmaktadır.

MÜREEFFEH BİR ÜLKE
Planlayan, uygulayan, sorgulayan KOBİ’ler yaratmak adına çıkılmış bu yolda tüm KOBİ’Ierimizin, girişimcilerimizin, sorunlarını doğru tespit edip doğru karar almaları kamu kurum kuruluşlarından ve devlet teşviklerinden maksimum düzeyde yararlanmaları dünyadaki rakipleri ile yarışır hale gelmeleri, ülke ekonomisine katma değer yaratmaları açısından, önem arz etmektedir. KOBİ’lerimizin ve girişimcilerimizin bu bilinçle hareket etmesi neticesinde, başarılı KOBİ, müreffeh bir ülke konumu yakalanacaktır.