Bugüne kadar 7 bini aşkın gazetecinin sertifika aldığı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Stiftung'un birlikte düzenlediği ve Aydın'da yapılan Yerel Gazetecilik Semineri'nde gazetelerin ve gazetecilerin sorunları ve çözüm yolları tartışıldı.

Seminerin son günü gazetecilerin örgütlenmesi konusundaki konuşmayla başladı. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, konuşmasında Cemiyetin basının örgütlenmesinde ve basın özgürlüğü konusunda 1946 yılından bu yana yürüttüğü çalışmalara dikkat çekti. Güneş, şunları söyledi:

Kalemini kır ama satma sözünün sahibi Sedat Simavi'nin kurduğu bir meslek örgütünde görev yapıyorum. Bu sözün değerini her geçen gün biraz daha fazla anlıyoruz. Türkiye ekonomide 17'inci, basın özgürlüğü açısından 148'inci sırada yer alıyor. Gördüğünüz gibi ekonomide koşulların iyi olması yetmiyor. Hapishanede 100 gazeteciniz varsa Çin'le İran'la kıyaslanır durumda oluyorsunuz. Türkiye'de gazeteciler hakkında açılmış 10 bine yakın açılmış dava var. Basın özgürlüğünün demokrasinin teminatı olduğunu herkes anlamak zorunda. Biz hangi görüşten olursa olsun gazetecilerin tutuksuz yargılanması gerektiğini ve yasalarda basın özgürlüğü açısından sorunlu maddelerin değiştirilmesini istiyoruz. Biz TGC olarak gazeteci duruşmalarını izlemeye ve 93 meslek örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu'nu güçlü tutmaya devam edeceğiz.

FOTOĞRAF HABERDİR

Seminerde konuşan Milliyet gazetesi foto muhabiri Ercan Arslan, basın fotoğrafçılığının medyada yeterince değer görmediğini vurgulayarak şu noktalara dikkat çekti:

Fotoğrafın en büyük özelliği insan hafızasının kaydedemediği görüntüleri kaydedip saklamasıdır. Dolayısıyla fotoğraf o kadar önemlidir ki biz onun yeni yeni farkına varıyoruz ama dünya bunun çoktan farkına varmış durumda. Bir foto muhabirin gazete için ne kadar önemli olduğunu biz hala anlatabilmiş değiliz. Fotoğraf yazıdan daha önemlidir demek istemiyorum. Fotoğraf yazı kadar önemlidir demek istiyorum. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Fotoğraf sayfada boşlukları doldurmak ya da görsel yan olsun diye koyulmaz. Fotoğraf haberdir, foto muhabiri de gazetecidir.

5. oturum TGC Muğla Temsilcisi Kenan Gürbüz moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda Basın İlan Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Cem Elçin ve Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker Basın İlan Kurumu ve Anadolu Basını konulu sunum yaptı.

İLAN FİYATLARININ ARTIRILMASI KONUSU BAKANLAR KURULU'NDA

Basın İlan Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Cem Elçin, yasal değişikliklere dikkat çekerek gazeteleri dikkatli olmaları konusunda uyardı:

Şubat ayında 20. maddede yapılan değişiklikle artık Basın İlan Kurumu ve Valilikler vergi ve sigortaları takip etmeyecek, ödemeleri takip etmeyecek, tahakkukları yeterli görecek. Fakat gazete değişikliğinde bu vergi ve sigorta borcunun olmaması esas alınacak. Eğer vergi ve sigorta borcu olarak devrolursa resmi ilan yayınlama hakkı düşecek. Buna dikkat edin. Herhangi bir gazete devrinde bu çok önemli. Resmi yayın hakkınızın düşmemesi için geriye dönük vergi ve sigorta borcunun bulunmaması gerekiyor. dedi.

Elçin şöyle konuştu: Bununla birlikte kontenjanlarla ilgili önemli değişiklikler yapıldı. En önemli noksan gazetelerin asgari kadrolarında yer alan bir personelin internet editörü olarak istihdam edilmesine olanak sağlanmıştır. Bu istihdam edilenlerden bir kişi internet editörü olarak asgari kadroda yer alabilecek. Kendi gazetesine ait bir internet sitesinde resmi ilanları yayınlayan ve bu internet sitesini güncelleyen gazetelere de 1/10 oranında ek kontenjan verilecektir. Resmi ilan fiyat tarifesinin değişikliğiyle ilgili çalışmalarımız var. Resmi ilanların fiyatlarının yükseltilmesiyle ilgili bir teklif sunduk. Şu anda Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmış durumda. Gelişmeleri takip ediyoruz.

RESMİ İLANLARIN GELECEĞİ

5'inci oturumun ikinci konuşmacısı olan Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker de konuşmasında resmi ilanlarda İstanbul'un performansını anlattı:

Yılda 80-90 milyar TL. arası resmi ilan girişi oluyor. İstanbul Şubesi olarak bunların yayınlara dağılımını yapıyoruz. Basın İlan Kurumu olarak yerel basında sadece resmi ilan için çıkan gazetelerin bir süre sonra topal kalacağını, sıkıntıya girebileceğini söylüyoruz.

Erzurum'da Basın İlan Kurumu'ndan ilan alan16 tane gazete vardı. Orada yoğun bir çalışma yapıldı. Bu gazetelerin çoğu kadrosuz, bir ya da iki kişiyle çıkan gazetelerdi. Bunlar ikna edildi. Şu an Erzurum'da 4 gazeteye düştü sayı. 4 gazetenin hem resmi ilan gelirleri arttı hem de asgari kadro sayısını çok rahatlıkla karşılar hale geldiler. Özel ilan pastaları büyüdü. Yeni bir vizyon kazandılar. Bir de Elazığ örneği var. 5 gazete Elazığ'da ortak bir reklam panosu oluşturdular. Bütün reklam çalışmalarını ortak yapıyorlar. Çok büyük bir başarı elde ettiler. Bu örneklerin diğer şehirlere de ilham vereceğini düşünüyoruz.


5N 1K'YI UYGULAMAZSANIZ HATAYA DÜŞERSİNİZ

6'ıncı oturumun ilk konuşmacısı olan TGC Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Atay, Size ABD'de yapılan 'İyi gazete nedir?' araştırmasının sonuçlarından bahsedeceğim. Araştırmanın sonucu iyi gazete çok haber veren gazetedir 150-200 haber koyan gazete iyi gazetedir. Burada yerel birkaç gazeteye baktım haber yok. Yalnız toplantı haberleri var. Eğitim, sağlık, adliye haberi yok. Ancak sadece toplantı haberleriyle gazete çıkmaz. Biliyorum muhabir çalıştırmak ucuz değil. Ama muhabiriniz olmalı. 5N 1K'nın en önemli 3 maddesi vardır: Nasıl, niçin ve kim? Bunu uygulamazsanız çok büyük hataya düşersiniz. Gazetecinin yanlış yaptığında özür dilemek mecburiyeti vardır. Ancak bugün gazeteler bu zahmete katlanmıyor. Güvenmediğiniz sitelerden haber çekmemelisiniz. Lütfen 5N 1K kuralına da dikkat edin.

HATA YAPIYORSANIZ ÖZÜR DİLEMEYİ BİLECEKSİNİZ

6'ıncı oturumun ikinci konuşmacısı olan TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Röportaj veya söyleşi yapmaya giderken ders çalışmak zorundasınız. Bilmezseniz soru soramazsınız. Kamera arkasında yani mutfakta olan şeyleri iyi bilmek zorundasınız ve önemsemelisiniz. Bu dönemde bir yabancı dil edinmek şart. Bunun dışında kullandığınız dilin kurallarını da iyi bilmelisiniz. Haberlerimizi Türkçe yazdığımız için dili doğru kullanmayı ve imla kurallarına hakim olmalısınız. Hata yapıyorsanız özür dilemeyi bilmelisiniz diye konuştu. Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bir gazeteci halkın içinde olmalıdır. Otobüse binmeli ve halkın gittiği yerlere gitmelidir. Mesleğimizi yaparken meslek ilkelerini içeren Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi bizim Anayasamız olmalıdır. Bu kuralları sık sık okuyun.

MEDYA, UCUZ EMEK CENNETİ OLDU

Oturumların ardından soru cevap bölümüne geçildi. Verilen kısa aradan sonra TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto bir değerlendirme konuşması yaptı:

Gazetecilik gerçekten çok zor günlerden geçiyor. Kendi içimizde olan bölünmüşlük çok fazla. Hemen her ilde ya da ilçede iki ya da üç cemiyet olması bunun en belirgin kanıtı. Türkiye'de bu bölünmüşlüğü artık gidermenin zamanı geldi de geçiyor. Özellikle biz medyada kendimize bir düzen veremezsek başkalarından bu düzeni isteyemeyiz. Birbirini ihbar eden, birbirini en kötü laflarla taciz eden bir mesleğin adı gazetecilik olamaz. Ama bugün bu ortamı biz hep beraber yaşıyoruz. Ceza yasalarında iyileştirmeler hala yapılacak diye bekliyoruz. Biz kendi görüşlerimizi bildirdik ama bugüne kadar ortada hep bir taslağın varlığından bahsediliyor. Taslağın içeriğini bilmiyoruz. Ama şunu kesinlikle biliyoruz ki, Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası ve Ceza Muhakemeleri Usulü gibi yasalarda iyileştirmeler yapılmadıkça daha çok gazeteci cezaevinde olacak. Gazetecinin yeri bellidir, adresi bellidir, gazetecinin delil karartmasına imkan yoktur. Ama bugün yapılanlar gazeteciye gözdağı vermektir. En kısa zamanda umuyoruz ki bu demokrasi ayıbından vazgeçilecek.